Mustafa Barış ÖZTÜRK
Köşe Yazarı
Mustafa Barış ÖZTÜRK
 

”Nerde O Eski Bayramlar” ifadesi gerçekten mana kazandı bu bayramda !

Uzunca bir zamandır bu yaşıma kadar her bayram sabahı rahmetli Barış Ağbinin  (Manço) “Bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısını söyleyerek uyanır ve uyandırırım ev ahalisini. Erkenden kalkarım. Bayram namazı için caminin yolunu tutarım. Bayram namazını kılıp caminin avlusunda bekleyen simitçiden bayram simitlerini alıp eve dönerim. Traş olurum. "Giyelim en güzel giysileri" diyerekten giyinirim. Sonrası bayramlaşma faslı ve muhkem bir kahvaltı. Güneye inmekten hoşlanmam ki bu yıl imkânsiz zaten... Gidilecekse yine memlekete, aileyi görmeye gidilmelidir diyenlerdenim. Dünyanın en güzel şehri RİZEM yanı... Dünyanın en güzel şeyi böyle özel zamanların aileyle, en sevilen dostlarla geçirilmesidir. Kanımca bunlardan sayılı vardır. Ömür boyu tadı çıkartılmalıdır. Bayram demek tatil yörelerine kaçmak için bulunmaz bir fırsat demek bazıları için. Yoğun iş stresinden ve modern çağın sıkıntılarından bunalan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için artık akrabaların bir araya gelmeleri gibi bir durum kalmadı. Özellikle gençler ve çocuklar maalesef bu yakın ilişkileri yaşama şansını pek bulamıyorlar. Tabi ki şans olduğu fikrini bile reddedenler var. Yaşı 20’lerde olan gençler artık kendi arkadaşlarıyla kendi programlarını yapmaya başladılar. Çocuklar bile bayramın sadece tatilden ibaret olduğunu sanıyor. Aileler eğer imkanları varsa günlerce önceden tatil planlarını yapmaya başlıyor ve belki sadece bir telefonla yakınlarının bayramlarını kutlamakla yetiniyorlar. Aslında çocuklar bayramı severler. Bayramda çocuklara harçlık vermek, yeni kıyafetler almak ve oyuncaklar hediye etmek gibi bir gelenek hala sürmekte. Ancak çocuklar günümüzde kendi dünyalarında yaşıyorlar. Bu dünya ise bilgisayar ve bilgisayar oyunlarından kurulu sanal bir dünya. Kafayı ucu bucağı sınırsız o dünyaya bir daldırıyorsun çık çıkabilirsen... Bayramlar kimileri için de geçen günlerden farksız sıradan bir gün haline dönüştü. Normal zamanlarda bayramların şekercilere, giyim ve ulaşım işletmelerine kazanç sağlaması gibi sonuçlarının yanı sıra önemli bir faydası daha var. İnsanı her zaman ki çevresinin dışına çıkarıyor. Dünyaya kendininkinden çok farklı açılardan bakan kişilerle temasa geçiriyor. Lakin bu yıl malum sebeple böyle olmayacağı muhakkak. Bayram öncesinde çokça karşılaştığım bir konu var. Son yıllarda teknolojinin ilerleyip, yayılmasıyla bayram tebrik kartlarının kullanılması azaldı, hatta bitme nokyasına geldi. Kaçımız bayramlarda kartpostal alıp hal hatır sorup iyi dilekleri yazıp postaladınız bir düşünün isterseniz.                Duyar gibiyim hiç... Hiç birimiz artık kişiye özel, özenip bezenerek seçip bir kart postal yazıp göndermiyoruz. Peki ne yapıyoruz kopyala-yapıştır. İş dünyasında bu uygulama çehre değiştirerek devam etmektedir. İş dünyasında çoğunlukla, şirket veya kuruma ait matbu şekilde bastırılmış kartlar üzerine bir adet kartvizit eklenip, bir kuru imza atılıp gönderiliyor. Pek çok kişi bir ıslak imza atma zahmetine bile katlanmıyor. Bazıları kartvizit eklemeden ismini de yazmadan sadece imza atıyor. Karşı taraf o imzayı tanımaya mecburmuş gibi. Bu tebrik kartları, gönderenle gönderilen arasında herhangi bir sevgi veya saygı ilişkisi kurulmasına katkıda bulunmuyor. Hatta elinize gelen tebrik kartının onu gönderenle de pek bir ilişkisi bulunmuyor. Sekreterler, özel kalemler bilgisayarın tuşuna bastı mı adres-etiket programı evvelce yüklenen listeye göre yazıcıdan çıkartılıyor, bir çalışan etiketleri zarflara yapıştırıyor, içine de bir kartvizit konuyor. En küçük özel bir zahmet, asgari bir kişisellik, özen ve saygı yok. Bu arada özensizlik o boyutlara ulaşmış ki; bayram seyran tebriklerinde gönderilen çikolataların son kullanım tarihleri bile geçmiş olabiliyor... Şimdilerde bayram yılbaşı, doğum günleri veyahut kandil gecelerinde ki cep telefonundan atılan mesajlara twit’lere girmiyorum bile. Onlarca değil binlerce tıpa tıp anlamsız, özensiz, mesnetsiz mesajlar… Erkek, kız, yaşlı, genç, dost, arkadaş, tanıdık, akraba veya komşu gibi faklı profillere bakılmaksızın iletilip herkesle paylaşılabiliyor. Tebrik kartlarına veya Sms lere kişisel bir mesaj ekleyemiyorsanız lütfen zahmet ve masraf etmeyin.  Boşuna mesaj kotanızın dolmasına yol açmış olursunuz. En azından muhattabın ismini yazın... Ha birde, Bay mı? Bayan mı? Ona barı özen gösterin ! Telefonunuz telefonumun bayramını en içten dileklerle kutlamasın lütfen !!! Bayramlardan geriye bıraktığımız tek şey telefonlarda ki ruhsuz sloganlar ve sosyal medya fenomenlerinden oluşan bir insan yığını... Bu bayram bu şartlarda yapılabilecek çok şey yok malesef. Tebrikleşmeler, yaşlı aile büyüklerini ziyaret, topluca yapılan bayram sabahı kahvaltıları... Nasipse seneye. Ama yine de, unutmayın ! Çocuklar için bayram demek öncelikle harçlık ve şekerlemeler demek. Bu eskiden de böyleydi, şimdi de böyle olsun lütfen Bu sebeple maskeli konuraklı bir şekilde, parayla temas etmeden, el öpülmesi yapılmadan, elinde poşetle gelen çocuklara şeker ve harçlıklarını verelim. Bayramlara ait değişmeyen neredeyse tek kavram o kaldı zaten. Yakında olsun, uzakta olsun sesini duyduğunuz, elini tuttuğunuz, kapısını çaldığınız, sarıldığınız, konuştuğunuz insanlarla güzeldir bayramlar. İşte o sebeple... ”Nerde O Eski Bayramlar” ifadesi gerçekten mana kazandı bu bayramda ! Bu bayramda bu şekilde olsun. Yaşadığımız her gün güzel ve özeldir. Çünkü tekrarı yoktur. Nefes aldığımız her an, sevdiklerimizle geçirdiğimiz her saniye, evdeki bir insan nefesi, saçını okşayan sevgi dolu bir el. Sevdiğimiz insanlarla geçirdiğimiz her gün bayramdır. Amansızca görülen bir hastalığın pençesinden kurtulabilmek, sağlığa tekrar kavuşabilmek bayramdır. Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir. Sevgi yayılır her yana... Tasa iken sevinç olur, hüzün iken beklenen bir neşeye dönüşür. Evrene aşı olur ilaç olur... Ramazan Bayramımızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm dünyayı sevince boğup ülkemize evimize bereket, neşe ve şifa getirmesi dileğimle. İyi bayramlar...
Ekleme Tarihi: 23 Mayıs 2020 - Cumartesi

”Nerde O Eski Bayramlar” ifadesi gerçekten mana kazandı bu bayramda !

Uzunca bir zamandır bu yaşıma kadar her bayram sabahı rahmetli Barış Ağbinin  (Manço) “Bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısını söyleyerek uyanır ve uyandırırım ev ahalisini.


Erkenden kalkarım. Bayram namazı için caminin yolunu tutarım. Bayram namazını kılıp caminin avlusunda bekleyen simitçiden bayram simitlerini alıp eve dönerim.


Traş olurum. "Giyelim en güzel giysileri" diyerekten giyinirim. Sonrası bayramlaşma faslı ve muhkem bir kahvaltı.


Güneye inmekten hoşlanmam ki bu yıl imkânsiz zaten... Gidilecekse yine memlekete, aileyi görmeye gidilmelidir diyenlerdenim. Dünyanın en güzel şehri RİZEM yanı... Dünyanın en güzel şeyi böyle özel zamanların aileyle, en sevilen dostlarla geçirilmesidir. Kanımca bunlardan sayılı vardır. Ömür boyu tadı çıkartılmalıdır.


Bayram demek tatil yörelerine kaçmak için bulunmaz bir fırsat demek bazıları için. Yoğun iş stresinden ve modern çağın sıkıntılarından bunalan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için artık akrabaların bir araya gelmeleri gibi bir durum kalmadı. Özellikle gençler ve çocuklar maalesef bu yakın ilişkileri yaşama şansını pek bulamıyorlar. Tabi ki şans olduğu fikrini bile reddedenler var. Yaşı 20’lerde olan gençler artık kendi arkadaşlarıyla kendi programlarını yapmaya başladılar. Çocuklar bile bayramın sadece tatilden ibaret olduğunu sanıyor. Aileler eğer imkanları varsa günlerce önceden tatil planlarını yapmaya başlıyor ve belki sadece bir telefonla yakınlarının bayramlarını kutlamakla yetiniyorlar.


Aslında çocuklar bayramı severler. Bayramda çocuklara harçlık vermek, yeni kıyafetler almak ve oyuncaklar hediye etmek gibi bir gelenek hala sürmekte. Ancak çocuklar günümüzde kendi dünyalarında yaşıyorlar. Bu dünya ise bilgisayar ve bilgisayar oyunlarından kurulu sanal bir dünya. Kafayı ucu bucağı sınırsız o dünyaya bir daldırıyorsun çık çıkabilirsen...


Bayramlar kimileri için de geçen günlerden farksız sıradan bir gün haline dönüştü.


Normal zamanlarda bayramların şekercilere, giyim ve ulaşım işletmelerine kazanç sağlaması gibi sonuçlarının yanı sıra önemli bir faydası daha var. İnsanı her zaman ki çevresinin dışına çıkarıyor. Dünyaya kendininkinden çok farklı açılardan bakan kişilerle temasa geçiriyor.

Lakin bu yıl malum sebeple böyle olmayacağı muhakkak.


Bayram öncesinde çokça karşılaştığım bir konu var.

Son yıllarda teknolojinin ilerleyip, yayılmasıyla bayram tebrik kartlarının kullanılması azaldı, hatta bitme nokyasına geldi.

Kaçımız bayramlarda kartpostal alıp hal hatır sorup iyi dilekleri yazıp postaladınız bir düşünün isterseniz.               

Duyar gibiyim hiç...

Hiç birimiz artık kişiye özel, özenip bezenerek seçip bir kart postal yazıp göndermiyoruz. Peki ne yapıyoruz kopyala-yapıştır.


İş dünyasında bu uygulama çehre değiştirerek devam etmektedir.

İş dünyasında çoğunlukla, şirket veya kuruma ait matbu şekilde bastırılmış kartlar üzerine bir adet kartvizit eklenip, bir kuru imza atılıp gönderiliyor. Pek çok kişi bir ıslak imza atma zahmetine bile katlanmıyor. Bazıları kartvizit eklemeden ismini de yazmadan sadece imza atıyor. Karşı taraf o imzayı tanımaya mecburmuş gibi.

Bu tebrik kartları, gönderenle gönderilen arasında herhangi bir sevgi veya saygı ilişkisi kurulmasına katkıda bulunmuyor. Hatta elinize gelen tebrik kartının onu gönderenle de pek bir ilişkisi bulunmuyor. Sekreterler, özel kalemler bilgisayarın tuşuna bastı mı adres-etiket programı evvelce yüklenen listeye göre yazıcıdan çıkartılıyor, bir çalışan etiketleri zarflara yapıştırıyor, içine de bir kartvizit konuyor. En küçük özel bir zahmet, asgari bir kişisellik, özen ve saygı yok.


Bu arada özensizlik o boyutlara ulaşmış ki; bayram seyran tebriklerinde gönderilen çikolataların son kullanım tarihleri bile geçmiş olabiliyor...


Şimdilerde bayram yılbaşı, doğum günleri veyahut kandil gecelerinde ki cep telefonundan atılan mesajlara twit’lere girmiyorum bile. Onlarca değil binlerce tıpa tıp anlamsız, özensiz, mesnetsiz mesajlar… Erkek, kız, yaşlı, genç, dost, arkadaş, tanıdık, akraba veya komşu gibi faklı profillere bakılmaksızın iletilip herkesle paylaşılabiliyor.

Tebrik kartlarına veya Sms lere kişisel bir mesaj ekleyemiyorsanız lütfen zahmet ve masraf etmeyin.  Boşuna mesaj kotanızın dolmasına yol açmış olursunuz. En azından muhattabın ismini yazın...

Ha birde, Bay mı?

Bayan mı?

Ona barı özen gösterin !


Telefonunuz telefonumun bayramını en içten dileklerle kutlamasın lütfen !!!


Bayramlardan geriye bıraktığımız tek şey telefonlarda ki ruhsuz sloganlar ve sosyal medya fenomenlerinden oluşan bir insan yığını...


Bu bayram bu şartlarda yapılabilecek çok şey yok malesef. Tebrikleşmeler, yaşlı aile büyüklerini ziyaret,

topluca yapılan bayram sabahı kahvaltıları... Nasipse seneye.


Ama yine de, unutmayın !

Çocuklar için bayram demek öncelikle harçlık ve şekerlemeler demek. Bu eskiden de böyleydi, şimdi de böyle olsun lütfen

Bu sebeple maskeli konuraklı bir şekilde, parayla temas etmeden, el öpülmesi yapılmadan, elinde poşetle gelen çocuklara şeker ve harçlıklarını verelim. Bayramlara ait değişmeyen neredeyse tek kavram o kaldı zaten.


Yakında olsun, uzakta olsun sesini duyduğunuz, elini tuttuğunuz, kapısını çaldığınız, sarıldığınız, konuştuğunuz insanlarla güzeldir bayramlar.

İşte o sebeple...


”Nerde O Eski Bayramlar” ifadesi gerçekten mana kazandı bu bayramda !


Bu bayramda bu şekilde olsun. Yaşadığımız her gün güzel ve özeldir. Çünkü tekrarı yoktur. Nefes aldığımız her an, sevdiklerimizle geçirdiğimiz her saniye, evdeki bir insan nefesi, saçını okşayan sevgi dolu bir el. Sevdiğimiz insanlarla geçirdiğimiz her gün bayramdır.


Amansızca görülen bir hastalığın pençesinden kurtulabilmek, sağlığa tekrar kavuşabilmek bayramdır.


Bayramlar o kadar büyülüdür ki, gelişi bütün bir yıl beklenir. Sevgi yayılır her yana...
Tasa iken sevinç olur, hüzün iken beklenen bir neşeye dönüşür. Evrene aşı olur ilaç olur...


Ramazan Bayramımızın da böyle bir neşeyle gelmesi ve tüm dünyayı sevince boğup ülkemize evimize bereket, neşe ve şifa getirmesi dileğimle.

İyi bayramlar...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi