“Atalarınla övünmeyi bırak, övünülecek ata olmaya bak.”
Fatih olmak için; yedi dili anadili gibi konuşmak, bu dillere edebi eserlerde kullanabilecek kadar hâkim olmak, belagat sahibi olmak gerekir.
Fatih olmak için; felsefeyi, ilahiyatı, edebiyatı uzmanlarıyla tartışacak kadar bilmek gerekir.
Fatih olmak için; matematiği, astronomiyi, denizciliği ileri seviyede bilmek, dünya ve bölge coğrafyasına hâkim olmak gerekir.
Fatih olmak için; kültürlü olmak, şair olmak, ressam olmak, sanatçı olmak, sanata ve sanatçıya sahip çıkmak gerekir.
Fatih olmak için; iyi bir mimar, mühendis olmak, askeri dehaya sahip olmak, balistiği, ateşli silahları bilmek, ateşli silah tasarımı yapabilmek gerekir.
Fatih olmak için; herkesin hayran kaldığı müthiş bir zekâya, insanların kalbini fethedecek hoşgörüye, adalete sahip olmak gerekir.
Fatih olmak için; ordusunun en önünde gidecek kadar cesur olmak gerekir.
Fatih olmak için; sadece ordusuyla toprakların değil, insanlığıyla, üstün bilgisiyle, entelektüelliğiyle, zekâsıyla, renkli kişiliğiyle kalplerin de fethini gerçekleştirmek gerekir.
Fatih olmak için; yönettiği ülkede yaşayan bütün insanlara, bütün milletlere, bütün dinlere mensup halka eşit davranmak, ayrımcılık yapmamak, adaletle hükmetmek gerekir.
Fatih olmak için; kibirden uzak yaşamak, tevazu sahibi olmak, adaletli olmak, karşınızdaki kim olursa olsun hoşgörülü davranmak ve bu şekilde düşmanlarının bile saygı duyduğu bir kişiliğe sahip olmak gerekir.
Fatih olmak için; devletin, milletin, yetimin, fakirin hakkını yememek, yedirmemek gerekir.
Fatih olmak için; ilim irfan sahibi, insanların korkmadığı, sevgi ve saygı duyduğu, elinden, dilinden, yapacaklarından emin olduğu bir insan olmak gerekir.
Fatih olmak; örnek Türk, örnek Müslüman, en önemlisi örnek insan olmaktır.
Demek ki; İstanbul’u fethetmek, çağ açıp çağ kapatmak, gönüllere girebilmek, yüzyıllarca sevgiyle, saygıyla, duayla anılmak öyle tesadüfen olmuyormuş, insanlığınla, bilim adamlığınla, cesaretinle, adaletinle hak etmen gerekiyormuş.
Ve de İmam Gazali’den müthiş bir söz; “Atalarının başarılarıyla övünenler, dedelerinin, babalarının yemesi ile karnının doyacağını zannedenler gibidir.”
Ve unutmayın, Allah’ın kendilerine nasip ettiği ismet sıfatı sebebiyle peygamberler hariç, her kim olursa olsun hatasız, yanlış yapmayan kul olmaz. Çünkü her kul acizdir, hataya açıktır.
Bu yazı okununca akla gelebilecek olan, Fatih sultan Mehmet ile ilgili benim de bu yazıyı yazarken aklıma takılan, beni üzen, olmasaydı çok daha iyi olurdu diye düşündüğüm birçok konu var ama yukarıda yazdıklarım da bilim adamları tarafından anlatılan, tarih kitaplarında yazılmış olan Fatih Sultan Mehmet’in özellikleridir.
Doğrularını örnek alıp, hatalarından ders çıkarmak umuduyla. Fatih Sultan Mehmet’ten sözler;
“Fakirlerin, yetimlerin, milletin hakkı olan, onların kursağından kesilen nimeti ne kendimiz yeriz, ne askerimize, ne çalışanımıza yediririz. Biz has müminleriz, kursağımıza netameli nevale girmez.”
“Aklı öldürürsen ahlak da ölür, akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür, Kadı’yı emrine aldığın (satın aldığın) gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün, devlet ölür.”
“İnsanlara; dinin nedir, namaz kılıyor musun, oruç tutuyor musun gibi Allah'ın soracağı soruları sormayın! İnsanlara; "Aç mısın, bir şeye ihtiyacın var mı, bir derdin, sıkıntın var mı gibi kulun kula sorması gereken sorular sorun.”