Bazen Bir Şey Yapmamak,En İyisini Yapmaktır
Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil anlayışı ve mesleğime olan sorumluluklarım nedeniyle herkesi karşıma almak kendi istikbalimi muhalif damgasıyla karartmak adına son 5-6 yıldır arkadaşlarımla yoğun uğraş vermekteyiz. Düşünmekteyiz, yazmaktayız, söylemekteyiz, raporlaştırmaktayız yani elimizden ne geliyorsa yapmaktayız. Çünkü eğitimini aldığımız ekmeğini yediğimiz özel eğitim alanının ilke ve esaslarına dayalı, bu ilin özel gereksinimli çocuklarının yararına olduğunu düşündüğümüz uygulamaların onlara sunulmasını istemekteyiz. Ve her defasında bağırmaktayız
- Özel Eğitimde Erken Çocukluk Uygulamaları
- Nitelikli Kaynaştırma/Bütünleştirme Uygulamaları
- İstihdama Dayalı Mesleki Özel Eğitim Hizmetleri
Sadece bu ilin özel gereksinimli çocuklarının değil ülkemizdeki tüm özel gereksinimli bireylerin ihtiyacı ve özel eğitimin gerekliliğidir.
İşin profesyonelleri söylediğinde çok kale alınmasa da, 2023 Eğitim Vizyonunda yer alınca ve merkezden gelen emirler doğrultusunda bu alanlara eğilmeye başlandı. Lakin eğitim yönetimi anlayışımız, yazıların gereğini yapmaktan ibaret olduğu, özel eğitimin ilke ve esaslarının önemi olmadığı için sadece bina açmak olarak görüyoruz her şeyi.
Oysaki özel eğitimde erken çocukluk eğitimi derken biz, dört duvar arasına sıkıştırılmış bakım mantığıyla işleyen bir yapıdan değil; aile eğitimi ile desteklenmiş(veliyi alıp karşına bilimsel hiçbir dayanağı olmayan muhabbetler ve bilgilendirmelerden bahsetmiyorum), normalleşmeyi hedefleyen, profesyoneller eliyle sunulan ve yönetilen nitelikli eğitim hizmetlerinden söz ediyoruz. Böyle bir eğitimi ve anlayışı sunamadığınız bina isterse saray olsun çocuklar için hiçbir yararı yoktur.
Biz nitelikli kaynaştırma/bütünleştirme uygulamaları derken; öğretmenin sınıf içerisinde kendini yalnız hissetmediği meslektaş koçluğunu içeren, öğrencilerin maksimum düzeyde akranlarıyla bir arada tutulduğu, özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin sunulduğu, çocuğun araya kaynamadığı, yönetimin zorunlulukla değil sorumluluk duygusuyla hareket ettiği bir yapıdan bahsediyoruz. Lakin son zamanlarda şunu görmekteyiz ki; geçtik çocukların normal akranlarıyla aynı sınıflarda beraber olmasını sağlayacak yapıyı desteklemeyi, normal okullar bünyesinde ayrı sınıflarda özel eğitim alan öğrencilerin bile sınıfları kapatılıp ayrıştırılmış okul bünyelerine toplanmaktadır. Şimdi aklından geçiren oluyordur. Ne var ki bunda kendilerine ait okullarda daha iyi eğitim alır çocuklar. Bu düşünce özel eğitim bilmeyen ayrıştırıcı bakışı iyi niyet saymaktır. Şu bir gerçek ki ayrıştırılmış her okul karantinadır.
İstihdama dayalı mesleki özel eğitim hizmetleri derken; ortaokuldan sonra gidecek yeri yok, normal lisede de yapamaz gitsin oyalasın yönlendirmesi ile değil; staj olanaklarından azami ölçüde yararlanan, ilin istihdam alanlarına uygun atölyelerle donatılmış, teorik eğitimle desteklenmiş bireylerin özgüvenlerine ve toplumsal yaşamda var olmalarına katkı sağlayacak bir eğitimden söz ediyoruz. Ama gelin görün ki kaç yıldır fiziki alt yapısı yetersiz bir binada eğitime mahkum bırakılan bireylerle karşı karşıyayız.
Son zamanlarda yukardan gelen talimatlarla iş görmek binalar açmak, tabelalar asmak, kadrolar oluşturmak talimatların gereğini yapmak olabilir lakin özel eğitim açısından gerekeni yapmak, ihtiyacı gidermek anlamına gelmemektedir. Şu bir gerçek ki bu anlayışla devam edilecekse hiçbir şey yapmamak bazen en iyi çözümdür.