Yeni sisteme göre Kabinenin Bakanlarını Cumhurbaşkanı atıyor ve alıyor.
Doğrudur yanlıştır bu konuya girecek değilim.
Demokrasilerde seçim esastır.
Son hükümette görev alan Bakanlar için yazılarımda atanmış diye yazmama bazı dostlar nedense güceniyor.
Beyler demokrasi seçimdir.
Bu Bakanlar seçilmemiş insanlar arasından seçilmiş mi seçilmiş. Yani Milletvekili değiller ve halk seçmedi. Halk seçmediği için halka karşıda siyaseten hiçbir sorumlulukları yok.
Atanmış yazarken ben bunu vurguluyorum.
Bakanlar atanmıştır. Sandıktan çıkmamıştır. Ben OY vermediğime atanmış Bakan dememden daha doğal bir şey olmamalı.
Cumhurbaşkanını oy vererek seçmişiz, ona atanmış deniliyor mu?
Atanmış derken ne hakaret etme şansım var ne beğenmeme lüksüm var. Halkın seçmediği kimseler oldukları için atanmış derim ve son noktayı koyuyorum. Kim gücenirse gücensin kabinedeki bakanlar atanmıştır seçilmiş değil.
Güneydoğuda görevden alınan Belediye Başkanlarının yerine görevlendirilen Kaymakam ve Valilere ne diyelim şimdi.
Bunlar atanmış başkanlardır, halkın seçtiği değil. Ben bunu vurgulamak istiyorum.
XXXXXXX
Korona virüsü memleketi felç etti.
Önce eğitimle başlayan okulları kapatma, ibadette camilerin kapanması sonrasında ulaşımda bütün sektörlerin durmasına sebep oldu. Kara ve hava yolculukları virüsü kontrol ve yayılmaması için yapılamaz durumda.
‘Evde kal’ mesajıyla herkesi kalabalıklardan tecrit etmek keşke Mart ayı başında başlamış olsaydı. Geç kalmış bir uygulama ama bir süre daha devamı gerekir uzmanlar öyle söylüyor.
XXXXXX
Büyük tantanayla kapıları açtık koşun Avrupa’ya denilerek Trakya’daki sınır kapılarımıza yığılan Mülteciler ne oldu.
Biz hafızamızda unutmadık ama durumları ne acaba, soğuk var açlık var. Yunanistan almayacağım diye sınırından geçmeye izin vermeyince binlerce mülteci Tampon bölgede sıkışmıştı. Günlerce haber yapıldı.
Virüs çıkınca gündemden düştü aynen İdlip’te yaşananlar gibi.
İçişleri Bakanı Soylu sınırda bekleyen 5 bin 800 mültecinin geri alınarak 9 ildeki kamplara dağıtılacaklarını söyledi. Oysa kabadayılık yapılarak açtık kapıları gidin batıya demek kolay olmadı. Siyasi şov için gidin demeyle Avrupa’nın onları almayacağı bilinmesine rağmen yaygara koparmanın alemi yoktu.