Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. Kurum’un, Rize ziyaretinde ki gündem maddelerinden birisi de yapımına başlanılan “Ayder Dönüşüm Projesi” idi.
Bilindiği üzere genelde Çamlıhemşin yöresi, özelde ise Ayder Yaylası; Rize için önemli bir turizm destinasyonudur. Yapımına devam edilen Rize-Artvin Havaalanının hizmete açılması ile bölgenin önemini daha da hissettireceği aşikârdır.
Günümüze kadar yapılaşma açısından plansız bir şekilde gelişen ve betonarme binaların esir aldığı Ayder Yaylası’nın, doğaya aykırı olan ve gözle görülen sağlıksız ilerleyişini engellemek, hem turizm açısından daha fazla verim elde edebilmek hem de gelecek yıllara miras bırakabilmek için Devletimiz tarafından birtakım yatırım çalışmalarına başlanıldığını biliyoruz.
Ayder Yaylası’nda Mayıs ve Eylül ayları arasında yaşanan ziyaretçi yoğunluğunun, dört mevsim aynı seviyede olacak bir turizm potansiyeline dönüşmesi, hem ekonomik hem de sürekli istihdam açısından bölgeye ve ilimize ciddi bir değer katacaktır.
Halihazırda yapılan çalışmalar ile bir nevi bölgede ki ulaşım sorununu çözmek ve belli bir düzene getirmenin yanında, dört mevsim cazibe merkezi olmasına ne kadar katkı yapabileceği tartışılabilir.
- Peki dört mevsim turizm için ne gibi çalışmalar yapılabilir ?
- Ekonomik ve fiziksel açıdan hangi projeler birbiri ile entegre edilebilir ?
1-) Çamlıhemşin bölgesinin 4 mevsim cazibe merkezi olması ve ses getirmesi için Ayder Kentsel Dönüşüm Projesi’ne, Galler Düzü veya Kavron Yaylası bitiş noktası olacak şekilde, yaklaşık 9 km’lik vadi boyunca uzanan aks üzerinde, “Ayder Kayak Merkezi ve Teleferik Projesi’’ de eklenilebilir. Milli Park girişindeki gişeler bölgesinden Ayder’e uzanan vadi boyunca, doğa ile plan ilkesi benimsenerek vadiyi panoramik şekilde gören, teleferik projesi ile bağlantılı olan uygulanabilir noktalalarda seyir terasları yapılabilir. Teleferik başlangıç noktası, otopark ve aktarma merkezi olarak kullanılarak, ziyaretçilerin araçlarını bırakıp teleferik ile Ayder’e çıkmaları teşvik edilebilir. Bu şekilde yaşanan trafik sorunu daha da hafifletilebilir, seyir terasları ve kayak merkezi ile bölgenin çekim gücünu de ciddi oranda artıracaktır.
2-) Aynı zamanda bölgede halk tarafından şifalı su olarak bilinen Ayder Kaplıcaları’nın, profesyonel olarak sağlık turizmine açılması yani konaklamalı termal turizm ve yanında yapılacak bir fizik tedavi merkezi ile entegresi edilmesi sonucu yılın 12 ayı boyunca, insanların hem ekolojik turizmi yaşayıp hem de sağlık sorunlarının tedavisi için kullanacakları önemli merkezlerden biri haline gelebileecek son derece iyi bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
3-) Arı yetiştiriciliği ve bal üretiminin yaygın olarak yapılmasından dolayı Apiterapi adı verilen bal, polen, propolis, arı sütü ve arı zehiri gibi ürünlerle yapılan tedavi yönteminin bölgede uygulanmaya başlanılması da sağlık turizmi için bir diğer alternatif olarak görülebilir. Bilindiği üzere Apiterapi; bel ve boyun fıtığı, astım, kronik ağrı sendromu, MS vb. gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan bir tedavi yöntemidir.
4-) Galler Düzü’de oluşturulacak kamp ve karavan merkezi ile karavan turizmini bölgeye yerleştirmek.
Sonuç olarak; ‘’Ayder Dönüşüm Projesi’’ olarak adlandırılan proje, Ayder Yaylası’nın parmakla gösterilen bir turizm merkezine dönüşmesi için tek başına yeterli olmayacak; geliştirilecek ve yapılabilir kaplıcaları, fizik tedavi merkezi, apiterapi gibi sağlık turizmleri ile kış ve yaz turizminin entegre edilmesi sonucu; Ayder Yaylası istenilen hedefine daha kolay ulaşacak, dört mevsim turizm alanı haline gelmesi ve Dünya’nın sayılı çekim merkezleri arasında yerini alması kolaylaşacaktır.
Bu 4 madde ilk bakışta maliyetli ve zor gibi gözükse de kesinlikle hayal ürünü ya da imkansız değildir.
Devletimizin başında Rizeli bir Cumhurbaşkanımız varken ve Devletimiz Doğu’da yaşanan malum sebeplerden ötürüde olsa Diyarbakır’ın sadece bir ilçesine (Sur) yaklaşık 2 milyarlık yatırım yapabiliyorken, yıllarca plansız ve doğaya aykırı olarak gelişen Ayder Yaylası’da tekrar doğa ile bütünleştirilerek hakettiği yatırımı geç kalmadan alabilmelidir.