Devleti ele geçirdiğini zannederken 90'ların derin devletinin kuşattığı Erdoğan, milletten aldığı yetkiyi sokak çetelerine, mafyaya, kabadayılara teslim etti. Haziran 2015 seçimleri öncesi tek başına iktidar olamayacağını görüp Ağar'lara, Peker'lere, Perinçek'e, Bahçeli'ye sarılan Erdoğan, lüks saray yaşamı, koruma ordusu, şatafatlı makam arabaları, uçaklar, kamu kaynaklarını dilediğince harcamak uğruna ne istedilerse verdi.
Daha dün Soylu'nun restini yedi, Çakıcı'nın hakaretlerini sineye çekti. Millet yetkiyi Erdoğan'a verdi ama o milletten aldığı yetkiyi önce Gülen'e, ardından 90'ların derin devletine teslim etti. O kadar çaresizdi ki, bir mafya liderinin miting yapıp kendisine oy istediği devlet başkanı olarak tarihe geçti.
İktidar hırsı onu esir aldı, İskandinav ülkelerindeki demokrasi hedefinden Ortadoğu diktatörlüklerine dümen kırdı. Şu bin yıllık devlet geleneği denilen şey işte bu. Türkiye'ye hiçbir zaman gelişmiş bir demokrasi, adalet ülkesi olamayacağını hatırlatmak.
Sözün özü; Türkiye 2002'de bir umutla sarıldığı Erdoğan'dan da umduğunu bulamadı.