ÇAYKUR, bu ayın başında öyle bir çay satışı yaptı ki, TCK’da tanımlanmış suçların birkaç tanesi aynı anda işlendi; Kamu zararı, İçeriden bilgi alarak ticaret yapma, Haksız rekabet…
ÇAYKUR, yaş çay fiyatı açıklanmadan 10 gün önce, kuru çay zammından da 1 hafta kadar önce 32 bin ton kuru çayı dökme olarak satmış. “Aman ne güzel, depolarda bekleyeceğine satmış çayını, bunda ne var” diyebilirsiniz. Öyle değil, satış fiyatı geçen yılın maliyeti olan 36,80 TL + KDV. Bu satış 1 hafta sonra yapılsa yeni maliyet hesabı ortaya çıkacak ve 50 TL’den anlaşma yapılması gerekecekti. ÇAYKUR’un bu bir haftalık fark nedeniyle uğradığı zarar 422,5 milyon TL.
ÇAYKUR Genel Müdürü AKP Rize İl Başkanının ağabeyi olan Yusuf Ziya Alim 2020’de özel sektöre maliyeti üzerinden dökme çay* satışına başladıklarını duyurmuştu. Alim, isteyen herkese bu şartlarda çay satacaklarını ifade etmiş olsa da ÇAYKUR’un dökme çayını alabilmek için en az 1.000 ton’luk anlaşma yapılması şartı getirilmiş bulunmaktadır. 2021 maliyet hesabına göre 1 ton çayın ÇAYKUR’a maliyeti 36 milyon 800 bin TL . Çoğu özel çay şirketi küçük ölçekli işletmeler olduğu, bankalardan aldığı kredilerle döndüğü ve bu kredileri ödemekte zorlandığı için ayakta güçlükle durabilmektedir. Öyle her özel çay şirketi tak diye 40 milyon lirayı çıkarıp ödeyemeyeceği için ÇAYKUR’un bu dampinginden yararlananlar belli başlı 5-6 tane büyük firmadır. Küçükler bu şekilde haksız rekabetle karşı karşıya kalıyor ve zararlarını çay üreticilerinden çıkarmak durumunda kalıyor. Dolayısıyla üretici açısından günah keçisi bu küçük şirketler oluyor. ÇAYKUR’dan bir yıl önceki maliyetinden kuru çay alabilen ‘şanslı’ firmalar ise istihdama sağladığı katkı, ödediği yüksek kurumlar vergisi, yaptırdığı okul, hastane vs nedeniyle hayırsever iş insanları, odalarda borsalarda parmakla gösterilen sanayiciler olarak el üstünde tutuluyor. İnanılır gibi değil ama gerçek bu.
Hangi çay şirketleri, hangi zincir marketler adına bu çayı paketliyor, Rize’de sokaktan çevirdiğiniz herhangi birine sorsanız adlarını sayar. Bunlar 5-6 tanedir, kim olduklarını herkes bilir. ÇAYKUR’u da perde arkasından bunlar yönetmektedir. Çay sektöründe bütün kararlar bu 5-6 firmanın isteği, onların mutlu edilmesi için alınmaktadır.
ÇAYKUR’dan geçen yılın fiyatlarıyla çay alıp piyasada rakiplerinin 3-5 adım önüne geçen firmaların hangileri olduğunu ÇAYKUR açıklamak zorundadır. Bu bir ticari sır olamaz. Çünkü, ÇAYKUR milletin malıdır, milletin parası 5-6 tane özel şirkete aktarılsın diye kurulmamıştır.
Özel sektör denilince de akla yekpare bir yapı gelmesin. Özel çay şirketlerinin içerisinde iyi niyetli, dürüst çalışmak isteyenler vardır ve onlar da tıpkı çay üreticileri gibi sömürülmekte, haksız rekabetle karşı karşıya bırakılmaktadır. Bu nedenle üreticiden aldığı yaş çay bedellerini ödemekte zorluk çekmekte, banka kredileri ile işlerini döndürmeye çalışmaktadır. Ama ÇAYKUR eliyle 5-6 firmaya geçmiş yılın maliyetinden kuru çay satılınca bütün piyasa allak bullak olduğu için rekabet etme imkanı ortadan kalkıyor. Onlar da bu şekilde piyasada eziliyor. Devlet eliyle millet soyuluyor ve bunun adına da ‘serbest piyasa’ deniliyor, komik.