Yıllardır eğitim çalışanlarının maruz kaldığı şiddet, görmezden gelinerek haberlerde veya sosyal medyada birkaç dakika yer bulabilen olaylarmış gibi davranıldı. Öğretmenin maaşı ,tatili bilgisiz ağızlarda sakız gibi çiğnetilerek öğretmen itibarı yerle bir edilmiş, öğretmenlik mesleği ve öğretmenler değersizleştirilmeye çalışılmıştır. Ülkemizde son yıllarda yaşanan sosyal bozulma çocuklarımıza sirayet etmiş, tek amacı; bireysel hazzı, kısa yoldan para kazanma, kendini öyle yada böyle sosyal medyada veya arkadaşlarının gözünde var edebilmek olan bir nesil açığa çıkmıştır. Tüm bu bozulmanın düzeltilmesi de okullara eğitim çalışanlarının üzerine bırakılmıştır. Okullarımız istihdam politikalarımızın yanlışlığı, eğitsel yönlendirme ve yerleştirmede ki sistemsizliğimiz nedeniyle memleket çocuklarının belirgin yıllar boyunca sadece gidip geldikleri, sonucunda hayal ettikleri yaşamı onlara sunamayan toplumsal hayatta onlara statü kazandırmayan kurumlar haline gelmiştir. Geleceğe dair planı, umutları olan öğrenmeye istekli ve aç çocuklarla, okulu bir hapishane veya sosyalleşme alanı olarak gören amaçsız çocuklar, eğitimde fırsat eşitliği adı altında zorunlu eğitime tabi tutularak aynı eğitim ortamlarında eğitilmeye çalışılmaktadır. Oysaki artık konuşmamız gereken şey eğitimde fırsat adaletidir. Yani herkese aynısını vermek değil, ihtiyacı olanı ihtiyacı kadar vermektir. Bunu yapmadığımız müddetçe zorunlu eğitim sorunlu eğitim olmaktan kurtulamayacaktır.
Dün bir eğitimci daha görevi başındayken kurşunlanarak öldürüldü. Biz öğretmenlerin sosyal ve ekonomik haklarının mücadelesini verirken tekrar hatırladık ki bizim hayatta kalabilmek gibi daha büyük bir mücadeleyle de baş etmemiz gerekiyormuş. Tüm bu yaşanan üzücü durumlara dikkat çekebilmek için Eğitim Gücü Sen olarak 9-10 Mayıs tarihinde iş bırakma eylemi ve basın açıklamaları yapacağız. Eğitimcilere yönelik şiddet eylemlerine karşı yasaların düzenlenmesi ve okullara güvenlik görevlisi görevlendirilmesi için tepki koymak isteyen tüm eğitim çalışanlarını iş bırakmaya davet ediyoruz.’