Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan bugün yaptığı açıklamada, "18 yılda her alanda tarihi eserlere ve hizmetlere imza attığımızı ama eğitim ve öğretimde arzu ettiğimiz ilerlemeyi sağlayamadığımızı düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Bu, samimi bir durum tespitiydi aslında. Bu durumun temel sebebine gelecek olursak, 18 yılda eğitimi yönlendiren yönetim kadrolarına bakmak yeterlidir.
İşte sürekli “liyakat” derken tam da bunu vurgulamak istiyorduk. Eğitim yöneticilerini liyakat esasına göre değil de aidiyet duygusu üzerinden atarsanız sonuç bundan farklı olamazdı.
Sistemi ne kadar mükemmel kurgulamaya çalışırsanız çalışın, bu sistemi uygulayacak yönetici kadrolar liyakat sahibi değilse başarı da mümkün değildir.
Özellikle son dönemde, kamu kurumlarında sıklıkla görülen psikolojik baskılar, çalışma ortamını ve kalitesini olumsuz etkilerken çalışanların verimini düşürdüğü de yadsınamaz bir gerçektir.
Kamu kurum ve kuruluşlarında sendika üyeliğinden, siyasi görüş ayrılıklarına kadar birçok nedenden dolayı kamu görevlileri bu tür baskılara maruz kalmaktadır.
Bunun çözümü, eğitimde yönetim kadrolarını sendika/vakıf/cemiyet görünümlü yapıların tahakkümünden kurtarmaktır. Yönetim sürecini sadece liyakati esas alan bir anlayışa teslim etmek bu sorunları çözecektir.