Çağdaş ve kalkınmak isteyen bir ülkenin başarı yakalayabilmesinin birinci hedefi eğitim olması gerekir. Eğitim ülkenin geleceğindeki akıllı beyinlerini yetiştirir. Gençlerin tüketimden çok üretim yapması sağlanır. Cumhuriyetin kuruluş aşamalarında kurulan Köy Enstitüleri insanların yaşamlarına birçok değişiklik yapmıştır. İnsanlara yaşadıkları alanda yaşamlarının daha güzel olması için üretmeyi öğrettiler. Ev yapmayı, tarım yapmayı, hayvancılığı, kitap okumayı, müzik aleti çalmayı ve güzel yaşamayı öğrettiler. Bulunduğu yerde üreten insan başka illere göç etmesine gerek olmaz. Üretir yaşam devam eder.
Yıllar içerisinde gelen hükümetler ne yazık ki ülkenin şartlarına uygun gerçek eğitimi hala bulamadılar. Akılcı bir yaklaşım yerine popüler yaklaşımlar ön plana çıktı. İngilizce eğitimini kaldıralım mı kaldırmayalım mı gibi gereksiz şeylerle uğraştılar. Okulların isimlerini değiştirmek daha kolaylarına geldi. Bir anda normalde lise olan okulların onlarca adları oldu. En sonda buda olmadığını düşünenler tüm okulların adını Anadolu yaptılar. Neden Lise yapmadığını hala anlamış değilim. Tabii bu isim değiştirmeler eğitimde hiçbir kalite hiçbir sonuç getirmedi.
Eğitim ne için yapılır bunu düşünmekle işe başlamak gerekir. Herkesi üniversite mezunu yapacağım Avrupa istatistiklerinde ön sıralarda olacağım diye düşünüyorsanız ki bizim eğimim sistemimiz tam buna göre devam ediyor. Bu sistemle, üretim yapamayan elinden hiçbir iş gelmeyen yüzbinlerce gencimiz heba olup gitmektedir. Yapılacak tek şey EĞİTİM ÜRETİM İÇİNDİR mantığıyla öğrencileri üretim yapacak şekilde yetiştirmeyi planlamaktır.
MESLEKİ EĞİTİMİN ÖNEMİNİ ANLAMAK GEREKİR
Biz yıllardır dünyada olduğu gibi mesleki eğitimin ülkenin geleceği olduğunu savunduk. Mesleki donanımı bilgisi iyi olan bir ülke üretim yapar hale geldiğinde sırtı yere gelmez dedik. Ama gel gör ki gelen iktidarlar mesleki eğitimin önemini anlamadılar. Mesleki eğitim deyince İmam Hatipleri açtık ya demeye başladılar. Sandılar ki daha fazla dini eğitim alan daha fazla üretim yapar. Tabii akıl yerine dini düşünceler ön plana çıkınca İmam Hatipler arttı ama üretim durdu. Mesleki eğitim dediğinizde üretim yapan insanların yetiştirilmesi önemlidir. Bunu tüm dünya yapıyor zaten Almanya da mesleki eğitim 75 diğer eğitimler 25 oranındadır. Buda üretimi getirmektedir.
Bizde Mesleki Eğitim denince aklımıza sanat okulları gelmektedir. Fakat niteliksiz yöneticiler sayesinde bu eğitiminde içi boşaltılmış hiçbir yere gidemeyen başarısız öğrencilerin gittiği okullar haline getirilmiştir. 50-80 li yıllarda sınavla girilen sanat okullarına şimdi talep bile olmamaktadır.
Ülkenin kalkınmasını istiyorsak yeniden dünyayı yaratmak istenmiyor. Dünyada ki gelişmiş ülkelere bakmak yeterlidir. Akılcı bir yapılaşmayla mesleki eğitimi yeniden canlandırmak şarttır. Ama mesleki eğitimin önünü açarak başarılı öğrencilerin gelmesini sağlayarak başarılı bir eğitim yakalamak hiç de zor değildir. Başarıl bir eğitim sonunda kendine güvenli, üretim yapabilen, yaptığı üretimi pazarlayabilen yeni kuşak gençliği yakalamak zorundayız.
Düşünün meslek liselerine gelen başarılı öğrenciler aldıkları mesleki eğitimle aynı branşlarda üniversiteye devam ettiklerinde tasarlayan, planlayan ve üretim yapan birer birey olacaklardır. Artık o insanlar iş aramayacak piyasada aranır eleman olacaklarıdır.
Artık adı Anadolu olan liselerde yetişen üniversiteye devam eden ama hiçbir zaman yeterli mesleksel performansı gösteremeyen dolayısıyla üretemeyip sadece tüketebilen gençler yetiştirmekten vaz geçeceğiz.
Ülkemizi seviyorsak ülkemizin geleceğini düşünüyorsak tek yol MESLEKİ EĞİTİM dir. Eğitim sistemimizi yönetenler bu gerçeği bilmeli buna göre çalışmalarını yapmak zorundadırlar.