İsmet KÖSOĞLU
Köşe Yazarı
İsmet KÖSOĞLU
 

BU İŞİN BÖYLE OLACAĞI BELLİ İDİ

Bu başlık Abdurrahman Dilipak’a ait. Usta kalem Dilipak İstanbul seçiminin analizini yaparken bu cümleyi kullanmış.  23 Haziran İstanbul seçimi hakkında güzel bir yazı yazdı. Bundan dolayı büyük bir kısmını sizlere sunmak için köşeme taşıdım. Yazının önemli paragrafları şöyle;  Bu işin böyle olacağı belli idi, birileri duymak istemedi, görmek istemedi. Söylemeye kalkanların üzerine gittiler. Kamuoyu araştırma sonuçları bile makyajlanarak sunuldu, yeniden gözden geçirilerek yayınlandı.   CHP’nin başarısını; AK Parti içindeki AKP Medyası, aynı zihniyetin yönlendirdiği troller, AK Parti’ye “Aşk ve sevda” şarkıları söyleyen, “Biz yaptık, yine yaparız havasında”, başarıyı kendi elinde gören, “göklerin hazinesinin anahtarı kendi ellerindeymiş gibi” davranan “Bel’am karakterli” siyaset “Kazanova”ları, “kibir küpleri”, “şöhret budalaları”, kollarındaki saat kadar bile değerleri olmayan, “ayaklarını yere vurarak yürüyen”, “marka bağımlısı” zenginlik gösterisi yaparak hava atan, beyni ve yüreği yoksul, “giydirilmiş odun kılıklı” bürokrat ve işadamları, israf içinde yüzen “yeşil sosyete”, “yeşil sermaye”, “yeşil feministler” sağladı.   Bir yenilgi varsa, bunun sebebi araştırılmalı. Sorumlusu bulunmalı, yapanın yanına kâr kalmamalı ve müeyyide uygulamalı. Yoksa bu gidişin sonu ANAP’ın sonu gibi olur!   Aslında CHP de kazanmadı. CHP içindeki sağa kayanlarla, AK Parti içindeki sola kayanlar buluştu ve bu sonuç ortaya çıktı. Ankara’da CHP mi kazandı?   İstanbul’da İmam Hatipli gitti, Kur’an kurslu geldi.  Zaten bugün İmam Hatiplerin geldiği nokta da ortada. Binalar güzel ama içi boş.  İmamoğlu AK Parti saflarında siyaset yapsa, bugünkü hali itibarı ile kimse farkı fark edemez. İmamoğlu’nu tehdit, tehlike olarak görüyorsanız, kendi içinize bakın, İmamoğlu’ndan daha tehlikeli bir sürü adam var AKP saflarında! Bir ilçenizin belediye meclisinde, düzenli namaz kılan bir kişi var ya hu! İlçe yönetiminiz de öyle. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.   Partinin üst yönetimindeki bazı kişilerin yurtdışında eğitim görmüş, yüksek lisans yapmış çocukları Amentü’den habersiz, Siyer ve Kelam nedir, adını bile duymamış! Yakında “Ahlak da nereden çıktı” diyecekler.    Bir “Karadeniz rüzgârı” vardı, “Trabzonspor” kazandı. AK Parti üyesi “Trabzonlular, “Erzincanlı ”ya değil kendi hemşerilerine oy verdiler. Sonuç bu.  Eleştiren dostlar uzaklaştırıldı, yalaka Media, STK ve Sermaye sahipleri çevreyi sarınca bu sonuç mukadder oldu. Vitrindekiler, ekran yüzü, işportacı mantığı ile yapılan siyaset pazarlaması, reklam ajanslarının ürettiği sloganlar ve söylemle siyasetin sonu bu.    Siz gelip konuşup gidiyordunuz, salonlarda da siz gittikten sonra insanlar, Yıldırım’ın çocukları, Soylu ile Damat kavgasını konuşuyordu. Aile ve gençlerin geleceği konuşuluyordu. Halkın kafasındaki suali mukadderlere cevap veren yoktu. Rüşvet, yolsuzluk, torpil, ehliyet ve liyakat, neredeyse kimse ağzına bile almadı bunları.   Bakın Ak Parti birçok alanda çok güzel işler yaptı.    Adalet, Aile, Gençlik konularında ciddi sorunlar yaşanıyor.   Eğitim, Tarım da öyle.   Sağlığın sürdürülebilirliği tartışmalı. Dış politika ve ekonomi ile ilgili kaygılar giderek artıyor.  “Beka” tartışması yanlıştı.  Siyasetin dili çok sertti. Bu insanları korkuttu. İnsanları kazanmayı esas almalıydık. Ama kaçırdık, sonuç ortada!  Son Kürt tartışması, Öcalan’ın ekrana çıkarılması, Rum / Pontus tartışması, VIP tartışması yanlıştı.  Bazen evdeki hesaplar çarşıya uymaz ve keskin sirke küpüne zarar verir.    Yolsuzlukların üzerine gidilmeli        Hiçbir ilçede oyunuz artmamış, 2 ile 5 arasında kayıp var ilçelerde. Bu kadar büyük farkla kaybedileceği nasıl görülemez. Bu gidişatı görüp uyarmak isteyenler susturuldu, dışlandı. Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir.  Etraf yalakalarla kuşatılınca reise ulaşmak imkânsız hale geldi, ikaz edenlerin hain ilan edilmedikleri kaldı. Bir hayal dünyasında geldiler, gittiler. Son günlerde “acı gerçek” hissedilmeye başladı ise de çok geç kaldılar. Kalabalıktılar, ama “başaksız ekin tarlaları” gibi idiler.   
Ekleme Tarihi: 30 Haziran 2019 - Pazar

BU İŞİN BÖYLE OLACAĞI BELLİ İDİ

Bu başlık Abdurrahman Dilipak’a ait. Usta kalem Dilipak İstanbul seçiminin analizini yaparken bu cümleyi kullanmış. 


23 Haziran İstanbul seçimi hakkında güzel bir yazı yazdı. Bundan dolayı büyük bir kısmını sizlere sunmak için köşeme taşıdım. Yazının önemli paragrafları şöyle; 


Bu işin böyle olacağı belli idi, birileri duymak istemedi, görmek istemedi. Söylemeye kalkanların üzerine gittiler. Kamuoyu araştırma sonuçları bile makyajlanarak sunuldu, yeniden gözden geçirilerek yayınlandı.  


CHP’nin başarısını; AK Parti içindeki AKP Medyası, aynı zihniyetin yönlendirdiği troller, AK Parti’ye “Aşk ve sevda” şarkıları söyleyen, “Biz yaptık, yine yaparız havasında”, başarıyı kendi elinde gören, “göklerin hazinesinin anahtarı kendi ellerindeymiş gibi” davranan “Bel’am karakterli” siyaset “Kazanova”ları, “kibir küpleri”, “şöhret budalaları”, kollarındaki saat kadar bile değerleri olmayan, “ayaklarını yere vurarak yürüyen”, “marka bağımlısı” zenginlik gösterisi yaparak hava atan, beyni ve yüreği yoksul, “giydirilmiş odun kılıklı” bürokrat ve işadamları, israf içinde yüzen “yeşil sosyete”, “yeşil sermaye”, “yeşil feministler” sağladı.  


Bir yenilgi varsa, bunun sebebi araştırılmalı. Sorumlusu bulunmalı, yapanın yanına kâr kalmamalı ve müeyyide uygulamalı. Yoksa bu gidişin sonu ANAP’ın sonu gibi olur!  


Aslında CHP de kazanmadı. CHP içindeki sağa kayanlarla, AK Parti içindeki sola kayanlar buluştu ve bu sonuç ortaya çıktı. Ankara’da CHP mi kazandı?  


İstanbul’da İmam Hatipli gitti, Kur’an kurslu geldi. 


Zaten bugün İmam Hatiplerin geldiği nokta da ortada. Binalar güzel ama içi boş. 


İmamoğlu AK Parti saflarında siyaset yapsa, bugünkü hali itibarı ile kimse farkı fark edemez. İmamoğlu’nu tehdit, tehlike olarak görüyorsanız, kendi içinize bakın, İmamoğlu’ndan daha tehlikeli bir sürü adam var AKP saflarında! Bir ilçenizin belediye meclisinde, düzenli namaz kılan bir kişi var ya hu! İlçe yönetiminiz de öyle. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.  


Partinin üst yönetimindeki bazı kişilerin yurtdışında eğitim görmüş, yüksek lisans yapmış çocukları Amentü’den habersiz, Siyer ve Kelam nedir, adını bile duymamış! Yakında “Ahlak da nereden çıktı” diyecekler.   


Bir “Karadeniz rüzgârı” vardı, “Trabzonspor” kazandı. AK Parti üyesi “Trabzonlular, “Erzincanlı ”ya değil kendi hemşerilerine oy verdiler. Sonuç bu. 


Eleştiren dostlar uzaklaştırıldı, yalaka Media, STK ve Sermaye sahipleri çevreyi sarınca bu sonuç mukadder oldu. Vitrindekiler, ekran yüzü, işportacı mantığı ile yapılan siyaset pazarlaması, reklam ajanslarının ürettiği sloganlar ve söylemle siyasetin sonu bu.   


Siz gelip konuşup gidiyordunuz, salonlarda da siz gittikten sonra insanlar, Yıldırım’ın çocukları, Soylu ile Damat kavgasını konuşuyordu. Aile ve gençlerin geleceği konuşuluyordu. Halkın kafasındaki suali mukadderlere cevap veren yoktu. Rüşvet, yolsuzluk, torpil, ehliyet ve liyakat, neredeyse kimse ağzına bile almadı bunları.  


Bakın Ak Parti birçok alanda çok güzel işler yaptı.   


Adalet, Aile, Gençlik konularında ciddi sorunlar yaşanıyor.  


Eğitim, Tarım da öyle.  


Sağlığın sürdürülebilirliği tartışmalı. Dış politika ve ekonomi ile ilgili kaygılar giderek artıyor. 


“Beka” tartışması yanlıştı. 


Siyasetin dili çok sertti. Bu insanları korkuttu. İnsanları kazanmayı esas almalıydık. Ama kaçırdık, sonuç ortada! 


Son Kürt tartışması, Öcalan’ın ekrana çıkarılması, Rum / Pontus tartışması, VIP tartışması yanlıştı.  Bazen evdeki hesaplar çarşıya uymaz ve keskin sirke küpüne zarar verir.   


Yolsuzlukların üzerine gidilmeli       


Hiçbir ilçede oyunuz artmamış, 2 ile 5 arasında kayıp var ilçelerde. Bu kadar büyük farkla kaybedileceği nasıl görülemez. Bu gidişatı görüp uyarmak isteyenler susturuldu, dışlandı. Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir. 


Etraf yalakalarla kuşatılınca reise ulaşmak imkânsız hale geldi, ikaz edenlerin hain ilan edilmedikleri kaldı. Bir hayal dünyasında geldiler, gittiler. Son günlerde “acı gerçek” hissedilmeye başladı ise de çok geç kaldılar. Kalabalıktılar, ama “başaksız ekin tarlaları” gibi idiler. 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi