İ.Hakkı ZIRH
Köşe Yazarı
İ.Hakkı ZIRH
 

KRİZ İÇİNDE EFELENMEK

İnsanlar gibi ülkelerde bazen kendi yanlış politikaları sonucunda bezende elinde olmayan nedenlerden dolayı krize girebilir. İnsanların düştüğü kriz çok fazla kimseyi zora sokmaz. Ama ülkelerin yaşadığı kriz ülkedeki herkesi öyle veya böyle etkiler. Ülkeler krizinde sizin dışınızda gelişen olaylardan örneğin petrol krizinden dolayı yaşanan krize fazla etkiniz olmaz. Büyük afet olaylarında da yaşanabilecek krizlerde fazla bir şey yapamazsınız. Ama sizin politikalarınız yüzünden ortaya çıkan krizi geri döndürmek diğerleri kadar zor değildir. Artık dünyaya ekonomik olarak baktığımızda her şeyin birbirine bağlı olduğunu görüyoruz. Ülkelerin artık bir menfaat kavgası içinde olduğunu herkes biliyor. Bu dünyada düşmanlıkların yanında dost kazanmak zorundasınız. Eskiden bazılarının dediği gibi Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur sözü de artık işe yaramıyor. Zaten hiç de işe yaramadı. Şimdi ülkeler arasında ortak menfaatler dahilin de dostluklar oluşturmak gerekmektedir. Hele bizim gibi her şeyiyle bağımlı bir ülkenin buna çok ihtiyacı olduğunu her zaman görebiliyoruz. Biz ülke olarak artık dışa bağımlı bir ülkeyiz. Dışarıya yalnızca turizm satabiliyoruz. Tabii ülkeyi yönetenler yapacakları uzun vadeli politikalarla ülkenin krize gitmesini önlemeleri gerekir. Her şeyiyle dışarı bağlı olunduğunda yapacak fazla bir şey kalmıyor. Sonuç eldeki öz sermaye bittiğinde hüsranla karşılaşırsınız. Ülke elemanları üretmeyi kesip hazır yemeye başladığında bu son daha da hızlanmış olur. Bu ülke hepimizin görünen o ki bu kriz herkesi vurmaktadır vuracaktır da. İktidarda olanlar yanlış politikalar yaptı krizi yarattı. Sorun onların sorunu demekle sorunu çözemiyoruz. Dövizin durumunu incelediğimizde ne kadar geriye gittiğimizi görebiliyoruz. Bu durum bizim ve çocuklarımızın refahını etkileyecektir. Bunun içinde ne yapılması gerektiği masaya yatırılıp hep beraber düzeltilmesi gerekmektedir. Yaşıyoruz, görüyoruz ki ülke her gün geriye doğru gidiyor. Eğitim seviyemiz diplerde, üniversite mezunları artık iş aramıyor iş yok çünkü. İmam Hatipler uğruna meslek liseleri değerini kaybetmiş ülke kalkınmasında ön planda olması gereken teknik eleman gücünü kaybetmekte. Ülke hızla bir uçuruma giderken ne yapmak gerekiyor diye sormak ve çözüm üretmek zorundayız. Üretim olmadan bir ülkenin kalkınmasının zor olduğunu artık herkes biliyor ama nedense ülkemizde dışardan almak üretmekten daha kolay geliyor. Bu dışardan alma nereye kadar gidecek belli değil. Üretmeyince işsizlik artıyor[H1] , dışardan alınan ürünlerin fiyatları artıyor. Üretemeyen insanlar şehirlere göçmek zorunda kalıyorlar. Üretim olmayınca fabrikalar ,işletmeler kapanıyor. İşsizlik her gün artıyor. Artık devleti yönetenlerin ayaklarının yere basması zamanı gelmiştir. Alınacak kararlar içerisinde topyekûn tasarruf olmalıdır. Tabii bu tasarrufu önce devlet yapmalıdır. Gereksiz harcamalar ,lüks yaşam sona erdirilmelidir. Devlet parasıyla lüks arabalar lüks yaşam ortadan kaldırılmalıdır. Halka tasarrufla güven verilmelidir. Tüketim çılgınlığına alışan halkımızda gereksiz harcamalarını kısmak zorundadır. Bakıyorsunuz en yeni çıkan telefonu almak, en iyi arabaya binmek, en iyi yerlerde yaşamak sistem içinde bir yarışa dönüşmüş durumda. Tabii alınan onlarca kredi kartları borçlarını nasıl ödeneceği düşünülmemektedir. Devamın da gelen iflaslar ekonominin bozulması devamında aile düzeninin bozulması peşi sıra gelmektedir. Öze dönme zamanı geldi. Çok geç olmadan aklımızı başımıza almalıyız.
Ekleme Tarihi: 22 Ağustos 2019 - Perşembe

