Seçim sürecine giriyoruz.
İster erken seçim, isterse zamanında yapılacak olan seçim olsun, süreç başlamış bulunmaktadır.
Lakin,
ülkemiz siyasi tarihinin en önemli seçimlerine belki de tarihte hiç olmadığı kadar heyecansız ve düşük tempoda yaklaşıyor...
İlerleyen zamanlarda seçimi kazanabilmek, sandıktan başarılı çıkabilmek için herkes elindeki kozu ortaya koyacaktır, meydanlar şenlenecektir tabiki de !
Önemli olan; İleride altından kalkılamayacak olan sözler verilmemeli elinde güç olanlar ise, bu gücü kullanmak suretiyle seçim vaatleri yaparak sandıktan başarılı çıkmanın yollarını ararken ipin ucunu kaçırmamalıdır.
Ülkenin geleceği düşünülerek hareket edilmeli, buna göre sözler verilmeli ve buna görede adımlar atılmalıdır.
Demokratik rejimlerde koltuklar gelip geçicicidir. Devlet ise kalıcıdır.
Bunun içinde adayların önce kendilerini değil, önce ülkelerini düşünmeleri bir kez daha hatırlatayım.
Benim aklım karışık. Ak Parti iktidarını ilk defa bu kadar savunmasız yakalama şansını elde eden muhalefet, bugüne kadar neden hep muhalefette kaldığının dersini veriyor gibi... Muhalefet kanadı, Ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntıların arkasına sığınmış, başka hiç bir şey yapmasına gerek yokmuş gibi giriyor seçim sürecine. Elindeki iktidarı kaybetmek istemeyen Cumhur İttifakı en büyük handikapı olan ve ilk defa bir seçime bu kadar zorlanarak girmesine sebep olan ekonomik tabloyu zayıflatmak ve unutturmak için çalışırken, muhalefet nasılsa bunlar artık bu işi düzeltemez bizde iktidarı kolayca alırız havasında gibi görüyorum.
Artık önümüzde az bir zaman kalmış olmasına rağmen seçim atmosferine girmekten herkes kaçınıyor. Hem iktidar hem de muhalefet işi ağırdan alıyor. Bakalım bu filmin sonu nasıl bitecek.
İktidar tarafı her zaman ki gibi kendinden emin gibi gözüküyor. Muhalefet olmayınca durum bu.
İnsan bazen rahmeli Demirel yaşasaydı muhalefet nasıl yapılır, meydanlar nasıl şenlenirdi diye düşünmeden edemiyor.
Ne olursa olsun, mizah, özellikle "muhalefet" için, değişim isteyenler için, önemli ve güçlü bir silahtır. Ancak, son yıllarda, Türkiye'de, özellikle siyaset alanında, maalesef, mizah neredeyse yok olup gitti. Meydanlarda gergin, kutuplaştırıcı, kışkırtıcı konuşma tarzı tercih ediliyor. Mizah, siyaset arenasından giderek uzaklaşıyor. Bu, zaten "sorunlu" olan bir alanı, daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Gülmeyen yüzlerin, asık suratların belirlediği bir kavga ortamı öne çıkıyor.
Muhalefet kanadında Çarşı pazar karışık. Masalar;
6'li
2'li
1'li
Şimdilik.
Bu gidişatla;
6'lı masadan bir eğlence sonrası işkenbeci de biten altılı bir resim karesi, ikili masadan mum ışığında romantik bir akşam yemeği karesi, birli masadan balkonda çay kahve eşliğinde dinlenen " biz nerde yanlış yaptık" karesi geride kalır kanısındayım.
Geleneklerin terkedilmesiyle, ben istedim oldu sıralaması oluşacak gibi görünüyor. Muhakkak bunun muhasebesi yapılmıştır. Bizim denklerimizde sonuç sıfır gibi görünüyorsa da, Einstein’ın meşhur E=mc2 denklemini yeniden yazdıklarını ve denklemdeki bilinmeyen eksikleri tamamlayarak fizik Kanunlarını yeniden yazacaklarını umuyor olabilirler. Bu teorik denklemin doğruluğu da seçimde belli olacak.
Sonuç itibarıyla, ülke tarihinin en önemli seçimlerinden birine şahit olacağız. Ama görünen o ki bu seçime ne siyasiler, nede millet hazır değil. Milletin derdi yokluk, siyasilerin derdi tokluk. Yeni vekil heveslileri ise sanırım dokunulmazlık cazibesiyle yanıp tutuşuyorlar.
Rizeliler olarak Talebimizdir
RİZELİLER olarak sizden ricamız var. Derdi millete vekil olmak değil de dokunulmaz olmak olan aday adaylarını karşımıza çıkarmayın. Biz zaten onlara dokunamıyoruz. Onlarda bize dokunmuyor. Oraya yazdığınız adamlar kendileri için dokunulmaz olsunlar eyvallahta bizim için suya sabuna DOKUNUR olsunlar yeter
Anasayfa
Yazarlar
Mustafa Barış ÖZTÜRK
Yazı Detayı
Bu yazı 2736+ kez okundu.
Seçime 6 ay kala 6'lı Masa ve Diğerleri...
Seçim sürecine giriyoruz.
İster erken seçim, isterse zamanında yapılacak olan seçim olsun, süreç başlamış bulunmaktadır.
Lakin,
ülkemiz siyasi tarihinin en önemli seçimlerine belki de tarihte hiç olmadığı kadar heyecansız ve düşük tempoda yaklaşıyor...
İlerleyen zamanlarda seçimi kazanabilmek, sandıktan başarılı çıkabilmek için herkes elindeki kozu ortaya koyacaktır, meydanlar şenlenecektir tabiki de !
Önemli olan; İleride altından kalkılamayacak olan sözler verilmemeli elinde güç olanlar ise, bu gücü kullanmak suretiyle seçim vaatleri yaparak sandıktan başarılı çıkmanın yollarını ararken ipin ucunu kaçırmamalıdır.
Ülkenin geleceği düşünülerek hareket edilmeli, buna göre sözler verilmeli ve buna görede adımlar atılmalıdır.
Demokratik rejimlerde koltuklar gelip geçicicidir. Devlet ise kalıcıdır.
Bunun içinde adayların önce kendilerini değil, önce ülkelerini düşünmeleri bir kez daha hatırlatayım.
Benim aklım karışık. Ak Parti iktidarını ilk defa bu kadar savunmasız yakalama şansını elde eden muhalefet, bugüne kadar neden hep muhalefette kaldığının dersini veriyor gibi... Muhalefet kanadı, Ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntıların arkasına sığınmış, başka hiç bir şey yapmasına gerek yokmuş gibi giriyor seçim sürecine. Elindeki iktidarı kaybetmek istemeyen Cumhur İttifakı en büyük handikapı olan ve ilk defa bir seçime bu kadar zorlanarak girmesine sebep olan ekonomik tabloyu zayıflatmak ve unutturmak için çalışırken, muhalefet nasılsa bunlar artık bu işi düzeltemez bizde iktidarı kolayca alırız havasında gibi görüyorum.
Artık önümüzde az bir zaman kalmış olmasına rağmen seçim atmosferine girmekten herkes kaçınıyor. Hem iktidar hem de muhalefet işi ağırdan alıyor. Bakalım bu filmin sonu nasıl bitecek.
İktidar tarafı her zaman ki gibi kendinden emin gibi gözüküyor. Muhalefet olmayınca durum bu.
İnsan bazen rahmeli Demirel yaşasaydı muhalefet nasıl yapılır, meydanlar nasıl şenlenirdi diye düşünmeden edemiyor.
Ne olursa olsun, mizah, özellikle "muhalefet" için, değişim isteyenler için, önemli ve güçlü bir silahtır. Ancak, son yıllarda, Türkiye'de, özellikle siyaset alanında, maalesef, mizah neredeyse yok olup gitti. Meydanlarda gergin, kutuplaştırıcı, kışkırtıcı konuşma tarzı tercih ediliyor. Mizah, siyaset arenasından giderek uzaklaşıyor. Bu, zaten "sorunlu" olan bir alanı, daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Gülmeyen yüzlerin, asık suratların belirlediği bir kavga ortamı öne çıkıyor.
Muhalefet kanadında Çarşı pazar karışık. Masalar;
6'li
2'li
1'li
Şimdilik.
Bu gidişatla;
6'lı masadan bir eğlence sonrası işkenbeci de biten altılı bir resim karesi, ikili masadan mum ışığında romantik bir akşam yemeği karesi, birli masadan balkonda çay kahve eşliğinde dinlenen " biz nerde yanlış yaptık" karesi geride kalır kanısındayım.
Geleneklerin terkedilmesiyle, ben istedim oldu sıralaması oluşacak gibi görünüyor. Muhakkak bunun muhasebesi yapılmıştır. Bizim denklerimizde sonuç sıfır gibi görünüyorsa da, Einstein’ın meşhur E=mc2 denklemini yeniden yazdıklarını ve denklemdeki bilinmeyen eksikleri tamamlayarak fizik Kanunlarını yeniden yazacaklarını umuyor olabilirler. Bu teorik denklemin doğruluğu da seçimde belli olacak.
Sonuç itibarıyla, ülke tarihinin en önemli seçimlerinden birine şahit olacağız. Ama görünen o ki bu seçime ne siyasiler, nede millet hazır değil. Milletin derdi yokluk, siyasilerin derdi tokluk. Yeni vekil heveslileri ise sanırım dokunulmazlık cazibesiyle yanıp tutuşuyorlar.
Rizeliler olarak Talebimizdir
RİZELİLER olarak sizden ricamız var. Derdi millete vekil olmak değil de dokunulmaz olmak olan aday adaylarını karşımıza çıkarmayın. Biz zaten onlara dokunamıyoruz. Onlarda bize dokunmuyor. Oraya yazdığınız adamlar kendileri için dokunulmaz olsunlar eyvallahta bizim için suya sabuna DOKUNUR olsunlar yeter
Ekleme
Tarihi: 15 Ocak 2023 - Pazar
Seçime 6 ay kala 6'lı Masa ve Diğerleri...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(2)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Yusuf Kemal
(02.02.2023 10:11 -
#225)
Millet İttifakı Rize' den en az 2 vekil alır. Fındıklı , Pazar önde gidiyor..