"Sana senden olur her ne olursa, başın selamet bulur dilin durursa. Göz iki, kulak iki, ağız tek. Çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek…"
Çoğu zaman düşünmeden söylenen sözler insanı zor durumda bırakabilir. Böyle bir duruma düşmemek için ne konuşacağını düşünüp öyle konuşmalıyız. İnsanın başına ne gelirse dilinden gelir. İyi ya da kötü… Düşüncelerimize, zihnimizde zincir vurabilir ve esir tutabiliriz. Fakat düşüncelerimiz, sözler aracılığıyla ağzımızdan çıktığı andan itibaren onun esiri olup çıkıveririz. Bu sebeple her doğru her yerde söylenmez. Görülen her yanlış da ulu orta zikredilmez. Ağzımızdan çıkan sözlere her an dikkat etmemiz gerekir ki, onun esiri olmayalım. Bir söz öyle bir an gelir ki dua niyetine geçebilir. Bir arzu, bir talep, bir yakarış veya bir isyan…
Bizi olduğumuz durumdan alıp farklı durumlara sevk edebilir. Neticede hep şer konuşan biri için dili afet olabilir. Günlerden bir gün adamın biri, “günde iki ekmeğim olsa hiç çalışmasam, yatıp dursam” dermiş. Bir demiş, iki demiş… Derken bir gün bir suça karışmış ve doğruca zindana atılmış. Zindanda ne yapacak? Çalışmak yok. Ama ekmek var! Aynen söylenip durduğu gibi sabah akşam günde iki somun ekmeği olmuş, o kadar… Her insanın nasibi, hayali kadardır... Düşüncelere, sözlere, hareketlere bazen de kalbİMize söz geçirmek zor!
Ama tekrar ettiğimiz sözlere her an dikkat etmemiz gerekiyor. Düşüncemiz, niyetimiz ve sözlerimiz hayırlı olsun ki neticesi de güzel olsun. “Ağzını hayra aç” diye boşuna dememişler… Söylediklerinize, düşüncelerinize duygularınıza, davranışlarınıza, alışkanlıklarınıza, değerlerinize, karakterinize ve bütün bunlara etki eden hayatınıza dikkat etmek, sizin şahsiyetinizi belirleyen temel unsurlardır.