Özellikle nemden dolayı sıcaklığın aşırı derecede hissedildiği, şıpır şıpır terleyip su içinde kaldığımız bir Rize akşamında, Ziraat Çay bahçesinde serinlemeye çalışırken dostlarla konuştuklarımızı kayıt altına aldım.  Önümüzdeki on yılda dünyada 1 derecelik sıcaklık artışı bekleyen bilim insanları, ikinci on yılda Dünyanın 1,5 dereceli ısı artışı yaşayacağını itiraf ediyorlar. Bilim insanları, “Mevcut uygulamalar dünyayı 2,5 derecelik küresel sıcaklık artışına götürüyor. Böyle devam ettikçe dünyanın sıcaklığı daha fazla aşırı sıcak hava dalgasına, sellere, kuraklığa ve orman yangınlarına yol açacak şekilde artacak" diyorlar.  Karbon emisyonları dünyanın ısınmasını artıracak diyen bir bilim insanı bakın ne diyor; ‘El Nino olarak adlandırılan Pasifik Okyanusu yüzey suları sıcaklığındaki değişkenlikler nedeniyle oluşan, birbirinin zıttı karmaşık hava modellerinin tüm dünyayı farklı şekilde olumsuz etkilediğini, bunun devam edeceğini’ ifade etti.   Gıda üretimi tehdit altında: ‘fiyatlar artacak'  Geri kalmış ülke insanları kitle halinde ölecek.  İnsan sağlığından suyun kalitesine kadar her alan tehdit altında...  Bu sözler senden benden değil, bilim insanlarından geliyor.  Unutmuyorum, 1990 yılında Rize Lisesi’nde öğrenciydim. “BİLİM VE TEKNOLOJİ İNSANLIĞA, FAYDAMI YOKSA ZARAR MI GETİRDİ” başlıklı bir münazara yapılmıştı. Bilim, teknoloji insanlığa zarar getirmiştir tezini savunanlar, iyi hazırlanmışlar münazarayı kazanmışlardı.  Hani siyasette  'Güç zehirlenmesi' sözü var ya işte bilim ve dünya da böyle bir dönemi yaşıyor. 9 milyara yaklaşan dünya nüfusunun sorunlarını dünya çekemez hale geldi.  Bilim ve Teknoloji, insan zararlarını gideremiyor.  Sonuçta bilim insanlarının söylediği gibi “DÜNYA FELAKETE” gidiyor. Marmara Denizi ne hale geldi, hepimiz gördük.  Kimyasal pisliklerden dolayı, macun gibi akan nehirlerimizin can çekişini izliyoruz. Sarayköy’de bile deniz 20 yıl önceki deniz değil.  Devamlı verilen inşaat ruhsatları ile sahillerimizin dağı taşı ev, yazlık ötel oldu. Gelecek nesillerimize, göz yaşları ile ıslanmış, yaşanmaz bir dünya bırakıyoruz.  Bunu hep aklımızda tutalım...