İlkokul 5.sınıfta özenti ile başlayan, gizli saklı kuytu köşelerde, karayemiş ağacının dalında (ilk sigarayı orda içmiştim) devam eden bu birliktelik ortaokul ve lisede her ne kadar devam etmediyse de üniversite yıllarında tekrardan başlamıştı. Rize–Güneysu, Yeşilyurt köyünde başlayan bu birliktelikten çok şükür kurtuldum. 10 yıl önce...
Şöyle bir bakmak istedim dünya da ve memleketimde neler olmakta yaşanmakta bu hususta…
Dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelen sigara ve madde bağımlılığı her gün biraz daha artarken insanlığın geleceğini de tehdit etmekte. Sahte “mutluluk dünyası” sunan madde bağımlılığı bugün toplumların en önemli sorunu haline gelmiş bulunmakta.
EGM Türkiye raporunda;
Türkiye’de geçen yıl 7’i 14 yaş altı olmak üzere 342 kişi uyuşturucu madde kullanımına bağlı olarak hayatını kaybetmiş. Raporda, 60 bin uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtilirken, bunlardan 4 bin 720 kişi tedavi görmekteymiş. Türkiye genelinde bir yılda düzenlenen 83 bin uyuşturucu operasyonunda 130 bin kişi gözaltına alınmış.
Ülkemizde 2 milyon alkol, 1 milyon 300 bin uyuşturucu madde bağımlısı bulunuyor. Cinayetlerin 60’ı, saldırıların yüzde 40’ı, tecavüzlerin 33’ü alkol ve madde kullanımıyla doğrudan bağlantılı.
Gençlerin yüzde 30'u sigara, yüzde 5'i alkol kullanıyor, yüzde 4'ü sadece bir kez uyuşturucu kullandığını söylüyor, yüzde 1.2’si ise ara sıra uyuşturucu kullanıyor, yüzde 1.’i ise sık sık uyuşturucu kullanıyor. Türkiye’de en fazla madde kullanım bozukluğuna 25-29 yaş arasındaki kişiler sahip. Bunu 30-34 yaş arasındaki kişiler takip ediyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında 105 kişi uyuşturucudan hayatını kaybederken, 2016 yılında bu sayı 920’ye yükseldi. Son resmi istatistiklere göre Türkiye’de 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941 oldu. Ölenlerin büyük çoğunluğu erkek, yaş ortalaması ise 32. 2013’te 232 ölüm, 2014’de 114 artışla 497, 2015 19 590, 2016 56 artış 920. 96.6 erkek. 2017’de 941 ölüm vakası 10 yılda 2000 ölüm 6 yılda 9 kat arttı.
Erkeklerde yaşam boyu uyuşturucu madde kullanımı oranı yüzde 3.5, kadınlarda ise bu oran yüzde 2.6 olduğu kaydedilmiş.
Uyuşturucu kullananların yüzde 2.6’sı eğitimsiz, yüzde 2.4’ü ilkokul mezunu, yüzde 3.2’si ortaokul mezunu, yüzde 2.6’sı lise mezunu ve yüzde 3.1’nin ise üniversite mezunu olduğu ifade edilmiş.
Eğitim seviyesi arttıkça kullanım oranlarının artması düşündürücü !
Bu nasıl açıklanabilir? Bilemiyorum.
Olaya yerel bazda yaklaşacak olursak, bölgemizde sosyo- ekonomik gelişmeler, bavul ticareti, Batum sınır kapısının açılması vb. yaşanmışlıklar; çok da üzerinde durulmayan ve toplumu derinden etkileyen madde bağımlılığını arttırıcı etkenlerden midir? İncelenip araştırılması gereken bir konu sanırım.
Bakın, bu konu da Rize için internet üzerinden yaptığım küçük bir çalışmayı paylaşayım. Unutmayın ki vatandaşımızın bu tip konularda konuşmama, paylaşmama olgusuna rağmen sonuçların bu denli çarpıcı ve hayli yüksek olması ürkütücüdür. Yaptığım yoklamada her 79 kişiden 43’ü sigara, 28’si alkol, 8’i uyuşturucu kullanmakta. Tabiiki her ikisini veyahut üçünüde kullananlarda mevcuttur. Daha da önemli olan kullanıcı sayılarından ziyade kullananların yaşı; 79 kişinin büyük bir çoğunluğu öğrenci olacak yaşta maalesef.
Bu sorunla mücadelede polisiye tedbirlerin çok iyi işlediğini söylemek mümkün değil. Bu işin uzmanları “madde kullanımı ve bağımlılığının sosyal bir olgu olduğunu belirterek, temel sebeplerinin ise ekonomik, sosyal ve kültürel problemlerden kaynaklandığını” belirtiyorlar.
Genç, körpe beyinler, bu uyuşturucu maddeleri tenha köşelerde, sokak aralarında ya da köprü altlarında koydukları bir poşet içerisinde soluyarak uyuşup sızıyorlar.
Bozuk ilişkilerden kaynaklanan güvensizlik duygusu, gelecek karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını bilememezlik, güvensizlik ve kaygılar gençleri strese, sıkıntıya ve yalnızlığa itiyor. Çevrelerinde alkol, kötü alışkanlıkları bulunan yaşça büyükler de olunca; özenme ve büyüdüğünü ispatlama çabalarıyla yalnızlık duygularını giderme dost ve çevre edinme istekleri de madde ve sigara bağımlısı olmalarını kolaylaştırmaktadır.
Özellikle bu pandemi dönemi gençleri bir hayli etkilemektedir. Kanımca bu yönde özel bir çalıştay düzenlenmesi şehrimizde elzemdir.
İçine kapalı bilgisayar telefonla haşır neşir, izole bir hayat yaşayan gençler pandemiyle birlikte 2 yıldır farklı bir boyuta geçtiler sanırım....
İnsan; doğumundan ölümüne kadar ilgi, sevgi ve şefkate muhtaçtır. İlgi, sevgi ve şefkatten mahrum olan gençler, ruhlarında hissettikleri yalnızlık ve boşluktan kurtulmak için genelde zararlı alışkanlıklara yönelirler. Burada ebeveyinlere ve okul öğretmenlerine çok iş düşmektedir. Öncelikle bilinçli anne, babalar yetiştirme adına onların çocuk nasıl yetiştirilir içerikli kurslara katılımları sağlanmalıdır. Hatta evlenmeye, çocuk yapmaya karara veren her çift önce eğitime tabi tutulmalıdır. Bu hususta belediyelere ve yerel yönetimlere çok iş düşmektedir. Belediye salt “bize verilen yetkiye dayanarak sizleri karıkoca ilan ediyorum” söylem ve görevinden sıyrılmalıdır.
Gençlerimizi bu tip alışkanlıktan uzak tutacak gençlik merkezleri, spor aktiviteleri, festivaller, öğrenci kampları ve sevgi paylaşım merkezleri oluşturmak için harekete geçmelidir.
Gençlere vakit geçirebilecekleri alanlar yaratıp müzik aletleri çalmaya teşvik edilmeli, imece mantığında gençleri bir araya toplayıp ihtiyacı olan kişilere yardım imkanı sağlanmalı. El becerilerini geliştirecek iş imkanlarını eğlence mantığında hem öğretip hem de kullanabilecekleri alanlar yaratılmalı.
Boş bırakılan her genç vitesi boşalan araba gibi gider. Ve kendine, çevresine zarar verebilir.
İnsanlar, özellikle de çocuklar ve gençler gördükleri şeyi taklit eder, öğrendiklerini de yaparlar. Bunun için insan her zaman iyi örneklere, olumlu mesajlara muhtaçtır.
Aman, boşver, banane ya…söyleminden uzak, mutlu sağlıklı günler dilerim.
”Keyifli ve güvenli yolculuklarda RİZE TREN GAR'ında görüşmek dileklerimle.
#SAMSUNSARPDEMİRYOLU
Anasayfa
Yazarlar
Mustafa Barış ÖZTÜRK
Yazı Detayı
Bu yazı 786+ kez okundu.
"UYUŞTURUCUYA DİKKAT"
İlkokul 5.sınıfta özenti ile başlayan, gizli saklı kuytu köşelerde, karayemiş ağacının dalında (ilk sigarayı orda içmiştim) devam eden bu birliktelik ortaokul ve lisede her ne kadar devam etmediyse de üniversite yıllarında tekrardan başlamıştı. Rize–Güneysu, Yeşilyurt köyünde başlayan bu birliktelikten çok şükür kurtuldum. 10 yıl önce...
Şöyle bir bakmak istedim dünya da ve memleketimde neler olmakta yaşanmakta bu hususta…
Dünyanın en önemli sorunlarından biri haline gelen sigara ve madde bağımlılığı her gün biraz daha artarken insanlığın geleceğini de tehdit etmekte. Sahte “mutluluk dünyası” sunan madde bağımlılığı bugün toplumların en önemli sorunu haline gelmiş bulunmakta.
EGM Türkiye raporunda;
Türkiye’de geçen yıl 7’i 14 yaş altı olmak üzere 342 kişi uyuşturucu madde kullanımına bağlı olarak hayatını kaybetmiş. Raporda, 60 bin uyuşturucu bağımlısı olduğu belirtilirken, bunlardan 4 bin 720 kişi tedavi görmekteymiş. Türkiye genelinde bir yılda düzenlenen 83 bin uyuşturucu operasyonunda 130 bin kişi gözaltına alınmış.
Ülkemizde 2 milyon alkol, 1 milyon 300 bin uyuşturucu madde bağımlısı bulunuyor. Cinayetlerin 60’ı, saldırıların yüzde 40’ı, tecavüzlerin 33’ü alkol ve madde kullanımıyla doğrudan bağlantılı.
Gençlerin yüzde 30'u sigara, yüzde 5'i alkol kullanıyor, yüzde 4'ü sadece bir kez uyuşturucu kullandığını söylüyor, yüzde 1.2’si ise ara sıra uyuşturucu kullanıyor, yüzde 1.’i ise sık sık uyuşturucu kullanıyor. Türkiye’de en fazla madde kullanım bozukluğuna 25-29 yaş arasındaki kişiler sahip. Bunu 30-34 yaş arasındaki kişiler takip ediyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre 2011 yılında 105 kişi uyuşturucudan hayatını kaybederken, 2016 yılında bu sayı 920’ye yükseldi. Son resmi istatistiklere göre Türkiye’de 2017 yılında uyuşturucudan ölenlerin sayısı 941 oldu. Ölenlerin büyük çoğunluğu erkek, yaş ortalaması ise 32. 2013’te 232 ölüm, 2014’de 114 artışla 497, 2015 19 590, 2016 56 artış 920. 96.6 erkek. 2017’de 941 ölüm vakası 10 yılda 2000 ölüm 6 yılda 9 kat arttı.
Erkeklerde yaşam boyu uyuşturucu madde kullanımı oranı yüzde 3.5, kadınlarda ise bu oran yüzde 2.6 olduğu kaydedilmiş.
Uyuşturucu kullananların yüzde 2.6’sı eğitimsiz, yüzde 2.4’ü ilkokul mezunu, yüzde 3.2’si ortaokul mezunu, yüzde 2.6’sı lise mezunu ve yüzde 3.1’nin ise üniversite mezunu olduğu ifade edilmiş.
Eğitim seviyesi arttıkça kullanım oranlarının artması düşündürücü !
Bu nasıl açıklanabilir? Bilemiyorum.
Olaya yerel bazda yaklaşacak olursak, bölgemizde sosyo- ekonomik gelişmeler, bavul ticareti, Batum sınır kapısının açılması vb. yaşanmışlıklar; çok da üzerinde durulmayan ve toplumu derinden etkileyen madde bağımlılığını arttırıcı etkenlerden midir? İncelenip araştırılması gereken bir konu sanırım.
Bakın, bu konu da Rize için internet üzerinden yaptığım küçük bir çalışmayı paylaşayım. Unutmayın ki vatandaşımızın bu tip konularda konuşmama, paylaşmama olgusuna rağmen sonuçların bu denli çarpıcı ve hayli yüksek olması ürkütücüdür. Yaptığım yoklamada her 79 kişiden 43’ü sigara, 28’si alkol, 8’i uyuşturucu kullanmakta. Tabiiki her ikisini veyahut üçünüde kullananlarda mevcuttur. Daha da önemli olan kullanıcı sayılarından ziyade kullananların yaşı; 79 kişinin büyük bir çoğunluğu öğrenci olacak yaşta maalesef.
Bu sorunla mücadelede polisiye tedbirlerin çok iyi işlediğini söylemek mümkün değil. Bu işin uzmanları “madde kullanımı ve bağımlılığının sosyal bir olgu olduğunu belirterek, temel sebeplerinin ise ekonomik, sosyal ve kültürel problemlerden kaynaklandığını” belirtiyorlar.
Genç, körpe beyinler, bu uyuşturucu maddeleri tenha köşelerde, sokak aralarında ya da köprü altlarında koydukları bir poşet içerisinde soluyarak uyuşup sızıyorlar.
Bozuk ilişkilerden kaynaklanan güvensizlik duygusu, gelecek karşısında ne yapacağını, nasıl davranacağını bilememezlik, güvensizlik ve kaygılar gençleri strese, sıkıntıya ve yalnızlığa itiyor. Çevrelerinde alkol, kötü alışkanlıkları bulunan yaşça büyükler de olunca; özenme ve büyüdüğünü ispatlama çabalarıyla yalnızlık duygularını giderme dost ve çevre edinme istekleri de madde ve sigara bağımlısı olmalarını kolaylaştırmaktadır.
Özellikle bu pandemi dönemi gençleri bir hayli etkilemektedir. Kanımca bu yönde özel bir çalıştay düzenlenmesi şehrimizde elzemdir.
İçine kapalı bilgisayar telefonla haşır neşir, izole bir hayat yaşayan gençler pandemiyle birlikte 2 yıldır farklı bir boyuta geçtiler sanırım....
İnsan; doğumundan ölümüne kadar ilgi, sevgi ve şefkate muhtaçtır. İlgi, sevgi ve şefkatten mahrum olan gençler, ruhlarında hissettikleri yalnızlık ve boşluktan kurtulmak için genelde zararlı alışkanlıklara yönelirler. Burada ebeveyinlere ve okul öğretmenlerine çok iş düşmektedir. Öncelikle bilinçli anne, babalar yetiştirme adına onların çocuk nasıl yetiştirilir içerikli kurslara katılımları sağlanmalıdır. Hatta evlenmeye, çocuk yapmaya karara veren her çift önce eğitime tabi tutulmalıdır. Bu hususta belediyelere ve yerel yönetimlere çok iş düşmektedir. Belediye salt “bize verilen yetkiye dayanarak sizleri karıkoca ilan ediyorum” söylem ve görevinden sıyrılmalıdır.
Gençlerimizi bu tip alışkanlıktan uzak tutacak gençlik merkezleri, spor aktiviteleri, festivaller, öğrenci kampları ve sevgi paylaşım merkezleri oluşturmak için harekete geçmelidir.
Gençlere vakit geçirebilecekleri alanlar yaratıp müzik aletleri çalmaya teşvik edilmeli, imece mantığında gençleri bir araya toplayıp ihtiyacı olan kişilere yardım imkanı sağlanmalı. El becerilerini geliştirecek iş imkanlarını eğlence mantığında hem öğretip hem de kullanabilecekleri alanlar yaratılmalı.
Boş bırakılan her genç vitesi boşalan araba gibi gider. Ve kendine, çevresine zarar verebilir.
İnsanlar, özellikle de çocuklar ve gençler gördükleri şeyi taklit eder, öğrendiklerini de yaparlar. Bunun için insan her zaman iyi örneklere, olumlu mesajlara muhtaçtır.
Aman, boşver, banane ya…söyleminden uzak, mutlu sağlıklı günler dilerim.
”Keyifli ve güvenli yolculuklarda RİZE TREN GAR'ında görüşmek dileklerimle.
#SAMSUNSARPDEMİRYOLU
Ekleme
Tarihi: 10 Eylül 2021 - Cuma
"UYUŞTURUCUYA DİKKAT"
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.