Genellikle bir makamda olanlar bu cümleyi kullanırlar. “İşler çok yoğun”, “Gelen-Giden çok fazla”, gece yarılarına kadar çalışıyoruz vs.
Kuvvetle muhtemeldir ki, mezardakilerin de daha yapılacak birçok işi vardı. Yoğun olmayanlar çoğu kez etkili de değildir, etkili bir makamdaysanız, yoğunluk işin tabiatındandır. İş görme yeteneğiniz arttığında, etrafınızdaki “dostlarınız” çoğalır, ayrıldığınızda gerçek dostlarınızı yanınızda bulursunuz.
Eğer aktif, etkili, iş görme yeteneği sağlayan bir makamda bulunurken, gerçek dostlarınızı ihmal ederseniz, çevrenizde toplanan çıkarcı grupları fark edemeyip, asıl dostlarınızdan bir şekilde uzaklaşırsanız, ayrıldığınızda yalnızsınız demektir.
Üst makamlarda bulunanlar, dostlarıyla irtibatı kesmek istemiyorlarsa, ilkönce kendilerine, halkla ilişkileri iyi olan bir özel kalem müdürü bulmalıdırlar. Özel kalemler, işin tabiatı gereği yoğunluğu azaltmak ve amirine rahat çalışma ortamı sunabilmek için, arayanları, ziyarete gelenleri bir şekilde engellemek zorundadır. Siz, uygun bulduklarınızın sorunlarını gidermek, onlara kapınızı açık tutmak için, yetkilendireceğiniz bir halkla ilişkiler bürosu kurabilirsiniz.
Bunun güzel örneklerini çokça görmüşüzdür. Bu söylediğimiz etkili makamdayken halkla, dostlarınızla ilişkinizi sürdürmek istemenize bağlı. Yüksek makamlara gelenlerin birçoğunun farkına bile varamadan, eski dostlarıyla araları açılır. Birkaç kez ön bürodan, özel kalemden geri çevrildiklerinde, bir daha gelmezler. Sizin bu durumdan çoğu kez haberiniz bile olmaz.
Daha önce Bakan Yardımcılığı yapmış, daha sonra milletvekilliği de yapan sevdiğim bir dost arayıp “Neden gelmiyorsun” dediğinde ona, şimdi gelenin çoktur, bakan yardımcılığından ayrıldığında gelirim demiştim.
Elbette ki, yakınlığa dayanarak sürekli iş götürmek, amiyane tabirle “sıkboğaz etmek” kredinizi düşürür. Sözünüzün, söylediklerinizin önemsenmesini istiyorsanız kredinizi disiplinli kullanmalısınız. Kapının size kapanmasını zorlamamalısınız.
Kısa denecek ömre birçok başarı, ciltler dolusu eser, fetihler sığdıran tarihe mal olmuş âlimlerin, kahramanların hayatlarını okuyunca, yirmi dört saate daha çok şey sığdırabileceğimizi anladım. İyi bir planlama, yetki devri işinizi kolaylaştırır. Üst düzey yönetici bir anlamda “Teknik direktördür.” Oyun kurar, kimi nerede oynatacağını iyi bilir, takip eder, değerlendirir, gerektiğinde oyuncu değiştirir, taktik değiştirir, yoksa sahaya inip top koşturmaz, oyuncunun yapacağı işi yapmaz, kimin hangi görevi iyi yapacağını bilir, o alanda onu görevlendirir, talimat verir, verdiği görevleri takip eder.
Çok yoğunum deme, planlı çalış, ne kadar yoğun olursan ol aileni, dostlarını ihmal etme. Unutma yoğunsan, tam da o zaman dostlarının sana ihtiyacı var demektir. Yakınma çalış. “Mezarlıklar bu dünyada işi henüz bitmemiş insanlarla, makam sahipleriyle doludur.”