Birkaç ay önce aramızdan ayrılan Üniversiteden arkadaşımın bende bıraktığı üzüntü ve duygusal atmosfer hala devam ediyor.
Evet seni özledim be! kardeşİM, seni de…
Camilerde okunan salaları daha çok duyar oldum, gazetelerdeki ve televizyonlardaki ölüm haberleri beni daha bir başka etkilemeye başladı.
İnançlı bir insan olarak doğduğumuza inandığım gibi öleceğimize de inanmak ve ona göre hareket etmek gerektiğini bilen biri olmama rağmen üzülüyor insan işte.
Saygıda kusur etmeyen, yardımsever, dost canlısı, sert görüşüne rağmen kalbi pamuk kadar yumuşak ve merhamet dolu bir insandı.
Yaşadığım belki de hayatımın en kötü günlerinde hep yanımda oldu.
Ben onun bana karşı yaptıkları için kendisine minnet duygularımla hakkımı helal ediyorum.
Ruhu şad mekanı cennet olsun inşallah.
Ölüm var ve bunu herkes bir gün yaşayacak.
Aslında ölüme doğru gitmiyoruz, ölümü hep yanımızda taşıyoruz ama dünya mihnetleri onu hatırlamamızı engelliyor her zaman.
Ta ki hastalık ve sıkıntılar başa gelinceye kadar.
Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında.
Dünyaya geldiğiniz gün, bir yandan yaşamaya, bir yandan da ölmeye başlarsınız.
Sevdiğiniz bir insanın vefatı üzerine yazılabilecek çok şey vardır. Lakin "GÜLPEMBE" diye bir eser bunu en güzel şekilde ifade eder kanımca...
Bu topraklardan geçmiş en büyük sanatçılardan biri olan Toprağın Adamı; Barış Manço,Türkçeyi ustaca kullanmasıyla, her yaştan kişinin gönlüne dokunmayı başarmıştır. Yalnızca coğrafyamızda değil tüm dünyada sevilmesi ile unutulmaz bir insan olan BARIŞ bu konuda da favorimdir.
Gülpembe şarkısının ise hepimizde ayrı bir yeri vardır, Barış Manço’da da öyle. Hüzünlü bir aşk şarkısı zannettiğimiz Gülpembe, aslında Manço’nun babaannesi için yazılmıştır. 1957 yılındaki ramazan bayramında ölen babaannesi Nimet Manço için kaleme aldığı bu şarkının hikayesi, aslında Bugün Bayram gibi şarkıları da daha anlamlı kılıyor. Hatırlayalım Bakın ne diyor Barış ağbi;
"Sen gülünce güller açar, gülpembe...
Bülbüller seni söyler, biz dinlerdik, gülpembe...
Sen gelince bahar gelir, gülpembe...
Dereler seni çağlar, sevinirdik, gülpembe...
Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin, İnanamadık, gülpembe...
Dudağımda son bir türkü, gülpembe...
Hala hep seni söyler, seni çağırır, gülpembe...
Gözlerimde son bir bulut, gülpembe...
Hala hep seni arar, seni bekler, gülpembe... “
Geç olmadan, sevdikleriniz hayattayken onları sevin.
Dünyadaki birçok kötülüğün ve sorunun panzehiri sevgidir. Ve en önemlisi de sevdikleriniz hayattayken onlara bunu sık sık söyleyin.
Yüreğinizi açın ve sevin. Karşılıksız, hiç bir hesap yapmadan sevin. Bedenlerini değil ruhlarını severcesine sevin,
Onlara biricik olduğuklarını hissettirin.
Yaşarken hissettirin mutlaka !