İrfan COŞKUN
Köşe Yazarı
İrfan COŞKUN
 

DÖNÜŞ YOLUNDA

(Hicretin Rotasında-11)             Hac sonrası daha rahat  gözlemler yapma imkanı buluyoruz. Telaşsız bir şekilde Peygamberimizin doğum yeri, Harem Bölgesini dolaşıyoruz.             Nihayetinde “Sayılı gün çabuk geçiyor”, öyle de oldu. Dönüş hazırlıkları başladı. Mekke’de geçirdiğimiz son akşam da Kâbe’ye misafir olduktan sonra otele dönerek, valizlerimizi toparlıyoruz.             Bir yanda geride bıraktıklarımıza kavuşma sevinci, öte yanda bu kutsal mekandan ayrılmanın derin hüznü kaplıyor içimizi. Her kavuşma, bir ayrılık, her ayrılık bir kavuşma doğuruyor, bir yanımız hüzün, bir yanımız sevinç, tuhaf duygular içindeyiz.             Daha önce değinmiştik, pasaportlarımız toplanmış, kafileden sorumlu Suud görevlisine verilmişti. Pasaport numarası vs. bilgilerin yazılı olduğu fotoğraflı yaka kartlarıyla dolaşıyoruz. Bu yaka kartları yanınızda olmazsa, herhangi bir kontrolde kaçak muamelesine muhatap olabilirsiniz. Belli ki  hac vizesiyle, ülke içinde istediğin gibi dolaşamıyorsun. Mekke ve Medine dışında seyahat sınırlaması olduğu söylendi, zaten bizler de başka bir yerlere gitmeyi aklımızdan bile geçirmedik.             Bu yolculukta rötarların sıklıkla yaşandığını bilmeli, tedbirlerinizi ona göre almalısınız. Yurtdışı seyahatlerde uçuştan iki saat önce havaalanında olmanız söylense de, bu yolculukta, havaalanına intikal saatine kafileyle ilgilenen Suud görevlisi karar veriyor.             Mekke-Cidde arası 90 km, normalde 1 saatte ulaşılabilecek mesafe. Uçuş saati 12 50 olmasına rağmen, 04 00 de valizlerin otel lobisine indirilmesi, 05 00 gibi Cidde’ye hareket edileceği söylendi. Görevli bir an evvel gönderip kurtulmak istiyor. Sen havaalanında çok beklemişsin kime ne.             Otelden ayrılıp Cidde yoluna düşüyoruz. Otobüslerin uğradığı bir kontrol noktasında, paketlenmiş kumanya ve şişelenmiş zemzem ikram ediliyor.  Diş kirası gibi geliyor bize, misafir olduğumuz yerden ayrılırken hediye edilenler.             Bir buçuk saatlik rahat bir yolculuktan sonra Cidde Havaalanına ulaşıyoruz. Bu arada Medine’ye indiğimizde toplanan pasaportlarımız, imza karşılığı geri veriliyor.             Havaalanında her hacıya güzel paketlenmiş 5’er litrelik zemzem ücretsiz bir şekilde veriliyor. Pasaport işlemleri seri bir şekilde yapılıyor. Kameraya bak, fotoğraf çekimi, parmak izi ve pasaporta çıkış kaşesi. Mekke ve Cidde Havaalanlarında pasaport bankolarının tamamında bayanlar çalışıyor. Bir önceki gidişimizde böyle değildi.             Bekleme salonuna geçiyor, uçağımız zamanında gelsin diye içimizden dua ediyoruz. 1 Saat rötarla, Antalya’dan havalanan THY uçağı aprona yanaşıyor. Uzun süre apronda romorkler üzerinde 40 derece sıcakta bekleyen bagajlar içerisinde bozulacak madde varsa endişelenebilirsiniz.             Mekke ve Medine’de iklimlendirme, klima donanımları fazlasıyla iyi. Adeta çölü soğutuyorlar. Uçağa gidiyoruz. Kabin Amiri Bayana “Bizim pasta uçakta mı” diye soruyoruz “Evet” diyor. Nerden çıktı bu pasta diyeceksiniz.             Kafile Başkanımız Üzeyir Gür, Grup Başkanları Mustafa Koca, Enver Canpolat, Mehmet Bal ve A.Muttalip Pamukçu Hocalarımız çok nazik, efendi, saygılı, çok güzel insanlar. Sınavdan geçerek bu yolculukta görevlendiriliyorlar. İyi seçilmişler, tebrik ediyoruz.             Bu arkadaşlarımıza bir jest yapmak istedik. İstanbul’dan Antalya’ya, oradan da Cidde’ye kafilemizi almaya gelen THY uçağına bizim için güzel bir yaş pasta koydurttuk.             İlk defa havada böyle bir şeyle karşılaşan bayan kabin amiri heyecanlanıyor. Ben size yardımcı olacağım, telaş etmeyin diyoruz. Arkadaşlarımıza fark ettirmeden, kabin amirine yardımcı oluyoruz.             Yemek ikramından sonra, belgesel çekim ekibini de haberdar ederek, Kafile adına kafile Başkanına sürpriz yapıyoruz. 11 bin metre yüksekte pasta kesiyoruz, uçakta bir alkış tufanı. Cidde-Esenboğa uçağında hoş bir veda seramonisi yaşanmasına vesile oluyor.             Bu arada Fatih Sultan Mehmet Han’ın (Avni) “İstemem” başlıklı naatını hostes mikrofonundan seslendirmeden duramıyoruz.             İnsan yolculukta belli olur derler, güzel insanlarla yaptık bu yolculuğu. Diyanet TV Belgesel ekibi Fatih Tınkır, Ayhan Yalçınkaya ve Orhan Yaman kardeşlerimiz çok güzel insanlar. Hem işlerini güzel yapıyorlar, hem de yolculuk yapılacak kadar iyiler. Allah bahtlarını açık etsin.             Bu seyahatte Diyanetin en güzel ikramı ne diye sorarsanız, görevlendirdikleri bu arkadaşlar derim.             Üç Saatlik bir uçuştan sonra, Kaptan Pilotun Esenboğa’ya iniş anonsuyla nihayet buluyor bu kutlu yolculuk. Gideceklere fikir verir, fayda sağlar niyetiyle yazdık Allah tüm müslümanlara şuurlu bir şekilde yapmayı nasip etsin. Kalın sağlıcakla.  
Ekleme Tarihi: 16 Ağustos 2022 - Salı

DÖNÜŞ YOLUNDA

(Hicretin Rotasında-11)

           
Hac sonrası daha rahat  gözlemler yapma imkanı buluyoruz. Telaşsız bir şekilde Peygamberimizin doğum yeri, Harem Bölgesini dolaşıyoruz.

           
Nihayetinde “Sayılı gün çabuk geçiyor”, öyle de oldu. Dönüş hazırlıkları başladı. Mekke’de geçirdiğimiz son akşam da Kâbe’ye misafir olduktan sonra otele dönerek, valizlerimizi toparlıyoruz.

           
Bir yanda geride bıraktıklarımıza kavuşma sevinci, öte yanda bu kutsal mekandan ayrılmanın derin hüznü kaplıyor içimizi. Her kavuşma, bir ayrılık, her ayrılık bir kavuşma doğuruyor, bir yanımız hüzün, bir yanımız sevinç, tuhaf duygular içindeyiz.

           
Daha önce değinmiştik, pasaportlarımız toplanmış, kafileden sorumlu Suud görevlisine verilmişti. Pasaport numarası vs. bilgilerin yazılı olduğu fotoğraflı yaka kartlarıyla dolaşıyoruz. Bu yaka kartları yanınızda olmazsa, herhangi bir kontrolde kaçak muamelesine muhatap olabilirsiniz. Belli ki  hac vizesiyle, ülke içinde istediğin gibi dolaşamıyorsun. Mekke ve Medine dışında seyahat sınırlaması olduğu söylendi, zaten bizler de başka bir yerlere gitmeyi aklımızdan bile geçirmedik.

           
Bu yolculukta rötarların sıklıkla yaşandığını bilmeli, tedbirlerinizi ona göre almalısınız. Yurtdışı seyahatlerde uçuştan iki saat önce havaalanında olmanız söylense de, bu yolculukta, havaalanına intikal saatine kafileyle ilgilenen Suud görevlisi karar veriyor.

           
Mekke-Cidde arası 90 km, normalde 1 saatte ulaşılabilecek mesafe. Uçuş saati 12 50 olmasına rağmen, 04 00 de valizlerin otel lobisine indirilmesi, 05 00 gibi Cidde’ye hareket edileceği söylendi. Görevli bir an evvel gönderip kurtulmak istiyor. Sen havaalanında çok beklemişsin kime ne.

           
Otelden ayrılıp Cidde yoluna düşüyoruz. Otobüslerin uğradığı bir kontrol noktasında, paketlenmiş kumanya ve şişelenmiş zemzem ikram ediliyor.  Diş kirası gibi geliyor bize, misafir olduğumuz yerden ayrılırken hediye edilenler.

           
Bir buçuk saatlik rahat bir yolculuktan sonra Cidde Havaalanına ulaşıyoruz. Bu arada Medine’ye indiğimizde toplanan pasaportlarımız, imza karşılığı geri veriliyor.

           
Havaalanında her hacıya güzel paketlenmiş 5’er litrelik zemzem ücretsiz bir şekilde veriliyor. Pasaport işlemleri seri bir şekilde yapılıyor. Kameraya bak, fotoğraf çekimi, parmak izi ve pasaporta çıkış kaşesi. Mekke ve Cidde Havaalanlarında pasaport bankolarının tamamında bayanlar çalışıyor. Bir önceki gidişimizde böyle değildi.

           
Bekleme salonuna geçiyor, uçağımız zamanında gelsin diye içimizden dua ediyoruz. 1 Saat rötarla, Antalya’dan havalanan THY uçağı aprona yanaşıyor. Uzun süre apronda romorkler üzerinde 40 derece sıcakta bekleyen bagajlar içerisinde bozulacak madde varsa endişelenebilirsiniz.

           
Mekke ve Medine’de iklimlendirme, klima donanımları fazlasıyla iyi. Adeta çölü soğutuyorlar. Uçağa gidiyoruz. Kabin Amiri Bayana “Bizim pasta uçakta mı” diye soruyoruz “Evet” diyor. Nerden çıktı bu pasta diyeceksiniz.

           
Kafile Başkanımız Üzeyir Gür, Grup Başkanları Mustafa Koca, Enver Canpolat, Mehmet Bal ve A.Muttalip Pamukçu Hocalarımız çok nazik, efendi, saygılı, çok güzel insanlar. Sınavdan geçerek bu yolculukta görevlendiriliyorlar. İyi seçilmişler, tebrik ediyoruz.

           
Bu arkadaşlarımıza bir jest yapmak istedik. İstanbul’dan Antalya’ya, oradan da Cidde’ye kafilemizi almaya gelen THY uçağına bizim için güzel bir yaş pasta koydurttuk.

           
İlk defa havada böyle bir şeyle karşılaşan bayan kabin amiri heyecanlanıyor. Ben size yardımcı olacağım, telaş etmeyin diyoruz. Arkadaşlarımıza fark ettirmeden, kabin amirine yardımcı oluyoruz.

           
Yemek ikramından sonra, belgesel çekim ekibini de haberdar ederek, Kafile adına kafile Başkanına sürpriz yapıyoruz. 11 bin metre yüksekte pasta kesiyoruz, uçakta bir alkış tufanı. Cidde-Esenboğa uçağında hoş bir veda seramonisi yaşanmasına vesile oluyor.

           
Bu arada Fatih Sultan Mehmet Han’ın (Avni) “İstemem” başlıklı naatını hostes mikrofonundan seslendirmeden duramıyoruz.

           
İnsan yolculukta belli olur derler, güzel insanlarla yaptık bu yolculuğu. Diyanet TV Belgesel ekibi Fatih Tınkır, Ayhan Yalçınkaya ve Orhan Yaman kardeşlerimiz çok güzel insanlar. Hem işlerini güzel yapıyorlar, hem de yolculuk yapılacak kadar iyiler. Allah bahtlarını açık etsin.

           
Bu seyahatte Diyanetin en güzel ikramı ne diye sorarsanız, görevlendirdikleri bu arkadaşlar derim.

           
Üç Saatlik bir uçuştan sonra, Kaptan Pilotun Esenboğa’ya iniş anonsuyla nihayet buluyor bu kutlu yolculuk. Gideceklere fikir verir, fayda sağlar niyetiyle yazdık


Allah tüm müslümanlara şuurlu bir şekilde yapmayı nasip etsin. Kalın sağlıcakla.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi