İ.Hakkı ZIRH
Köşe Yazarı
İ.Hakkı ZIRH
 

RİZE TARIM TARİHİNE BİR KATKI YOK OLAN MEYVELERİMİZ

Doğu Karadeniz Bölgesinin tarihine baktığımızda o bölgede yaşayan insanların bir çoğu işsizlikten dolayı gurbete giden insanlardan oluşurmuş. Bölgede yaşamın devam etmesi için çalışacak bir alan yokmuş. İnsanlar Önceleri Batum, Rusya tarafına giderek çalışmışlar. (Bu sayede ekmek yapmasını öğrenmişler. Rusya kapısı kapandıktan sonra Cumhuriyet yıllarında ise iş alanları batıya doğru kaymış. Zonguldak madenleri ve İstanbul da iş olanakları iş bulamayan insanlarımıza iş kapısı olmuşlar. İstanbul’da inşaatlarda çalışarak hem iş öğrenmeye başlamışlar hem de evlerine geçim parasını yollamışlar. Doğu Karadeniz’de kalan insanlarda yörede bulunan az olan topraklarına ne bulmuşlarsa dikmişler. En çok da Mısır, patates, karalahana gibi yiyecekler ön plana çıkmış. Yörede buğday yetişmediğinden ve yeterli toprak olmadığından Mısır öne çıkmış. Dolayısıyla da mısır ekmeği her evde yapılmaya başlamış. Meyvecilik de önemli bir gelir kaynağı olarak görülmüş. Daha önce Batum’dan alınan meyve fidanları yöreye dikilmiş. Çeşitli Armut, Elma ve narenciye çeşitleri gelirde önemli yer tutmuş. Rize’de kendine özgü aroması olan çekirdeksiz mandalina tüm ülkede satış olanağı bulmuş. Yaşı 50’nin üstünde olanlar hatırlar. Bizim evde de mandalınalar toplanır çatı arasına yığılırdı. Sonra da İstanbul’dan gelen tüccarlar o mandalinaları kasalara yerleştirir. Armutları kağıtlara sararak ambalajlayarak gemiyle İstanbul’a gönderirlerdi. Yıllar sonra 1965-70 li yıllarda ise mandalina fideciliği ön plana çıktı. Ziraat dediğimiz tarım kurumumuz hem ziraat tepesinde hem Hayrat mahallesinde hem de Fener mahallesinde fidan üretimi yapmaktaydı. Ziraattan anlayan insanlarda kendi bahçelerinde mandalina fidanı üretimi yapıyorlardı. Tüm bu fidanların müşterisi İzmir bölgesiydi. Yıllarca Ege bölgesine satılan mandalina fidanlarımız halen Rize (Satsuma)mandalinası adıyla meyvelerini yaşayanlarla paylaşmaktadırlar. Tüm bu dönemler yaşayanlar açısından ekonomik olarak zor yıllardı. 1947 ler de kurulan ilk çay fabrikası kurulmasıyla insanlar önce çekinceyle baktıkları çay onların refah içinde yaşamalarına ön ayak oldu. Çayın gelmesiyle Rize ‘de her şey çay üzerinden olmaya başladı. Tek gelir getiren tarım Çay’dı artık. Yıllar içinde iyide para kazandırdı. Halende kazandırıyor. Rize çay sayesinde şehirleşti Rizeli zenginleşti. Tabii az da olsa geçimlerinde katkı sağlayan diğer ürünler unutuldu. Zaman içinde yok olmaya başladı. Yeni kuşak insanlarımıza Rize’de bu meyveler yetişirdi dediğimizde şaşırarak bakmaktadır. Bize düşün bir görev de bölgede yetişen eski meyvelerimizi nostalji de olsa tekrar canlandırmak. Bir bölgeyi arberatoryum gibi ayırıp orada eskiden olan tüm ağaçlarımızı yeniden dikmek tarihe bir ışık bırakmak görevimiz olmalıdır. Bu konuda başta VALİLİĞİMİZ, BELEDİYEMİZ, TARIM MÜDÜRLÜĞÜMÜZ,ÇAY-KUR , TEMA TEMSİLCİLİĞİ tüm STK lar görev almalıdırlar. RİFSAD Fotoğraf Derneğimize de bu konuda görev düşmektedir. Şimdiden çevrede bulunan tüm meyve ağaçlarının fotoğraflanması için bir çalışmaya başlamalıdırlar. Ağaçların çiçekleri ve meyvelerini kapsayacak bir fotoğraf çalışması Rize tarihine ışık tutacağına inanıyorum. Not: Aklıma gelenler; Likapa, Kivi, Mandalina, Portakal, Limon, Ağaç kavunu, Armut, Elma, Karayemiş, Ceviz, Kestane, Fındık, Erik, Kiraz, Üzüm, Frenk üzümü, kamkat, Dut, İncir, Hurma, Muş.  
Ekleme Tarihi: 19 Nisan 2020 - Pazar

RİZE TARIM TARİHİNE BİR KATKI YOK OLAN MEYVELERİMİZ

Doğu Karadeniz Bölgesinin tarihine baktığımızda o bölgede yaşayan insanların bir çoğu işsizlikten dolayı gurbete giden insanlardan oluşurmuş. Bölgede yaşamın devam etmesi için çalışacak bir alan yokmuş. İnsanlar Önceleri Batum, Rusya tarafına giderek çalışmışlar. (Bu sayede ekmek yapmasını öğrenmişler. Rusya kapısı kapandıktan sonra Cumhuriyet yıllarında ise iş alanları batıya doğru kaymış. Zonguldak madenleri ve İstanbul da iş olanakları iş bulamayan insanlarımıza iş kapısı olmuşlar.


İstanbul’da inşaatlarda çalışarak hem iş öğrenmeye başlamışlar hem de evlerine geçim parasını yollamışlar.


Doğu Karadeniz’de kalan insanlarda yörede bulunan az olan topraklarına ne bulmuşlarsa dikmişler. En çok da Mısır, patates, karalahana gibi yiyecekler ön plana çıkmış. Yörede buğday yetişmediğinden ve yeterli toprak olmadığından Mısır öne çıkmış. Dolayısıyla da mısır ekmeği her evde yapılmaya başlamış. Meyvecilik de önemli bir gelir kaynağı olarak görülmüş. Daha önce Batum’dan alınan meyve fidanları yöreye dikilmiş. Çeşitli Armut, Elma ve narenciye çeşitleri gelirde önemli yer tutmuş. Rize’de kendine özgü aroması olan çekirdeksiz mandalina tüm ülkede satış olanağı bulmuş. Yaşı 50’nin üstünde olanlar hatırlar. Bizim evde de mandalınalar toplanır çatı arasına yığılırdı. Sonra da İstanbul’dan gelen tüccarlar o mandalinaları kasalara yerleştirir. Armutları kağıtlara sararak ambalajlayarak gemiyle İstanbul’a gönderirlerdi. Yıllar sonra 1965-70 li yıllarda ise mandalina fideciliği ön plana çıktı. Ziraat dediğimiz tarım kurumumuz hem ziraat tepesinde hem Hayrat mahallesinde hem de Fener mahallesinde fidan üretimi yapmaktaydı. Ziraattan anlayan insanlarda kendi bahçelerinde mandalina fidanı üretimi yapıyorlardı. Tüm bu fidanların müşterisi İzmir bölgesiydi. Yıllarca Ege bölgesine satılan mandalina fidanlarımız halen Rize (Satsuma)mandalinası adıyla meyvelerini yaşayanlarla paylaşmaktadırlar.


Tüm bu dönemler yaşayanlar açısından ekonomik olarak zor yıllardı. 1947 ler de kurulan ilk çay fabrikası kurulmasıyla insanlar önce çekinceyle baktıkları çay onların refah içinde yaşamalarına ön ayak oldu.


Çayın gelmesiyle Rize ‘de her şey çay üzerinden olmaya başladı. Tek gelir getiren tarım Çay’dı artık. Yıllar içinde iyide para kazandırdı. Halende kazandırıyor. Rize çay sayesinde şehirleşti Rizeli zenginleşti.


Tabii az da olsa geçimlerinde katkı sağlayan diğer ürünler unutuldu. Zaman içinde yok olmaya başladı.


Yeni kuşak insanlarımıza Rize’de bu meyveler yetişirdi dediğimizde şaşırarak bakmaktadır. Bize düşün bir görev de bölgede yetişen eski meyvelerimizi nostalji de olsa tekrar canlandırmak. Bir bölgeyi arberatoryum gibi ayırıp orada eskiden olan tüm ağaçlarımızı yeniden dikmek tarihe bir ışık bırakmak görevimiz olmalıdır.


Bu konuda başta VALİLİĞİMİZ, BELEDİYEMİZ, TARIM MÜDÜRLÜĞÜMÜZ,ÇAY-KUR , TEMA TEMSİLCİLİĞİ tüm STK lar görev almalıdırlar.


RİFSAD Fotoğraf Derneğimize de bu konuda görev düşmektedir. Şimdiden çevrede bulunan tüm meyve ağaçlarının fotoğraflanması için bir çalışmaya başlamalıdırlar. Ağaçların çiçekleri ve meyvelerini kapsayacak bir fotoğraf çalışması Rize tarihine ışık tutacağına inanıyorum.


Not: Aklıma gelenler; Likapa, Kivi, Mandalina, Portakal, Limon, Ağaç kavunu, Armut, Elma, Karayemiş, Ceviz, Kestane, Fındık, Erik, Kiraz, Üzüm, Frenk üzümü, kamkat, Dut, İncir, Hurma, Muş.  







Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi