Feyyaz ŞENTÜRK
Köşe Yazarı
Feyyaz ŞENTÜRK
 

Eğitimin Gerçek Gücü Eğitim Çalışanları ve Onların Hak Mücadelesindeki Birliğidir

‘1971 öncesi sendikalar bir yandan sendikal faaliyette bulunurken, diğer yandan ülkemizde gittikçe artan şiddet olaylarının tarafı olmakla suçlanmış ve üyeleri çeşitli yaptırımlara tabi olmuş ve memur sendikaları kutuplaşmanın, gerginliğin ve artan şiddet olaylarının tarafı olarak görülerek kapatılmıştır. Böylece ülkemizde oluşmaya başlayan  –sorunlu da olsa– sendikal kültür sekteye uğramıştır. Memur sendikacılığı ağır bir yara almış ve bu yara hala kapanmamıştır. Sendikacılık üyelerinin sosyal ve ekonomik haklarını korumak ve geliştirmek için yapılması beklenirken; belli bir felsefi düşünceye sahip insanların bir araya geldiği yapılara dönüşme algısıyla karşı karşıya kalmıştır. Yani sendikalar, memurların siyasi partisi hüviyetine bürünme algısından kurtulamamıştır. Sendikalar gücünü üyelerinden ve yaptıkları sendikacılıktan alma sorunu ile karşı karşıyadır. Bu algı ise memurların sendikalara yeterli desteği vermesine engel olmuş, sendikalardan sivil toplum kuruluşu olma beklentisini boşa çıkarmıştır. Sendikalar memurların ortak sorunlarına bile birlikte çözüm bulmak için ortak hareket etme becerisi gösterememiştir. Bu da mevcut sendikaların varlık nedeninin sorgulanmasına neden olmuş, geçmişte var olan kutuplaşma biraz yumuşatılarak günümüze taşınmıştır. Neredeyse üye olunan sendikadan, üyenin siyasi tercihi bilinir olmuştur. Bu Türk memur sendikacılığının yumuşak karnıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kabulü ile ortaya çıkan siyasi partilerin kurdukları ittifaklar ise sendikacılık yapılmasını sıkıntıya sokmuş, memurların ağırlaşan sorunlarına önceden ortaya konulan tepkilerin gerisine düşülmüştür. Sendikacılığı dilek ve şikâyet kutusu mertebesine düşürmüştür. Bu ise memurların sendikalara bakışını iyiden iyiye değiştirmiş, beklentileri sıfırlamıştır. Ülkemizde sendikacılık artık sosyal medya aracılığı ile yapılarak göstermelikten öteye geçmeyen bir noktaya gelmiştir. Sendikalar aciz ve üstüne ölü toprağı serpilmiş görüntüsü vermektedir. Gelinen bu noktada sendika kavramının ruhuna uygun;  bütün çalışanları kapsayan, üyeyi temel alan, gücünü üyesinden alan, demokratik yoldan bütün yolları kullanarak sahada, alanda ve hukuki platformlarda mücadele edecek bir sendika ihtiyacı doğduğuna inanıyoruz. Tarafımız üyelerimiz, eğitim sistemi ve eğitimcinin yaşadığı sorunlarıdır. Eğitimin ve çalışanlarının sorunlarına gerçek manada eğilerek, eleştiri ve yakınmadan sıyrılarak; sorunları bilen, çözümler sunan nihayet sorunların çözümü için girişimlerde bulunan, en üst perdeden tepki ortaya koyan bir noktaya taşımak istiyoruz. eğitim çalışanlarının gerçek ve samimi sesi olarak, nefes olmak istiyoruz. Devletler adalet ile ayakta kalır ahlâkî çürümeyle çöker. Liyakat ve kariyerin başat değer olduğu, çalışanların insanca yaşama standartlarına ulaştığı, eğitim ve öğretmenliğin hak ettiği değeri gördüğü, sosyal adaletin toplumun bütün kesimlerini kuşattığı, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlandığı, gençlerin gelecek planlaması yaptığı, uzlaşıya ve işbirliğine önem veren, demokratik ve evrensel değerleri özümsemiş, günübirlik siyasi çekişmelerden uzak bir sendikal anlayışla hareket eden bir sendika olarak eğitim çalışanlarının huzuruna çıkıyoruz.’
Ekleme Tarihi: 19 Ekim 2023 - Perşembe

