Türkiye'nin 98'i Müslümandır öyle mi, kesinlikle buna ben inanmadığım gibi, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 90'nıda buna inanmıyor! Ama nedense kitaplarda hep öyle yazardı !..
Evet tarihi gerçekleri bilmemiz gerekiyor, sadece Cumhuriyetin ilanından sonra soyadı kanunu uygulamaya konduktan sonra, takriben Türkiye'de Ermeni, Rum ve Yahudi kökenli tahmini 1,5 milyona yakın azınlık devşirme aynen bizimki gibi, Hasan Hüseyin ,Emine Hatice ismini alarak Türkiye'nin burjuva sınıfı denilen bu zümreyi oluşturdular!!
Bunlar hiç bir zaman aç kalmadı, ezilmediler, hor görülmediler, çünkü onların hiçbir zaman ayaklarında çarık yoktu, onlar hiçbir zaman ezilen halk olmadı, Türkiye'nin en üst kilit noktalarını işgal ederek, saf Anadolu insanlarının üzerine hep balyoz gibi güçlerini gösterdiler..
Evet bu beyaz ırk dediğimiz (bugünkü CHP ve Kemalistler ) bu zümre, milli ve manevi değerlerine sahip Anadolu insanının bir türlü uyanışına vesile olmadılar!..
1950 yılına kadar tek partili Kemalist cunta rejimi, bir kere bile olsun serbest seçim yapmadı, halkın iradesini sandığa göstermedi!..
ilk yapılan demokratik seçimde merhum Şehit Adnan Menderes, aldığı 52,7 oyla ,bunlara, bir daha ayağa kalkamayacağı büyük bir ders vererek ilk demokrasi dersini vermiş oldu!..
Sonra ne olduğunu hepimiz biliyoruz; Kemalistler bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yaptıkları iftira ve algı operasyonlarıyla halkın ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en nazik Başbakanını, 60 ihtilaliyle darağacına göndermekten çekinmediler!..
Sonraki süreci biliyoruz, her 10 yılda 15 yılda bir darbe, darbe teşebbüsü yaparak bir türlü Anadolu insanının Türkiye'de gerçek anlamda iktidar olmasını engellediler, olanları ’da kısa yollardan imha ettiler !..
Özal dönemi, bir kırılma serbest piyasa dönemiydi, ama rahmetli Özal Her zaman şunu derdi" Evet hükümetleri hep biz kurduk ama hiçbir zaman iktidar olamadık" diyerek yine bu cuntacıları işaret ederdi !..
ANA-YOL-SOL hükümetini hepimiz hatırlıyoruz, 80 sente muhtaç olduğumuz o karanlık zor günleri daha unutmadan, bir şiir okudu diye ömür boyu siyasi yasaklı hale gelen, bugün AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin ve Ümmetin umudu, ezilen halklara bir önder kurtarıcı olarak iktidara geldi..
Yapılan Ekonomik kültürel Sosyal alanda iyi şeylere değinecek olursak, bunlar sayfalara sığmaz ,ancak geldiğimiz bu noktada 80 yılda yapılmayan icraatlar gerçekten AK Parti'nin 15 yılında yapıldı!
Çok güzel şeyler yapıldı, Türkiye belki de birçok alanda Dünya'nın sayılı ülkesi haline geldi..
Ancak halkın ve milletin yararına olmayan, vicdanları karalayan çok önemli hususlar da olmadı değil!..
Bunların en önemlisi kuşkusuz, 2011 yılında dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu döneminde Aile ve Sosyal politikalar Bakanı Fatma Şahin önderliğinde oluşturulan, Sözde Türkiye'deki kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi, onları koruyacak güçlendirecek İstanbul zulüm sözleşmesinin Müslüman Türk halkına empoze edilmesidir..
HDP’li Pervin Buldan önderliğinde Dört partinin mutabakatı ve AK Parti'ye yakın KADEM'in destekleri ile millete yutturulan bu sözleşme Müslüman Türk halkına vurulmuş en büyük darbedir..
Bu sözleşeme Lozan'dan sonra Müslüman Türk halkının yaşadığı en büyük felakettir!.. Çünkü 2011 yılında kadın cinayeti 100 civarında iken, bu kanun çıktıktan sonra her yıl binlerce aile evinden ocağından uzaklaşarak, aileler parçalandı, kadın cinayetleri 400- 500 arasında artmasına sebep oldu !..
Sadece geçen yıl 2019 yılında Türkiye'de kadın cinayet sayısı 500 civarında oldu !!..
Kadınların sözü esas alındığından dolayı bu zülüm sözleşmesi sayesinde Türkiye'de kadınlar birçok alanda erkeklerden daha nüfuzlu bir konuma gelerek, Türkiye'deki çekirdek aile yapısı parçalanması hedeflendi !..
Aileleri bırakın birleştirmeyi, yok etmeyi amaçlayan bu Fetö projesini, bir çok Hristiyan Devleti kabul etmeyerek, aile yapısını korumayı amaçlarken, sözde yüzde 90’nı Müslüman olan Türkiye’de bu ihtiras neden !..
Bu yasayı eleştiren birçok ehl-i İslam hoca ya görevinde alındı yada aforoz edildi!..
Başta Dr.İhsan Şenocak, adından Abdurrahman Dilipak, Prof. Dr Ahmet Şimşirgil, daha geçenlerde Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, ve şimdide Sema Maraşlı, bakalım bundan sonra sıra kime gelecek !..
Bunların hiçbiri tesadüf değil, bu olanlar Türkiye'deki Müslümanlar üzerine empoze edilmiş Bizans oyunlarıdır..
Türkiye Ak parti iktidarında birçok alanda ileriye gitmişken maalesef Ekonomik alanda sınıfta kalmıştır!!.
Merhum Erbakan hocanın dönemini hatırlıyoruz, REFAH-YOL döneminde yokluklar içerisinde, işçiye memura, asgari ücretliye 100 zam vererek Türkiye'deki rantçıları faizcileri şok etmişti, millî görüş lideri merhum Erbakan hocamız!..
Sonra Cuntacılar, 28 Şubat Post modern darbesiyle Türkiye’nin en başarılı hükümetini yıkarak,100 banka hortumlanarak Türkiye en az 30 yıl geri gitmiştir !..
Şimdi herkes görüyor ki, hükümetin Ekonomik verileri rakamlar gerçek ve inandırıcı değil, bugün marketlerdeki enflasyon 50- 60 civarında seyrederken, ama resmi rakamlar yüzde 12- 14'ü gösteriyor..
Bu gerçekten anlaşılır bir olay değil ...Bugün emekli, asgari ücretli dar gelirli insan sayısı nerdeyse Türkiye'nin yüzde 70-80'nini oluşturuyor..
Bu demek oluyor ki, Türkiye’nin çoğu açlık ve yoksulluk sınırı altında maalesef yaşama mücadelesi veriyor!
Pandemi sürecini ’de hesaba katarsak, zor şartlarda yaşama mücadelesi veren milyonlarca asgari ücretli ve emekli, Ak Parti Hükümeti’nden insanca bir yaşam sürdürülmesi için gerecek anlamda Enflasyon üzerinde bir zam bekliyor !...