Mevsimler ve yağışlar değişti diyoruz.
Değişkenlikler sonrası sık sık doğal afetler yaşarız bu afetler çoğunlukla mala zarar verdiği gibi can kaybımızın da olduğu vakalar hayli fazla.
En son geçen gün Giresun Dereli ilçesinde 7 can kaybımız var, Allah’ım Rahmet eylesin, sabırlar versin.
Meteorolojinin belirttiği gibi yurt genelinde nokta atışı gibi yağan yağmurun şiddeti çok fazla. Nerdeyse 2
günlük yağmurlar 2 saatte yağıyor.
Doğu Karadeniz için söylemek gerekirse sarp yamaçlarda, vadilerde oluşan baraj denilen birikimler aniden patlayınca önüne ne bulunuyorsa silip götürüyor.
Su önünde bir şey barınamaz, bunu sel afetleri sayesinde daha yakından görüyoruz.
Her afet sonrası devlet idarecilerinin olay yerinde olduğunu görüyoruz. İlgilenmeleri acıya ortak olmaları güzel, bende teşekkür ediyorum ama yaralar sarılacak denilip gittikten sonra yaralar gerçekten sarılıyor mu, ne kadar sarılıyor. Pansuman mı yapılıyor neşter mi vuruşuyor.
Şahsen ben gözlemlediğim pansuman edilen yaralar var.
Yaraya neşter vuracak adam lazım.
Dere kenarında binalar yapılıyor, izin veren kim yine resmi makamda oturanlar değil mi?
Dikkatinizi çekti mi bilmem son afetlerde devletin yolları çok zarar görüyor. Karayolları ve Köy yolları en çok zarar gören yerler. Açıkça söylemek isterim bu yolları yaptıran devlet ama yapan kim veya kimler, kontrolü yapılıyor mu?
Özal’dan bu yana Karayolları yol yapmıyor ihalelerle müteahhitlere iş veriyor. Özel İdarelerde son zamanlarda Köy Hizmetleri olduğu dönemde birçok dozeri ve personeli olmasına rağmen büyük çoğunluğunu elden çıkararak müteahhitlere yol köprü yaptırıyor. Fakat kendi elemanları çok daha tecrübeli ve becerikliydi.
Beyler müteahhitler para kazanmasını bilir. Yol köprü vs. yapmak için ihaleye girer kırar kırar alır ama elde kaliteli eser bulunur mu sizlere sorarım. Geçmişte yaşanmıştır birçok köyde içme suyu bilirim ki ihale ile şebeke yapılmış borulardan su akmamıştı.
Karayolları dere yataklarını daraltarak müteahhitlere görünümü çok güzel muhteşem yollar yaptırmış. Dere taşınca haliyle yatağına sığmıyor ve çoğu zaman 40 yılı beklemeden etrafında ne varsa yıkayarak gidiyor.
Müteahhitler tarafından yapılan ve trafiğe açılan Cumhurbaşkanının ilçesi Güneysu yolunda koskocaman dehlizler gördük. Giresun’da ortadan kesilen yolda bu emsaldendir.
Rize’den örnek isterseniz İkizdere yolunda müteahhit tarafından yapılan taş istinat duvarının ilk toprak kaymasında, yapıldıktan 20 gün kadar sonra yıkıldığını birkaç yıl önce haber yapmıştım.
Söylemem şudur ki, özel sektör haliyle para kazanmak ister, işi para kazanmak. Kısa sürede işi teslim ederek parasını almak için bence kaliteden ödün verir. İşini tam yapan kaliteli tecrübeli firmaları tenzih ederim onlar işinin erbabıdır, işlerinde de kolay kolay aksama ve hatada olmaz.
Dere yataklarında hep vatandaşı suçlayan Ankara’daki atananlar, yol yapan, bina ruhsatı veren veya yapılırken inşaatlara göz yuman atanmış, seçilmiş kim ise hesap sorulacak mı?