Bir yerde okumuştum.
Hocası öğrencisi Mehmet’e Türkiye’de kaç Mehmet isimli kişi vardır diye sormuş
Mehmet,
2 milyon vardır demiş,diğer öğrencilere sormuş hepsi 300 bin, 500 bin gibi sayılar söylemiş,
Sonunda öğrenciler hocalarına kaç tane vardır diye sorunca; bir tane demiş hoca evet bir tane Mehmet vardır, iletişimin temeli budur.
Karşınızdaki insana dünyada onun tek bir tane olduğunu hissettirmek, eşinize, sevgilinize çocuğunuza anne ve babanıza iş arkadaşlarınıza onların sizin için biricik olduklarını hissettirmek. Bunu hissettiriyorsanız gerisi teferruat.
Bir tepsinin içinde beş top taşıyoruz.
İşimiz ailemiz sağlığımız dostluklarımız benliğimiz.
Bunlardan dört tanesi cam, biri lastik toptur. Diğerleri düştüğünde kırılır. İşimiz ise lastik toptur sadece zıplar.
İnsanlar biriciktir ve öyle olduklarını onlara gösterin. Anlayana anlamayana,siz yapın!
Başlığı okuyunca hepinizin aklına; Ben Affleck'in başrolde yer aldığı eğlenceli bir film olan "Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar" filmi, Marslı addedilen erkekler ile Venüslü kabul edilen kadınların karmaşık çelişkileri üzerine kurulu komedi filminin geldiğini biliyorum. Film kadar gerçek aslında yazacaklarım. Hepimizin hayatında önemli bir role sahip şüphesiz; kadınlar ve erkekler. Kimi arkadaş olarak hayatımızda kimi sevgili olarak. Ancak ilişkilerde sonuç hep aynı; her şey güzel giderken bir anda kıskançlıklar, şüphe, ve daha bir çok kargaşa. Peki bu süreçte erkekler ne söylüyor kadınlar ne anlıyor, gelin hep beraber yazalım.
Hiç sorunsuz ilişki yaşayanını gördünüz mü? Gördüyseniz emin olun rol yapıyordur.
En mutluyu oynayan bile; ''Saat kaç oldu, neredesin?'', ''Neden çevrimiçisin?'', ''O yazan kimdi?'', ''Kiminleydin doğru söyle?'' gibi soruları sorduklarından ya da sorulan taraf olduklarından hiç şüpheniz olmasın. Telefonun başına oturmuş, sizi arayacağını söyleyen erkeğin geri aramasını mı bekliyorsunuz?
Ya da belki ilişkinizde ileri adım atamıyorsunuz. Peki ne diyor erkekler, kadınlar ne anlıyor?
Erkek ne söyler; "Seni üzmek istemiyorum!"
Demek istediği; Seni asla üzmek istemesem de üzeceğim ve bunun sorumluluğunu da almayacağım. Seni neyin üzdüğünü, neyin sana acı verdiğini anlamıyorum. O yüzden bu davranışlarıma devam edeceğim.
Kadın ne anlar; Beni üzmek istemiyor çünkü beni önemsiyor. Beni üzse de istemeden yapacağı için onu affedeceğim.
Erkek ne söyler; "Sen bana fazlasın!"
Demek istediği; Senin gördüğün ilişki ihtimalini ben göremiyorum. Hayal kurmaktan vazgeç, bana göre fazla iyisin.
Benim anladığım; Özgüven sorunu yaşayan bu tip erkekler daha sonraları kendi dengi biriyle sizi aldatarak çözmeye çalışacaktır, onun yolunu hazırlıyordur. Bu gibi erkekler kendilerine olan güvensizliklerini kıskançlık, aşırı sahiplenme ve kontrol takıntısı ile dışa vururlar.
Kadın ne anlar; ''Ne tatlı adam, kendisini bana yakıştıramıyor. Oysa onu çok seviyorum. Sevgimi gösterebilirsem, kendine inanmasını sağlayabilirim.
Erkek ne söyler; "Seni kimse benim gibi sevemez!
Demek istediği; Sana yaşattıklarımın ve sana verdiklerimin harika şeyler olduğunu düşünecek kadar kendi hayal dünyasında yaşayan biriyim. Aslında verdiğimden daha fazlasını hak etmiyorsun.
Kadın ne anlar; Beni o kadar çok seviyor ki ona minnettar olmalıyım. Tüm hatalarıma ve eksiklerime rağmen beni seviyor. Onu terk edersem, bir daha beni bu kadar sevecek birini bulamam.
Erkek ne söyler; "Keşke daha önce tanışsaydık!"
Demek istediği; daha önce karşılaşmış olsaydık, birlikte olurduk fakat şu anda evliyim/ sevgilim var ve onu terk edecek değilim.
Kadın ne anlar; Benden gerçekten çok etkilendi, benimle birlikte olmayı o da çok istiyor. Onu ne çok sevdiğimi gösterirsem, bana karşı koyamayacaktır; o kadını terk edip bana gelecektir.
Erkek ne söyler; "Arkadaş olarak kalalım!"
Demek istediği; Aslında arkadaş falan olmak istemiyorum ama peşimi başka türlü bırakmayacaksın, ilişki hakkında konuşup duracaksın. En azından aramızda bir şeyler yaşanırsa pişman olmayız.
Kadın ne anlar; beni gerçekten seviyor, önemsiyor ve hayatımda kalmak istiyor. Arkadaş olarak devam ettiğimiz zaman, ilişki baskısı olmadan birlikte ne kadar iyi bir çift olduğumuzu görecektir.
Erkek ne söyler; "Çok yorgunum."
Demek istediği; erkek çok yorgundur sadece.
Kadın ne anlar; sıkıldı kesin benden.
Eşimizle konuşma biçimimiz onu bizden uzaklaştırır ya da her zaman olduğu gibi yakın kalmasını sağlar.
Evlenmeden önceki ilişkimizde birbirimize karşı taşıdığımız hassasiyeti evlendikten sonrada sürdürmek istiyorsak. İletişim dilimiz bunun en büyük sağlayıcısı olacaktır.
Suçlayan, azarlayan, eleştiren bir üslup kullanıldığında o hassasiyet yıpranmaya başlar. Kocanız bu üslubu kullanıyorsa, bunun sizi üzdüğünü ve aranızdaki sıcaklığın zarar görebileceğini hatırlatmak kadının görevidir. Elbette erkekte kurduğu cümle ile eşinin hatırını yıkabileceği hesaba katarak konuşur ise bu hassasiyete karşılıklı olarak emek verilmiş olur.
Günlük hayattaki diyaloglarımıza örnekler verelim.
Örneğin: kadın erkeğe;
Çöpü döker misin? demelidir. Bunun yerine; çöp tenekesi doldu derse,
Erkek bunu: şu çöpü bir türlü kendi başına akıl edip dökemiyorsun şeklinde anlar.
Ya da;
Evi temizle süpürür müsün? Demelidir.
Ev pislik içinde derse
Erkek bunu: yine evi temizlememişsin. Hep ben mi söyleyeceğim şeklinde anlar.
Erkeklerin size;
Bana dırdır etme...
Durmadan benden bir şeyler istiyorsun...
Bana ne yapacağımı söylemekten vazgeç...
Demelerinden bıktıysanız. Aslında bunun nedeni sizin söyleme şeklinizdir.
İş hayatında başarılı olmanın tek sırrı yalnızca çok çalışmak değildir. Eşiniz tarafından sevilen biri olmanız. İş hayatınızda özgüvenli ve mutlu bir insan olarak kendinizi yansıtmanızı sağlar. Yaşam enerjiniz sayesinde insanları kendinize daha çok çekebilirsiniz. Bilirsiniz ki her şeyden şikayet eden, kolay pes eden ve somurtanları kimse sevmez.
Kadının ilişkide en önemli ihtiyacı: sevgi ilgi ve değerini görmektir, anlaşılmak ve konuşurken dinlenmesidir. Ve Erkeğine ilişkide kendi ihtiyacı olanları sunmak gibi bir hataya düşer. Erkekler kadınlardan farklıdır. Bir erkeğin ilişkide en temel duygusal ihtiyacı; kadınlarınki gibi sevgi ve ilgiden ziyade kendisin duyulan güvendir. Yalnızca sadakatine duyulacak bir güven değil. Kararlarına, yaptıklarına ve yapacaklarına karşı duyulan güven ve bu güveni ortaya koyarken takdir etmeniz erkeği kadına daha çok yaklaştıracaktır.
Üslup her şeydir, kiminle ne şekilde nasıl konuşacağını öğrenmeliyiz
İşte tamda bu yüzden ilişkimizi bizden çok iletişim şeklimiz yönlendirir.
Sonuç olarak beyler size tavsiyem,
Kadın sevilmediğini, beğenilmediğini hissettiğinde, erkeğin her davranışını eleştiren memnuniyetsiz biri haline gelir. Yani beyler; eşinize ne kadar güzel olduğunu söylediğiniz sürece, marketten aldığınız bir jelibon için bile size teşekkür eden bir kadınla olursunuz. Uyum içinde olabilmek hem kadının, hem erkeğin keyif almasını sağlar.
Mehmet,
2 milyon vardır demiş,diğer öğrencilere sormuş hepsi 300 bin, 500 bin gibi sayılar söylemiş,
Sonunda öğrenciler hocalarına kaç tane vardır diye sorunca; bir tane demiş hoca evet bir tane Mehmet vardır, iletişimin temeli budur.
Karşınızdaki insana dünyada onun tek bir tane olduğunu hissettirmek, eşinize, sevgilinize çocuğunuza anne ve babanıza iş arkadaşlarınıza onların sizin için biricik olduklarını hissettirmek. Bunu hissettiriyorsanız gerisi teferruat.
Bir tepsinin içinde beş top taşıyoruz.
İşimiz ailemiz sağlığımız dostluklarımız benliğimiz.
Bunlardan dört tanesi cam, biri lastik toptur. Diğerleri düştüğünde kırılır. İşimiz ise lastik toptur sadece zıplar.
İnsanlar biriciktir ve öyle olduklarını onlara gösterin. Anlayana anlamayana,siz yapın!
Başlığı okuyunca hepinizin aklına; Ben Affleck'in başrolde yer aldığı eğlenceli bir film olan "Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar" filmi, Marslı addedilen erkekler ile Venüslü kabul edilen kadınların karmaşık çelişkileri üzerine kurulu komedi filminin geldiğini biliyorum. Film kadar gerçek aslında yazacaklarım. Hepimizin hayatında önemli bir role sahip şüphesiz; kadınlar ve erkekler. Kimi arkadaş olarak hayatımızda kimi sevgili olarak. Ancak ilişkilerde sonuç hep aynı; her şey güzel giderken bir anda kıskançlıklar, şüphe, ve daha bir çok kargaşa. Peki bu süreçte erkekler ne söylüyor kadınlar ne anlıyor, gelin hep beraber yazalım.
Hiç sorunsuz ilişki yaşayanını gördünüz mü? Gördüyseniz emin olun rol yapıyordur.
En mutluyu oynayan bile; ''Saat kaç oldu, neredesin?'', ''Neden çevrimiçisin?'', ''O yazan kimdi?'', ''Kiminleydin doğru söyle?'' gibi soruları sorduklarından ya da sorulan taraf olduklarından hiç şüpheniz olmasın. Telefonun başına oturmuş, sizi arayacağını söyleyen erkeğin geri aramasını mı bekliyorsunuz?
Ya da belki ilişkinizde ileri adım atamıyorsunuz. Peki ne diyor erkekler, kadınlar ne anlıyor?
Erkek ne söyler; "Seni üzmek istemiyorum!"
Demek istediği; Seni asla üzmek istemesem de üzeceğim ve bunun sorumluluğunu da almayacağım. Seni neyin üzdüğünü, neyin sana acı verdiğini anlamıyorum. O yüzden bu davranışlarıma devam edeceğim.
Kadın ne anlar; Beni üzmek istemiyor çünkü beni önemsiyor. Beni üzse de istemeden yapacağı için onu affedeceğim.
Erkek ne söyler; "Sen bana fazlasın!"
Demek istediği; Senin gördüğün ilişki ihtimalini ben göremiyorum. Hayal kurmaktan vazgeç, bana göre fazla iyisin.
Benim anladığım; Özgüven sorunu yaşayan bu tip erkekler daha sonraları kendi dengi biriyle sizi aldatarak çözmeye çalışacaktır, onun yolunu hazırlıyordur. Bu gibi erkekler kendilerine olan güvensizliklerini kıskançlık, aşırı sahiplenme ve kontrol takıntısı ile dışa vururlar.
Kadın ne anlar; ''Ne tatlı adam, kendisini bana yakıştıramıyor. Oysa onu çok seviyorum. Sevgimi gösterebilirsem, kendine inanmasını sağlayabilirim.
Erkek ne söyler; "Seni kimse benim gibi sevemez!
Demek istediği; Sana yaşattıklarımın ve sana verdiklerimin harika şeyler olduğunu düşünecek kadar kendi hayal dünyasında yaşayan biriyim. Aslında verdiğimden daha fazlasını hak etmiyorsun.
Kadın ne anlar; Beni o kadar çok seviyor ki ona minnettar olmalıyım. Tüm hatalarıma ve eksiklerime rağmen beni seviyor. Onu terk edersem, bir daha beni bu kadar sevecek birini bulamam.
Erkek ne söyler; "Keşke daha önce tanışsaydık!"