KRİZ İÇİNDE EFELENMEK

İnsanlar gibi ülkelerde bazen kendi yanlış politikaları sonucunda bezende elinde olmayan nedenlerden dolayı krize girebilir. İnsanların düştüğü kriz çok fazla kimseyi zora sokmaz. Ama ülkelerin yaşadığı kriz ülkedeki herkesi öyle veya böyle etkiler. Ülkeler krizinde sizin dışınızda gelişen olaylardan örneğin petrol krizinden dolayı yaşanan krize fazla etkiniz olmaz. Büyük afet olaylarında da yaşanabilecek krizlerde fazla bir şey yapamazsınız.


Ama sizin politikalarınız yüzünden ortaya çıkan krizi geri döndürmek diğerleri kadar zor değildir. Artık dünyaya ekonomik olarak baktığımızda her şeyin birbirine bağlı olduğunu görüyoruz. Ülkelerin artık bir menfaat kavgası içinde olduğunu herkes biliyor. Bu dünyada düşmanlıkların yanında dost kazanmak zorundasınız. Eskiden bazılarının dediği gibi Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur sözü de artık işe yaramıyor. Zaten hiç de işe yaramadı. Şimdi ülkeler arasında ortak menfaatler dahilin de dostluklar oluşturmak gerekmektedir. Hele bizim gibi her şeyiyle bağımlı bir ülkenin buna çok ihtiyacı olduğunu her zaman görebiliyoruz. Biz ülke olarak artık dışa bağımlı bir ülkeyiz. Dışarıya yalnızca turizm satabiliyoruz.


Tabii ülkeyi yönetenler yapacakları uzun vadeli politikalarla ülkenin krize gitmesini önlemeleri gerekir. Her şeyiyle dışarı bağlı olunduğunda yapacak fazla bir şey kalmıyor. Sonuç eldeki öz sermaye bittiğinde hüsranla karşılaşırsınız. Ülke elemanları üretmeyi kesip hazır yemeye başladığında bu son daha da hızlanmış olur.


Bu ülke hepimizin görünen o ki bu kriz herkesi vurmaktadır vuracaktır da. İktidarda olanlar yanlış politikalar yaptı krizi yarattı. Sorun onların sorunu demekle sorunu çözemiyoruz. Dövizin durumunu incelediğimizde ne kadar geriye gittiğimizi görebiliyoruz. Bu durum bizim ve çocuklarımızın refahını etkileyecektir. Bunun içinde ne yapılması gerektiği masaya yatırılıp hep beraber düzeltilmesi gerekmektedir.


Yaşıyoruz, görüyoruz ki ülke her gün geriye doğru gidiyor. Eğitim seviyemiz diplerde, üniversite mezunları artık iş aramıyor iş yok çünkü. İmam Hatipler uğruna meslek liseleri değerini kaybetmiş ülke kalkınmasında ön planda olması gereken teknik eleman gücünü kaybetmekte.


Ülke hızla bir uçuruma giderken ne yapmak gerekiyor diye sormak ve çözüm üretmek zorundayız. Üretim olmadan bir ülkenin kalkınmasının zor olduğunu artık herkes biliyor ama nedense ülkemizde dışardan almak üretmekten daha kolay geliyor. Bu dışardan alma nereye kadar gidecek belli değil. Üretmeyince işsizlik artıyor[H1] , dışardan alınan ürünlerin fiyatları artıyor. Üretemeyen insanlar şehirlere göçmek zorunda kalıyorlar. Üretim olmayınca fabrikalar ,işletmeler kapanıyor. İşsizlik her gün artıyor.


Artık devleti yönetenlerin ayaklarının yere basması zamanı gelmiştir. Alınacak kararlar içerisinde topyekûn tasarruf olmalıdır. Tabii bu tasarrufu önce devlet yapmalıdır. Gereksiz harcamalar ,lüks yaşam sona erdirilmelidir. Devlet parasıyla lüks arabalar lüks yaşam ortadan kaldırılmalıdır. Halka tasarrufla güven verilmelidir.


Tüketim çılgınlığına alışan halkımızda gereksiz harcamalarını kısmak zorundadır. Bakıyorsunuz en yeni çıkan telefonu almak, en iyi arabaya binmek, en iyi yerlerde yaşamak sistem içinde bir yarışa dönüşmüş durumda. Tabii alınan onlarca kredi kartları borçlarını nasıl ödeneceği düşünülmemektedir. Devamın da gelen iflaslar ekonominin bozulması devamında aile düzeninin bozulması peşi sıra gelmektedir.


Öze dönme zamanı geldi. Çok geç olmadan aklımızı başımıza almalıyız.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi