Soçi…Rusya’nın Kuzey Karadeniz kıyısındaki en önemli şehirlerinden biri. Karşı kıyıda, Trabzon’un karşısında  bir konumda yer alıyor. O da bizim gibi bir Karadeniz kenti. Azgın denizi, yeşil tepeleri ve karlı dağları ile hemen hemen aynı manzaraları barındırır. Nüfusu yarım milyondur. Yaz aylarında 1,5 milyona kadar çıkar.           Son zamanlarda Putin’in gözdesi olması ve kış olimpiyatları tesislerinin yapılmasıyla büyük bir atağa kalkan Soçi, turizm açısından da büyük bir ivme kazandı. Batı Avrupa şehirlerini aratmayan planlı dokusu, geniş bulvarları, yeşillikler içerisindeki modern mahalleleri, nefis düzenlenmiş sahil bandı ve göz alıcı plajlarıyla yaşanılası bir kent…             Çarlık zamanında soyluların, Sovyetler döneminde de parti ileri gelenlerinin saray ve köşklerini (Daçalar) barındırması ve gelişmeye açık arazisi ile Soçi’ye özel bir önem verildiği söylenebilir. Bu meyanda hızlı bir gelişme göstermiş, Komunizm yerine piyasa ekonomisinin seçilmesiyle de büyük çapta iç ve dış yatırımlar çekerek Rize ve hatta Trabzon’a nazaran çok daha ileri bir konuma gelmiştir.             Ancak ta Deli Petro zamanına kadar Rus şehir planlama geleneğiyle inşa edilen ve gelişen Soçi, bizim Karadeniz şehirlerimize ve hele hele Rize’ye nispetle çok farklıdır. Bu gerçeği idrak edebilmek için gidip Soçi’yi görmeye gerek yoktur. İnternetteki resimlerine bakmak yeterli olacaktır. Bu açıdan Karadeniz şehirlerimiz belediye başkanlarının Soçi’ye mutlaka bir ziyaret yapması elzemdir. Özellikle Rize Belediyesi ilgilileri bu ziyareti yaparlarsa, gün geçtikçe içinden çıkılmaz, çarpık, karmaşık bir hüviyete bürünen kentimizi düzeltme yolunda yeni fikirler ve açılımlar edinebilirler.             En azından modern bir sahil bandının nasıl olması  gerektiğini…Artık merkezden vaz geçtik, vadi içlerine, tepelere doğru plansız programsız yayılan ve yerel deyimle “hohol olan” şehrin geleceğinin nasıl kurtulabileceğini…             Bu bağlamda Doğu Karadeniz kentleri ile Soçi arasında düzenli uçak ve hatta vapur seferleri olması, Rusya Federasyonu ile anlaşma yapılarak aynen Batum’a olduğu gibi sadece kimlik kartı ile seyahat edilebilmesi sağlanmalıdır.             Sovyet döneminde çok soğuk olan karşılıklı ilişkiler, aradaki Karadeniz’i saymazsak bir sınır kenti olan Soçi ile yerini karşılıklı sıcaklığa bırakmalıdır. Bu gelişmeden özellikle bizim şehircilik alanında kazanacağımız çok şey var.