Zamanın uçsuz bucaksız ufkunda kaybolmayan şehirler vardır. Yazgısı kurulduğu gün biçimlenen ve asla gözden düşmeyen şehirler..  İki kıtayı kavuşturan, üzerinde üç medeniyet kurulan İstanbul.. Tarihin sayfalarından taşan ihtişamlı geçmişi ile, insaniliğin ortak mirasını bağrında yaşatmaya devam eden ender şehirlerden biridir.  Aziz İstanbul ile ciddi olarak tanışmak, kucaklaşmak 2011 yılında olmuştu..  CHP’nin 1.Bölge Milletvekili adayı olarak, üç ay süre ile aralıksız olarak misafiri olmuştum.       *  Bayram  notlarımı aktarmaya devam edeyim.. Emrinde çalışmaktan onur duyduğum, eski başbakan Mesut Yılmaz’ı, eski bakanlarımdan Cavit Kavak’ı ve Yılmaz Karakoyunlu’yu  ziyaret  edecektim,  edemedik.  Mesut beye ziyaret yasağı devam ediyor..  Mesut Yılmaz, Türk siyasi tarihinde en önemli, donanımlı, bilgi ve ciddi devlet ve Siyaset adamıdır. Türkiye o’nun kıymetini bilemedi..  Mesut Bey, ciddi bir ameliyat geçirdi. Durumu iyi. Tekrar şifalar diliyorum... Ayrıca Berna Hanım (Yılmaz) annesini kaybetti. Başsağlığı dileklerimi sunuyorum..  Önceki yazılarımda “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” demiştim. Aynı düşüncedeyim.  İstanbul, siyasetin başarı örneğidir. Bütün siyasi partilerin hedefinde (yani hayatında) en can alıcı başarı ölçütü İstanbul’dur. Bu nedenle bütün gözler İstanbul’da   *  Yazılarımı takıp edenler biliyor..  Ekrem İmamoğlu, Trabzonlu hemşerimizdir. Genç ve üstün nitelikli, donanımlı bir yetenektir. Baba Hasan İmamoğlu, yakın dostumdur.  Anavatan iktidarlarının güçlü ve kudretli, Trabzon il ve ilçe başkanıdır. İmamoğlu ailesi Trabzon’da gazetecilik yaptığım 1983’lu yıllarında tanıdığım; şaibesiz, çok güçlü ve güzel ailedir.   Baba İmamoğlu, rahmetli Özal’in en değer verdiği, özü, sözü bir il başkanıydı.  İftira atarak, çamur sıçratarak bu aileye zarar veremesiniz. Siyaset uğruna böylesi güzel insanları karalamak ,kimseye yarar sağlamaz..  Gelinen noktada;31 Mart seçimlerinde Ekrem İmamoğlu, süreci çok iyi yönetti. Kimsenin hakkını yemedi, hakkını de kimseye yedirtmedi. Olağanüstü bir başarı sergiledi. Ve 31 Mart seçimlerin galibi olarak, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlığı koltuğuna oturdu..   Sonrası malum. Halkın iradesi ve oyu ile Belediye başkanı seçilen Ekrem  İmamoğlu’nun elinden YSK’nin kendisinin de inanmadığı bir kararla mazbatası elinden alındı..  Gerekçe yok. Aynı sandık… Aynı zarf. Zarftan çıkan  dört sonuçtan üçü geçerli, biri iptal..  Dünya tarihinde böyle bir karar yoktur. Bu adaletsizliğe herkes isyan etti.  Bu karardan; sağduyulu AK Partililer bile  rahatsız  ve anlam veremiyorlar..  Bu rahatsızlığı AK Partı’nın eski ve yeni milletvekillerinden duymak mümkündür.  Ramazan’da iftar yaptığım birçok milletvekilinden bu rahatsızlıklarını dinlemiştim.   Başka bir not. AK Parti Genel Merkezi’nde kurulmuş ”Bilgi İşlem Merkezi” bulunuyor... O  merkeze parmak izi bulunmayan hiçbir AK Partili giremiyor.  31 Mart seçim sonuçları önce o merkezde toplandı. Sonra Anadolu Ajansı’na gönderildi. Ajans seçim sonuçlarını Televizyonlara servis yaptı.  Genel merkez İstanbul verilerini durdurunca, Anadolu Ajansı uzun süre sonuçları veremedi. Tepkilerin hedefi oldu..   *  Başka bir önemli not ise şu: İstanbul ve Ankara sonuçlarından önceden haberdar olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sonuçlarını kabullenerek; balkon konuşmasını yaptı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti kurmaylarına kızdığı içindir ki, balkon konuşmasında yanına hiç kimseyi almadı.  Dahası İstanbul adayı Binali beyi, seçimlerde yalnız bırakan birçok bakanı de kara listeye aldı.  Peki Cumhurbaşkanı tarafından kabullenen seçimler, Ekrem İmamoğlu’na mazbatası verilmesine rağmen, iptal noktasına götüren sebep ne oldu?  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kim veya kimler ikna etti? Yada kimler yanlış bilgi verdi.?  .*   Gelelim, Ekrem İmamoğlu’nun Ordu Havaalanı’nda VİP  girişinden alınmaması olayı..VİP  giriş ve hizmetlerin nasıl yapılacağı, kimlerin istifade edeceği yönetmenlikle bellidir.  Makam ve isimleri tek tek sayar. Bürokraside en son Genel Müdürde bitirir..  Ekrem Bey, mazbatası alınsa bile İstanbul’un eski belediye başkanıdır. Ankara-İstanbul ve İzmir belediye başkanları VİP’ ten istifade edebilirler..  Melih Gökçek, Kadir Topbaş  ve diğerleri gibi..  Ayrıca, Ekrem beyin yanında iki milletvekili vardı..  Havaalanlarındaki VİP salonlarından kimlerin yolculuk yaptığını hepimiz biliyoruz. İktidar partisinin il, ilçe başkanları, adı sanı okunmayan parti başkanları ve yardımcıları. Dahası üst düzey bürokratların ve siyasilerin yedi sülaleleri. Onlarca bakan korumaları VİP’ ten uçuyorlar..  İstanbul Büyükşehir eski belediye başkanı ve yeni adayı İmamoğlu’nu VİP’ ten girişini engelleyen Ordu valisine bir önerimiz vardır..  Ordu Havaalanı’ndan son bir ay içinde VİP salonundan uçan yolcuların, makamları itibarı ile listesini açıklasın.  Ordu’daki tüm ilçe belediye başkanları VİP kullanırlarken, Ekrem beye getirilen yasaklama siyasidir.   *  Şimdi gelinen nokta şu..  Ok yaydan çıktı. O’nu tutmak, engellemek artık zor.  31 Mart seçimlerinde Ekrem beye oy vermeyenler bile, İmamoğlu’na haksızlık yapıldığına inanıyor.  Sel koptu geliyor. Gelirken de İstanbul’u silip süpürüyor..  Bundan sonra hiçbir tedbir, çekilecek setler ;bu coşku selini durduramaz.  Tayyip Beyi, dört aylık mahkûmiyeti mağduriyete çevirdi ve 2003 yılında iktidara taşıdıysa…  Halkın iradesi ile 31 Mart seçimlerinde Belediye başkanı seçilip, 17 gün sonra haksız gerekçelerle mazbatası  alınan  Ekrem İmamoğlu’nun mağduriyeti de o’nu tekrar başkanlık koltuğuna taşıyacaktır.  Yapılan anketler bunu gösteriyor..  Hiçbir engel, İmamoğlu’nu durduramayacak.