Ankara’dan Gazeteci dostum Osman Yazıcı Cumhurbaşkanının açıkladığı acı reçete üzerine güzel bir yazı yazdı.
Osman Yazıcı cesaretli, araştırıcı sorgulayıcı bir gazetecidir yıllar öncesinden Trabzon’daki Karadeniz Gazetesinden Yazı İşleri Müdürümdü.
Acı reçete yazısına tamamıyla katılırken bazı ilaveler yapmayı kendime vazife gördüm.
Ankara’da yaşamıyorum ama az çok biliyorum.
Son yıllarda küçük görülen Bakanlık ve Genel Müdürlüklerin taşındıkları gökdelenlere binlerce lira kiralar ödediğini biliyoruz. Gökdelenler yandaş mı kim bilemem ama fukara olmadıkları kesin. Âdeta Bakanlıklar veya Genel Müdürlükler taşınsın diye devasa binalar yapılmış.
Yaklaşık 20 bin koruma varmış kimi kimden korurlar.
Yalnız iş için değil galiba eş dost aile rahat gezsin diye kamuda 200 bin araç varmış.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ’Yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde, gerekiyorsa devlet ve millet olarak fedakârlık yapmaktan, acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız ’diyor.
Acı reçete tüm millet için mi?
Acı reçete kamuda sürdürülen savurganlıklara merhem olacak mı?
Tam bağımsız Türkiye’nin tam da buna ihtiyacı var. Bu dönemde millet olarak güçlü bir şekilde birlik olmak zorundayız.
Öncelikle siyasi arenada yolsuzluğa, partizanlığa, kayırmacılığa karşı sağlam, dürüst ve ilkeli bir anlayış hâkim olmalı!
Milli şuurun ve bilincimizin yok edilmek istendiği bir dönemden geçtiğimiz doğrudur.
Millî Birlik beraberlik için seferberlik başlatalım, buna bir itirazım yok.
Fakat ‘Acı reçeteyi’ hep beraber içelim.
Bu reçeteyi uygulamaya halktan başlamayalım. Milleti kemer sıkmak zorunda bırakmadan yeni vergiler yüklemeden çözüm bulunsun.
Merkez Ankara’dan başlanmalı ki Anadolu’ya yani taşraya örnek olsun.
Cumhurbaşkanı, Devletin başı, TBMM Başkanı yüce Meclisin saygınlığını temsil eder. Onların itibar ve güvenliği devletin itibarı ve güvenliğidir.
Bakanlara da bir araç ve bir koruma tahsis edilmesinde elbette bir sakınca yok.
Kamuda hizmet alım yöntemiyle yaklaşık 200 bin araç kiralanmış. Sivil plakalı olan bu araçların kimler tarafından ne amaçla kullanıldığı ise belli değil. Bu araç saltanatı uygulamasına son verilmelidir. Avrupa’da işine bisikletle giden Bakanlar görüyoruz. Türkiye’de yapılan bu uygulama çok lükstür. Her makam işine kendi imkânları ile ulaşabilir.
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve hassas bölge korumaları hariç 14 bine yakın koruma varmış. Adalet ve güvenlik gibi önemli görevlerde bulunanların dışındaki tüm bürokratların araç ve korumaları geri çekilmeli
Osman Yazıcı dostumun dediği gibi ’Acı reçeteye evet ancak topyekûn ‘olursa.