SARAY ENTRİKALARI 10 Nisan Cuma 22.00: TV'lerde alt yazı ile 30 büyükşehir ile Zonguldak'ta iki günlük sokağa çıkma yasağı ilan edildiği duyuruldu. Bu duyuru ile beraber sözkonusu şehirlerde yaşayan yüzbinlerce insan bakkallara, marketlere, fırınlara, eczanelere, tekel bayilerine hücum etti. 10 Nisan Cuma 22.40: Sokağa çıkma yasağının çerçevesini belirleyen, hangi işyerlerinin açık tutulacağının ve hangi işlerde çalışanların kapsam ışında tutulduğunun düzenlendiği İçişleri Bakanlığı genelgesi valiliklere gönderildi. 10 Nisan Cuma 23.00: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, canlı bağlandığı TV'lerde bunun Cumhurbaşkanının kararı olduğunu söyledi. 12 Nisan Pazar: İçişleri Bakanı, kararın kendisine ait olduğunu, yapılan eleştirileri ve hakaretleri kabul ettiğini açıkladı. Tüm bunları topladığımızda; daha önce sokağa çıkma yasağı isteyenleri çeşitli terör örgütleri ile ilişkilendiren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu by-pass edilerek Saray tarafından alelacele sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini anlıyoruz. Hem tükürdüğünü yalamamak için -oysa geçmişi bunun örnekleriyle dolu olan- hem de bu şekilde salgınla mücadeleye darbe vuracak olan uygulamanın siyasi sorumluluğunu üzerine almak istemeyen Soylu, "Karar Cumhurbaşkanına aittir" diyerek sorumluluğu üzerinden atmaya çalıştı. Soylu'nun, Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminde Bakanların siyasi sorumluluğu olmayan bir tür koordinatör olduğu gerçeğini henüz kavrayamadığı anlaşılıyor. Öteden beri Damat Berat Albayrak ile Süleyman Soylu'nun devlette kadrolaşma yarışında olduklarını, birkaç kez kamuoyu önünde de birbirlerine peşrev çektiklerini biliyoruz. Soylu'nun bu entrikalar sırasında istifanın eşiğinden döndüğü de herkesin malumu. SOYLU BARDAĞI TAŞIRDI Damatla olan rekabetini bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan ile didişmeye vardıran Süleyman Soylu, sokağa çıkma yasağının kararı "Cumhurbaşkanına aittir" dedi. Halbu ki, bu yeni sistemde olumlu her şey Cumhurbaşkanına atfedilmeli, olumsuzluklarda sorumluluk Cumhurbaşkanının üzerinden alınmalıydı. Soylu, bu kuralı çiğnedi. Ve bugün kararın kendisine ait olduğunu, insanların sokağa döküleceğini hesap edemediğini belirterek, eleştirileti ve hakaretleri alıp kabul ettiğini söyledi. Dikkat edilirse savunma yapmıyor. Bu noktadan sonra Sarayı memnun etme şansı kalmadığını görmüş ve savaşacakmış gibi bir izlenim veriyor. Dünya korona ile cebelleşirken Saray entrikalarının sürmesi, Sarayda olayın hangi ciddiyetle ele alındığının da göstergesi.