Ülkemiz son 10 yıldır bir ateş çemberi içinde geçiyor. İçte ve dışta devletimize ve milletimize yöneltilmiş birçok tehditle karşı karşıyayız. Görünüşe ve verilere bakıldığında iç tehdit unsurlarımızla mücadelede başarılı bir süreç işlemekte. Lakin emperyal devletlerin Ortadoğu’ya yönelik planları ve buradaki egemenlik çatışmaları terör örgütlerinin beslenmesine ve bu örgütlerin ülkemize karşı bir silah olarak kullanılmasına neden olmakta. Bu nedenledir ki sınırlarımız dışında dahi olsa her türlü terör örgütü bizim iç tehdit meselemiz haline gelmektedir. Komşularımızın toprak bütünlüğü bu yüzden bizim için önemli. Sınırlarımız dışında kurulan oyunları bozmak adına Türk Ordusu var gücüyle çalışmakta ve çarpışmaktadır. Bu büyük çaba ve çarpışma sırasında gençlerimiz şehit olmakta. Son bir hafta içinde yaşanan çatışmalarda birçok askerimizi şehit verdik. Ruhları ad olsun. Devletimiz bu hain saldırılar karşısında misliyle karşılığını verdi ve vermeye de devam ediyor. Allah devletimizi ve milletimizi bu süreçte muzaffer eyleye.
Devletimizin misliyle karşılık verdiği bu saldırılarda en büyük silahımız her gün haber kanalları ve haberlerde videolarını izlediğimiz İHA ve SİHA lar. İster sabit ister hareketli hedefler olsun tam isabetle imha ediyorlar. Böylelikle hiçbir evladımızı riske atmadan cepheye sürmeden düşman kuvvetler yok edilebilmekte. Türk devleti ve milletinin onurunu ayaklar altına almaya çalışan bu saldırıların sonrasında Türk devleti ve milletinin onurunu ayağa kaldıran başarılara imza atıyor İHA ve SİHA lar.
Yerli ve milli bu insansız hava araçları teknolojisinin arkasında Selçuk BAYRAKTAR’ın başını çektiği bir ekip var. Peki kim bu Selçuk BAYRAKTAR? Çoğu Cumhurbaşkanımızın damadı olarak adlandıracak. Fakat şu bir gerçek ki Selçuk BAYRAKTAR Cumhurbaşkanının damadı olduğu için bu başarıları elde etmiş değil. Biyografisine bakın bir araştırın. Nitelikli eğitim süreçlerinden geçmiş evrenseli tanıyıp özümseyerek hayalleri peşinden koşup yerli ve milli değerler üreten biri o. Son yılların büyük hastalıklarından biri, siyasilerin yakını, akrabası, tanıdığı olduğu için belirgin mevkilere gelen, bu imkânlardan yararlanan ve bu imkânlar sayesinde tanınan, onlara bu imkanları sağlayan devlet ve millet için çaba harcamayan, kendini geliştirmeyen insanlar. Mevkilerinden güç alarak tanınan bu insanların inanın bu ülkeye bir katkısı yok. Onların yaptığı iş sadece hamaset veya güncel siyaset olabilir. Ama Selçuk BAYRAKTAR ve onun gibiler aldıkları nitelikli eğitim ve hayalleri sayesinde Türk devleti ve milletine katkı sunuyorlar. İşte bu yüzden her şeyin başı nitelikli eğitim diyoruz.
Selçuk BAYRAKTAR dünyanın hiçbir yerinde Cumhurbaşkanının oğlu olarak yer bulmaz, o yaptıklarıyla hayalleriyle bir dünya vatandaşıdır. Devletimizin ve milletimizin böyle değerlere ihtiyacı var. Bunu da ancak nitelikli eğitimle başarabiliriz. Başka devletlerin toprakları üzerinde söz ve güç sahibi olabilmek, emperyal olabilmek için eğitimde evrensel ve bilimsel olmak gerekir. Ama ümidimiz nitelikli eğitime dair pek yok. Zira sadece Cumhurbaşkanının köylüsü olmaktan gayrı hiçbir niteliği olmayan eğitim yöneticileri ve politika yürütücüleriyle bu imkansız.