Kendine ait kelimeleri olanların az ama emanet repliklerle hayat tüketenlerin ve iki yakası bir türlü bir araya gelemeyenlerin çok olduğu ülkemde; Instagram kullananlar iyi bilir, story paylaşma geleneğini…Story derken, hikaye olanı kastederiz… Story demek daha havalı olduğundan belki, hikaye demeyi avam bulduğumuzdan ya da… Ardından, vitrine ekleyeceğimiz en iyi story için, en olmadık roller içine gireriz…
Başarmanın hikâyesinde,
Bu da bir çeşit yoldur…
Ama…
Çok sonuç vermez…
Çünkü bu siz değilsiniz!
Peki, gelelim hikâyemize...
Günlerden bir gün, bir Kral’a iki harika şahin hediye edilir. Kral, bu zamana kadar böyle ihtişamlı şahin görmemiştir. Bu değerli kuşları eğitmesi için bir şahin eğiticisi çağırır.
Aylar geçer, şahinlerden birisi gökyüzünde asil bir şekilde süzülerek uçuyor, ancak diğer şahin, üzerinde bulunduğu daldan, geldiği günden beri bir türlü ayrılmıyordur.
Bunun üzerinde Kral, ülkedeki pek çok şahin eğiticisini seferber eder, ama kimse bu şahini uçurmayı başaramaz.
Ülkede denenmemiş tek bir eğitici kalmıştır. Sonunda, Kral’ın emriyle o eğitici de Saray’a getirilir ve çalışmaya koyulur.
Kral, ertesi gün uyandığında, camdan bakar ve her iki şahinin de muhteşem bir şekilde uçtuğunu görünce, gözlerine inanamaz. Koşar adımlarla eğiticinin yanına gider ve sorar;
‘Nasıl başardın bunu?
En az 10 eğitici geldi, başaramadı.
Sen nasıl yaptın?
Şahin eğiticisi cevap verir:
‘Çok basit Kralım…
Sadece kuşun üzerinde durduğu dalı kestim…’
İşin özü şu ki…
Güvenlik alanlarımızın dışına çıkamadığımız için, istediğimiz yönde bir değişim gerçekleştiremiyoruz… İşte böyle durumlarda, rahatlık alanımızın dışına çıkmak için, üzerinde durduğumuz dalı kesmek gerekiyor… Siz de, istediğiniz o muhteşem uçuşu gerçekleştirebilmek için daha fazla beklemeyin…
Kesin o dalı!
Niye mi?
Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar, bundan!
Bu hikâye, Sokrates’in…
Peki, bizlerin kendi hikayesi ve dal’ı ne durumda?
Kestik mi?
Yoksa…
Üzerinde tünemeye devam mı?