MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Öcalan gelsin, Mecliste (DEM Grubunda) konuşsun, örgütün Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın.”şeklindeki sözleriyle başlayan tartışmalar sürüyor.
Yaptığı bu açıklamalar nedeniyle birçok kesimden tepki gören Bahçeli, şimdilerde de “DEM’liler İmralı’ya gidip görüşsün” şeklinde açıklamalar yapınca, DEM Parti de Adalet Bakanlığından bu yönde izin istedi. Bakanlık da görüşme izni verdi. DEM, görüşme heyetini belirleyip İmralı’ya gidecek..
Peki nasıl oldu da yıllardır terör vurgusu yapan, yıllar önce seçim meydanlarında ip atıp, iktidara geldiklerinde Öcalan’ı idam edeceğini belirten Bahçeli bu noktaya gelmişti?
Bu sorunun mantıklı, açıklayıcı bir şekilde cevabını veren yok. MHP ve Ülkücü camiadan bu konuda tatmin edici herhangi bir açıklama da yapılmıyor. Yalnızca, MHP’den kopan milliyetçi çevreler Bahçeli’ye tepkiler gösteriyor, ona ağır eleştirilerde bulunuyor..
Durup dururken Bahçeli’nin kamuoyunda şaşkınlık yaratan bu tür açıklamasından ilk anlayacağımız şey bunun bir devlet kararı olduğu..
Zira, MHP, devletin derinliklerine uzanan bir ilişkiler ağına sahip. Aynı zamanda Erdoğan’ı/Ak Parti iktidarını ayakta tutan en önemli güç.
Varlığıyla iktidara yön vermenin ötesinde, devletin geleceğini inşa için iktidarla bir bütünlük içerisinde.
Bu bütünlük çerçevesinde gerek Ak Parti, gerekse MHP, devlet aklı çerçevesinde ortak strateji üretip farklı roller üstleniyor.
Anladığım kadarıyla; MHP, PKK’nın tasfiyesi yönündeki devlet stratejisinin aracı rolünü üstlenmiş durumda.
Neden ,geçmişte çözüm sürecini başlatmış, bunca Kürt Milletvekili olan Ak Parti değilde, bu konuda çok sert tutumu olan MHP bu rolü üstlendi?
Muhtemeldir ki, Kandil ve DEM cephesi kendi kitlesini iktidarla işbirliği yapmanın sonuç vermeyeceğine inandırmış.
O nedenle, Ak Parti’den bu yönde yapılacak bir çağrının anlamı olmayacaktı. DEM kitlesi Ak Parti’nin bu yönde atacağı adımların devletle değil, siyasetle ilgili olduğuna, siyasi rant elde etmek için yapılmış olacağına inanıyor.
Oysa; DEM’e en uzak, devlete en yakın bir partiden böyle bir çıkış yapılması halinde bu kararın bir devlet kararı olacağı düşünülür.
O nedenle bu çıkışı MHP yaptı. Bahçeli’nin çıkışı çok kişiyi şaşırttı ancak DEM cephesinde ciddiyetle karşılandı..
Şunu da özellikle belirtmeli; Türkiye’de iç savaş çıkarmanın en belirgin şekli, Milliyetçilerle, Kürtçüleri çatıştırmaktır. Böyle bir durum dış güçlerin üzerinde çalıştığı bir yöntem olup, sonrasında dış müdahaleye de zemin hazırlayacak bir durumdur.
Bahçeli, yaptığı açıklamayla şimdiden bunun önünü kesti. Artık DEM çevresinin MHP çevresine, Milliyetçilere düşmanlığı iyice azalmış durumda.
Peki, Bahçeli’nin bu çıkışıyla DEM ile Öcalan birlikteliğini sağlayıp, ABD’nin piyonu olan Kandil’i tasfiye etmek, Suriye üzerindeki hesaplarını çökertmek mümkün olabilecek mi?
Umutlu değilim ama bunun için bir şeyler yapmak gerektiği, tehlikenin kapıya dayandığı da ortada..