Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın 1980 yılında Türkiye Organ Nakli Yanık ve Tedavi Vakfını,1982’de Diyaliz Merkezini,
1985’te ilk hastaneyi ve 1986 yılında Haberal Eğitim Vakfını kurmasının ardından; 13 Ocak 1994 tarihinde Başkent Üniversitesi’ni kurdu. Üniversite, 30 başarılı yılını kutlamanın büyük gururunu yaşıyor..
Kısacası Mehmet hoca, Çölü cennete çevirdi. Haberal hocanın başarıları, artık kitaplara sığmıyor. Dünyada ayakta alkışlanıyor..
Kendisini eğitime ve insan sağlığına adayan, binlerce öğrenci yetiştirip, binlerce hastaya şifa dağıtan, dünyaca ünlü bilim insanı, Böbrek nakli konusunda uluslararası arenada, ödüllü bilim insanı, Bir numaralı cerrah olarak tarih sayfalarında yerini almıştır.
Bir önceki Rektör Prof.Dr. Ali Haberal hocanın başarıları de takdire şayandır. Öne çıkmayı sevmez,başarılı bir bilim insanıdır...,Mevcut rektör Prof.Dr Hakan Özkardeş, rektör yardımcıları Prof.Dr.Füsun Eyidoğan,Prof.Dr.Özcan Yağcı,Prof.Dr.Erdem Kırkbeşoğlu,Eğitim Eğitim Koordinatörü Prof.Dr.Mehmet Abdülkadir Varoğlu,Genel Sekreter Hayri Öztürk ile ekibinin başarıları, çalışmaları, üstün nitelikleri ve uyumları Üniversiteye başarı katıyor..
Normal eğitim ve öğretimin yanı sıra; her gün yapılan, etkinliklerle ile tarihe not düşüyorlar. Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı, Hayat Bağışı ve Farkındalık, Cumhuriyetin 21.Yüzyılı Atatürk ve Tarih Şuuru, Küresel ve Türk Ekonomisi, Hakla ilişkilerde anlam, Anlamda Halkla İlişkiler, etkinlikler, bu ay yapılan etkinliklerden bir kaçı…
Gerekli bütün Fakülteleri, Yüksekokulları, Enstitüleri ve diğer organları, en iyi kadroları ve binlerce öğrenciyi barındıran Başkentin Üniversitesi, özel üniversiteler arasında en tercih edilenler arasındadır.
Başkent Üniversitesi’nin kurucusu, ilk rektörü, Prof. Dr. Mehmet Haberal Hoca için dünya “Müthiş, Türk bilim insanı” demeye devam ediyor. Haberal hoca, Türkiye’nin onuru, dünyanın gururu
Dünya Organ Nakli Derneği’nin seçilmiş ilk Müslüman başkanı. Başarıları sayfalara, ödülleri vitrinlere sığmıyor. Haberal hoca işinin delisi. Rahmetli İhsan Doğramacı Hoca Hacettepe’yi ve Bilkent’i kurdu.
Mehmet Hoca, 50 bin nüfusa dayalı Başkent’i. Tıpkı dostu rahmetli Prof. Dr. İhsan Doğramacı gibi. Başkent Üniversitesi ve Başkent Hastanesi Prof. Haberal'ın ölümsüz eserleri. İnsan, bu eserleri gördükçe gururlanıyor
İnsan durduk yerde marka olmuyor. Sabah 07.30 - Gece 00.00 hastanede, görevde… Her gün mutlaka Üniversiteye gidiyor.Beş yıl hayatından çalınmamış gibi, işinde gücünde. Yine sevecen. Yine heyecanlı… Her gün kurduğu üniversitede… Yarattığı cennet bahçesinde…
Haberal Hoca’nın vücudunu 5 yıl hapishaneye hapsettiler. Fakat ideallerini bir gün bile tutsak edemediler. Silivri’de kilitliyken bile vizyonu ve başarıları dünyayı dolaşıyordu.
Uğradığı haksızlığın yüzde birine maruz kalan biri “Lanet olsun böyle memlekete. Verdiğim emekler haram olsun” der. Hiç olmasa dert yanar, yılgınlığa düşer. Ne var ne yok satar, gider yurt dışına, el üstünde tutulur. Kalan hayatını yaşar..
Tam tersine “Memleketime küsecek değilim. İyi ki Türkiye var. Her şeyimi bu ülkeye borçluyum” diyor. Asalete bakın, şu güzelliğe bakın!
Başarılarına başarı katıyor. Atina Akademisi Tarihinde İlk Kez Bir Yabancıya 2400 yıl sonra, Prof. Dr. Mehmet Haberal’a Yüksek Şeref Ödülünü verdi.
Dünya Organ Nakli Derneği’nin (TTS) 30. Uluslararası Kongresi, Prof. Dr. Mehmet Haberal öncülüğünde; ilk kez, Eylül ayında İstanbul’da yapıldı
Haberal hoca, bu toplantı ile . Türkiye’yi dünyaya tanıttı. Toplantıya 200 ülkeden yaklaşık 4 bin bilim insanın katılmasını sağladı…
Bilimde en seçkin dünya ödülü Medawar, kongrenin son gününde; 25 Eylül'de, ilk kez bir Türk bilim insanına; Prof. Dr. Mehmet Haberal'a takdim edildi. Dünya bilim
insanları Haberal hocayı ayakta alkışladı...
İşte Haberal Hoca, işte başarıları
Mehmet hoca 40 yıl öncesini, dün gibi anlatıyor.
Hafızası süper..31.Yıl önce vurduğu ilk kazmayı. Karşılaştığı zorlukları.. Destek gördüğü dostlarını birer birer anlatıyor.
Bağlum’daki çölü nasıl bilim yuvasına dönüştürdüğünü bugün gururla hepimiz seyrediyoruz..
Bin yaşa Mehmet hoca…