Biraz bana kızın, dudak bükün, Rize’yi sevdiğim için yine de yazacağım.
Her nedense seçim tarihi yaklaşıp, adaylıklar konuşulmaya başlandığında dile getirilir bu konu. “Adaylar Rize’den olmalı”, “Rize’de ikamet edenlerden”, dışardan olmamalı.
Hangi saikle söyleniyor bilmem ancak, ilk bakıldığında insana anlamlı gibi gelen “Rize’den olmalı” ifadesi, “Rize’yi bilmeli” anlamında telaffuz ediliyorsa mesele yok.
Evet Rize’yi temsil edecek kişi Rize’yi bilmeli, bu yetmez, Ankara’yı da tanımalı. Rize’yi ve Rizeliyi sevmeli, sorun çözme yetenekleri olmalı, halkla ilişkilerinde sorun olmamalı, kolay ulaşılabilir olmalı, telefonu yirmi dört saat açık olmalı, arayanları arayabilmeli.
Rize insanı onurludur, gururludur, amiyane tabirle tenezzül etmez, indirmez, çok da bir şey beklemez, ona aradığında ulaşabilsin, tepeden bakmasın, derdini anlatabilsin, kendisine değer verildiğini hissetsin yeter.
“Su-i misal emsal olamaz”. Kötü örnekler dile getirilerek “Rize’den olmalı” görüşünü doğru kabul etmek, yanlış olur. Ankara’da öyle vekiller biliriz ki, içinden çıktıkları şehre geri dönemez hale gelmişlerdir.
Bu bir sevda işi olmalı, sevdalı olanları bulmalı. İnsan hoş bir seda bırakabilmek için kendini hatta, ailesini millete hizmet için feda etmeyi göze alabilmeli. Memleketi için, vazgeçebilmeli birçok şeyden. Yoksa, mezar taşına “Eski Milletvekili” yazdırmanın bir faydası olmaz.
Siz eğer seçildiğiniz bölgenin sorunlarıyla yüzleşmekten kaçacak, size oy verenlerin haklı talepleriyle ilgilenmeyecekseniz, ilgilenmekten zevk almayacaksanız, seçim öncesi verdiğiniz telefon numarasını değiştirecekseniz, adaylığı düşünmeyin lütfen.
Rize’den aday olanın bir hedefi de, Rize Kalesine gömülecek kadar sevilmek, saygı duyulmak olmalı.
Rize’yi tanıyıp, Ankara’daki işleyişi yeterince bilmeyenlerin, seçildiklerinde pek bir varlık gösteremeyecekleri gibi, Ankara’daki işleyişi bilen ancak, Rize’yi, Rize insanını yeterince tanımayanların da, seçildiklerinde sorun yaşayacakları bir gerçektir.
Sadece Rize’yi bilmek, Rize’ye hizmet için yeterli olmayacağı gibi, en az Rize kadar Türkiye’yi, Türk idare sistemini bilmek, hatta bu sistemin içinde yaşamak gereklidir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde, Cumhurbaşkanına bir konu arz edilmeden önce, hukuki ve teknik altyapının doğru ve zamanında yapılması, projenin hayata geçmesinde hayati önem taşır. Rize’den seçileceklerin başarılı olabilmeleri için, bunları bilmesi beklenir.
Rize, malum olduğu üzere, üç milletvekili çıkaran nispeten küçük bir ildir. Diğer yandan, lider çıkarma yönüyle adından söz ettirmiş, söz ettirmeye devam eden, Türk siyasetinde özgül ağırlığı her zaman hissedilir olmuş, nüfuzu nüfusundan fazla olmuş bir il aynı zamanda. En güncel ve en güzel örneği Sn. Cumhurbaşkanımızdır.
Rize’nin yetişmiş insanlarının gurbete çıkmayanı var mı? Ankara Rize Grubu bunun en iyi örneklerinden biridir. Büyük çoğunluğu bir zorunluluk neticesinde Rize’den ayrılmak mecburiyetinde kalmış, memleketine hep özlem duymuş, Rize’deki her gelişmeyi yakından takip etmiş, kamu yönetiminde tecrübeli yetişmiş yöneticilerden oluşmakta.
Eğer hizmet etmek maksatsa, milletvekilliği bir sevda işi olmalı, memleket aşkı barındırmalı içinde, Rize aşkı yani. Aşk dediğimiz de, ayrı kalmaktan doğar, beslenir ve büyür.
Hem Rize’yi hem de Ankara’yı bilen, Devletin işleyişinden haberdar vizyon sahibi hemşehrilerimizin daha faydalı olacaklarına inanırım. Nitekim her platformda, Rizeli oluşlarıyla övündüğümüz, rahmetli Tevfik İleri, ve rahmetli Mesut Yılmaz bu isimlerdendir. Rahmetli Başbakanımızın Rize’de oturup oturmadığı hiç konu edilmiş mi, hiç sorun olmuş mudur.
Rize’ye geniş bir perspektiften bakabilen, panoramik fotoğrafını çekebilen, halkla ilişkileri iyi olan birinin, Rize için faydalı olacağına kuşku yoktur.
Unutmayalım ki, her yörenin olduğu gibi, Rize’nin de en kapsayıcı, şehrin her köşesini gören en güzel panoramik fotoğrafları şehir dışından çekilir. Ziraat’ten, kaleden, ya da uçaktan, hatta Ankara’dan. Atatürk Caddesinden değil.
Rize Grubundan fevkalade bir kabine çıkar, demiştim. Parlamenter Sistemde de dışardan bakan atanabiliyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Bakanların (Kabine Üyelerinin) milletvekili olması gerekmiyor, hatta milletvekili olanlar bakan olarak atandıklarında, milletvekillikleri düşüyor. Bu sebeple Rize Grubundan iyi bir kabine çıkar görüşünde ısrar ediyorum.
Sadece siyasetçiyle değil Rize, bakanlıklara atanacak üst düzey bürokratlarla da desteklenmeli. Rize Milletvekillerinin elini güçlendirecek Rizeli Bürokratlardır. Bu konuda da Rize Grubundan verebileceğimiz çok sayıda yetişmiş isim var. Bizden söylemesi.
İster Rize’den, isterse Rize dışında yaşayan Rizelilerden olsun, mesele ehliyetli, liyakatli, Rize’ye gönül vermiş, nasıl geleceğinden daha çok, nasıl bir iz bırakarak gideceğini düşünen, iyi bir isim bırakmaya arzulu kişilerin olmasıdır. Bu kısa sürede kamudan seçilecek vasıflı kişilerin fark edilerek çağrılmasını umarım. Farz-ı muhal, Sayın Cumhurbaşkanımız Rize’den aday olsa, kim itiraz eder ki?
O zaman, içerden, dışardan demeyelim, sorun bu değil, sorun, bir hoş sadâ bırakma meselesidir.
“Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal, bâki kalan bu kubbede hoş bir sadâ imiş”