DOĞAL AFETLER VE ÜLKEMİZ.
DERE YATAKLARINA BİNA YAPANDA İZİN VERENDE SUÇLUDUR.
Doğal afetlerin ne zaman geleceğini şiddetinin ne olacağını tahmin etmek zor. Ama yıllarca da bu afetlere aynı yanlışlıklar sonucu yakalanmak da bizim eksikliğimiz. Ülkemizde genelde son yıllarda günü yaşamayı fırsatı değerlendirmeyi menfaatlerimizi sonuna kadar kullanmayı öğrendik. Tabii tüm bunları yaparken hiçbir önlemi almayı da düşünmedik. Tabii vatandaş olarak belki bilmeden belki de uyanıklık yaparak yanlış uygulamanın içinde olduk. Vatandaş yanlış yapmaması için yasalar var ama ne yazık ki yasalarda son zamanlarda uygulanmamış. Benim adamım benim tanıdığım derken insanlar istediği yerde istediği gibi yapılaşma yoluna gitmişler.
Sel felaketlerinin ardından baktığımızda yapılmış olan bu yanlışları çok daha iyi görebiliyoruz. Ama bizim eksikliğimiz her felaketten sonra gördüğümüz bu eksiklikleri yanlışları o gün için tepki koyuyoruz ama birkaç yıl sonra unutup aynı yanlışlara devam ediyoruz.
Yıllarca derelerin, su yollarının açık tutulması gerektiği söylenir. Her gelen iktidar, belediye başkanları derelerin üzerinin açılacağını söyle ama bir dahaki sele kadar unutulur gider. Derelerde su yolları genelde kamu tarafından hemen değerlendirilir. Vatandaşta geri kalmaz dere kenarlarında iş yerlerini apartmanlarını yaparlar. Köylerde kullanılmadığı halde apartman yapmak bir modadır. Kullanılmadığı halde bu apartmanların yapılmasına izin verenlerin suçu bence daha fazladır. Her selden sonra dere yataklarında birkaç bina yıkılır. Ama ne binayı yapana nede izin verene ceza verilmez.
Son sel felaketinin yaşandığı Bozkurt ilçesinde şehrin dere yatağında kurulduğunu görüyoruz. Yalnız orada da değil tüm Karadeniz bölgesinde dere kenarlarındaki yapılaşma su yolunu kapatmaktadır. Sonuçta su yolunu bulamayınca gidecek yerler arayacaktır ve önüne ne gelirse yok edip akmaya devam edecektir.
Tüm bu sel felaketlerinde suçlu doğa değildir. Suçlu biziz, suçlu doğaya sahip çıkan çevrecilere karşı çıkanlardır, suçlu yapılaşmaya karşı çıkmayan kamu görevlileridir. Suçlu kontrol etmeden imar affından yararlandıranlardır.
Artık tüm bu felaketlerden gerçekten ders alıp doğaya zarar vermekten vaz geçmek zorundayız. Bu konu yasalarla netleştirilmelidir. Doğanın geleceğimiz olduğu doğanın düzeninin bozulmaması gerektiğini uzun vadede düşünülmeli ona göre planlamalarının yapılması şarttır.
Ama ne yazık ki bölgemizde her yıl bu afetleri yaşadığımız halde akıllanmadık. Bu gidişle her yıl bu afetleri yaşayacağız. Yıllar içinde bilinçleniriz diye düşünsek bile uygulamada fazla yol almadığımızı görmekteyiz. Yasalar diyoruz ama yasalara da ne kadar etkin olduğu konusunda halkın güveninin kalmadığı görülmekte.
Umarız daha iyi bir yaşam geleceğimiz olur.