Demek istediği; daha önce karşılaşmış olsaydık, birlikte olurduk fakat şu anda evliyim/ sevgilim var ve onu terk edecek değilim.
Kadın ne anlar; Benden gerçekten çok etkilendi, benimle birlikte olmayı o da çok istiyor. Onu ne çok sevdiğimi gösterirsem, bana karşı koyamayacaktır; o kadını terk edip bana gelecektir.
Erkek ne söyler; "Arkadaş olarak kalalım!"
Demek istediği; Aslında arkadaş falan olmak istemiyorum ama peşimi başka türlü bırakmayacaksın, ilişki hakkında konuşup duracaksın. En azından aramızda bir şeyler yaşanırsa pişman olmayız.
Kadın ne anlar; beni gerçekten seviyor, önemsiyor ve hayatımda kalmak istiyor. Arkadaş olarak devam ettiğimiz zaman, ilişki baskısı olmadan birlikte ne kadar iyi bir çift olduğumuzu görecektir.
Erkek ne söyler; "Çok yorgunum."
Demek istediği; erkek çok yorgundur sadece.
Kadın ne anlar; sıkıldı kesin benden.
Eşimizle konuşma biçimimiz onu bizden uzaklaştırır ya da her zaman olduğu gibi yakın kalmasını sağlar.
Evlenmeden önceki ilişkimizde birbirimize karşı taşıdığımız hassasiyeti evlendikten sonrada sürdürmek istiyorsak. İletişim dilimiz bunun en büyük sağlayıcısı olacaktır.
Suçlayan, azarlayan, eleştiren bir üslup kullanıldığında o hassasiyet yıpranmaya başlar. Kocanız bu üslubu kullanıyorsa, bunun sizi üzdüğünü ve aranızdaki sıcaklığın zarar görebileceğini hatırlatmak kadının görevidir. Elbette erkekte kurduğu cümle ile eşinin hatırını yıkabileceği hesaba katarak konuşur ise bu hassasiyete karşılıklı olarak emek verilmiş olur.
Günlük hayattaki diyaloglarımıza örnekler verelim.
Örneğin: kadın erkeğe;
Çöpü döker misin? demelidir. Bunun yerine; çöp tenekesi doldu derse,
Erkek bunu: şu çöpü bir türlü kendi başına akıl edip dökemiyorsun şeklinde anlar.
Ya da;
Evi temizle süpürür müsün? Demelidir.
Ev pislik içinde derse
Erkek bunu: yine evi temizlememişsin. Hep ben mi söyleyeceğim şeklinde anlar.
Erkeklerin size;
Bana dırdır etme...
Durmadan benden bir şeyler istiyorsun...
Bana ne yapacağımı söylemekten vazgeç...
Demelerinden bıktıysanız. Aslında bunun nedeni sizin söyleme şeklinizdir.
İş hayatında başarılı olmanın tek sırrı yalnızca çok çalışmak değildir. Eşiniz tarafından sevilen biri olmanız. İş hayatınızda özgüvenli ve mutlu bir insan olarak kendinizi yansıtmanızı sağlar. Yaşam enerjiniz sayesinde insanları kendinize daha çok çekebilirsiniz. Bilirsiniz ki her şeyden şikayet eden, kolay pes eden ve somurtanları kimse sevmez.
Kadının ilişkide en önemli ihtiyacı: sevgi ilgi ve değerini görmektir, anlaşılmak ve konuşurken dinlenmesidir. Ve Erkeğine ilişkide kendi ihtiyacı olanları sunmak gibi bir hataya düşer. Erkekler kadınlardan farklıdır. Bir erkeğin ilişkide en temel duygusal ihtiyacı; kadınlarınki gibi sevgi ve ilgiden ziyade kendisin duyulan güvendir. Yalnızca sadakatine duyulacak bir güven değil. Kararlarına, yaptıklarına ve yapacaklarına karşı duyulan güven ve bu güveni ortaya koyarken takdir etmeniz erkeği kadına daha çok yaklaştıracaktır.
Üslup her şeydir, kiminle ne şekilde nasıl konuşacağını öğrenmeliyiz
İşte tamda bu yüzden ilişkimizi bizden çok iletişim şeklimiz yönlendirir.
Sonuç olarak beyler size tavsiyem,
Kadın sevilmediğini, beğenilmediğini hissettiğinde, erkeğin her davranışını eleştiren memnuniyetsiz biri haline gelir. Yani beyler; eşinize ne kadar güzel olduğunu söylediğiniz sürece, marketten aldığınız bir jelibon için bile size teşekkür eden bir kadınla olursunuz. Uyum içinde olabilmek hem kadının, hem erkeğin keyif almasını sağlar.