Çoğu zaman bir nesneye, olaya veya bir yere dışarıdan bakmak içerden bakmaktan çok daha etkili olur. Zira “Ol mahiler ki, derya içindedir deryayı bilmezler” misali, içerden bakarak çok şeyi göremeyebilirsiniz. Hele hele toprağınız orada yoğrulmuşsa hem içeriden, hem de dışarıdan bakmayı becerebiliyorsanız bu en iyisidir.
Eylül ayının sonlarında, tam dört senelik bir rötardan sonra memlekete gitmek kısmet oldu. Zamanımın elverdiğince bir gözlemci gibi dolaşarak, nelerin değişip, nelerin değişmediğini anlamaya çalıştım. Bu arada cep telefonumla bol bol fotoğraf çektim.
Bir defa zaten o bildiğimiz çarpık şehirleşmenin vardığı merhaleyi yakından görmek fırsatım oldu. Aralardaki cadde ve sokaklar büyük ölçüde düzenlenmiş olsa da eksik taraflar çok. Özellikle apartman kümeleri arasındaki yeşil alanlar ve parklar hâlâ çok eksik.
Şehrin merkezi (Çarşı) büyük ölçüde düzenlenmiş. Yeni meydanlar, parklar yapılmış. Özellikle Çay Bardağı Kulesi Meydanı ve Çay Çarşısı’nı çok beğendim. Oldukça modern ve temiz. Ancak şehirdeki dükkanlar tıka basa çay dolu olunca burası hep boş kalacak. Buradaki kafe ve restoran Bodrum’u aratmayacak kalitede.
Aynı kaliteyi yılların eskitemediği Ziraat Çay Bahçesi ve hemen aşağısındaki süper manzaralı büyük kafe-pastanede de gördüm. Hele merkez meydandaki Belediye Sosyal Tesisi harika olmuş. Çok iyi düzenlenmiş ferah iç tasarımı, rahat, modern ve şık koltukları, uygun fiyatlarıyla uzun yıllardır beklediğimiz bir tesis şehre kazandırılmış.
Bu arada çok merak ettiğim Isırlık Tabiat Parkına gidemedim. Hem de mahallemizin yukarında bir yer olmasına rağmen. Yolu henüz bitirilmemiş dediler. Bir noktaya kadar araçla gidip, oradan yaya olarak devam edebilirmişiz. Bu yaşta o kadarını göze alamadım ve Isırlık ziyareti seneye kaldı. İnşallah o zamana kadar dört başı mamur bitmiş olur.
Rize Havalimanı’na bilet bulamadığım için inmiş olduğum Trabzon’dan Rize’ye doğru gelirken, en çok merak ettiğim Sürmene’de kurulduğu söylenen deniz üssü ve İyidere’deki lojistik liman oldu. Ne yazık ki ikisinde de pek bir şey göremedim. Yapılmaktan vaz mı geçildiler acaba? Keza şehir hastanesi de öyle. Sadece deniz doldurularak elde edilmiş koca bir arazi ve yan yana iki devasa kum dağı…
İkinci bölümde kültürel izlenimlerden ve Rize –Artvin Hava Limanı’ndan bahsedeceğiz.