Eğitimin Gerçek Gücü Eğitim Çalışanları ve Onların Hak Mücadelesindeki Birliğidir

‘1971 öncesi sendikalar bir yandan sendikal faaliyette bulunurken, diğer yandan ülkemizde gittikçe artan şiddet olaylarının tarafı olmakla suçlanmış ve üyeleri çeşitli yaptırımlara tabi olmuş ve memur sendikaları kutuplaşmanın, gerginliğin ve artan şiddet olaylarının tarafı olarak görülerek kapatılmıştır. Böylece ülkemizde oluşmaya başlayan  –sorunlu da olsa– sendikal kültür sekteye uğramıştır. Memur sendikacılığı ağır bir yara almış ve bu yara hala kapanmamıştır. Sendikacılık üyelerinin sosyal ve ekonomik haklarını korumak ve geliştirmek için yapılması beklenirken; belli bir felsefi düşünceye sahip insanların bir araya geldiği yapılara dönüşme algısıyla karşı karşıya kalmıştır. Yani sendikalar, memurların siyasi partisi hüviyetine bürünme algısından kurtulamamıştır. Sendikalar gücünü üyelerinden ve yaptıkları sendikacılıktan alma sorunu ile karşı karşıyadır. Bu algı ise memurların sendikalara yeterli desteği vermesine engel olmuş, sendikalardan sivil toplum kuruluşu olma beklentisini boşa çıkarmıştır. Sendikalar memurların ortak sorunlarına bile birlikte çözüm bulmak için ortak hareket etme becerisi gösterememiştir. Bu da mevcut sendikaların varlık nedeninin sorgulanmasına neden olmuş, geçmişte var olan kutuplaşma biraz yumuşatılarak günümüze taşınmıştır. Neredeyse üye olunan sendikadan, üyenin siyasi tercihi bilinir olmuştur. Bu Türk memur sendikacılığının yumuşak karnıdır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin kabulü ile ortaya çıkan siyasi partilerin kurdukları ittifaklar ise sendikacılık yapılmasını sıkıntıya sokmuş, memurların ağırlaşan sorunlarına önceden ortaya konulan tepkilerin gerisine düşülmüştür. Sendikacılığı dilek ve şikâyet kutusu mertebesine düşürmüştür. Bu ise memurların sendikalara bakışını iyiden iyiye değiştirmiş, beklentileri sıfırlamıştır.

Ülkemizde sendikacılık artık sosyal medya aracılığı ile yapılarak göstermelikten öteye geçmeyen bir noktaya gelmiştir. Sendikalar aciz ve üstüne ölü toprağı serpilmiş görüntüsü vermektedir.

Gelinen bu noktada sendika kavramının ruhuna uygun;  bütün çalışanları kapsayan, üyeyi temel alan, gücünü üyesinden alan, demokratik yoldan bütün yolları kullanarak sahada, alanda ve hukuki platformlarda mücadele edecek bir sendika ihtiyacı doğduğuna inanıyoruz. Tarafımız üyelerimiz, eğitim sistemi ve eğitimcinin yaşadığı sorunlarıdır. Eğitimin ve çalışanlarının sorunlarına gerçek manada eğilerek, eleştiri ve yakınmadan sıyrılarak; sorunları bilen, çözümler sunan nihayet sorunların çözümü için girişimlerde bulunan, en üst perdeden tepki ortaya koyan bir noktaya taşımak istiyoruz. eğitim çalışanlarının gerçek ve samimi sesi olarak, nefes olmak istiyoruz.

Devletler adalet ile ayakta kalır ahlâkî çürümeyle çöker. Liyakat ve kariyerin başat değer olduğu, çalışanların insanca yaşama standartlarına ulaştığı, eğitim ve öğretmenliğin hak ettiği değeri gördüğü, sosyal adaletin toplumun bütün kesimlerini kuşattığı, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlandığı, gençlerin gelecek planlaması yaptığı, uzlaşıya ve işbirliğine önem veren, demokratik ve evrensel değerleri özümsemiş, günübirlik siyasi çekişmelerden uzak bir sendikal anlayışla hareket eden bir sendika olarak eğitim çalışanlarının huzuruna çıkıyoruz.’

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi