Ceyhun KALENDER
Köşe Yazarı
Ceyhun KALENDER
 

SİVİL TOPLUM...

Özellikle son zamanlarda ortaya çıkan, gücünü üyelerinden değil de siyasetten alan, ekonomik olarak sırtını belli kişilere dayayan Sivil Toplum Örgütleri oldukça çoğaldı. Bunların ismi Sivil Toplum Örgütü olsa da asıl amaçları, siyasetle paralel çalışarak kendilerine devletin üst kademelerinde yer edinmek ve devletin imkânlarından daha etkin bir şekilde yararlanmaktır. Yani kısaca amaçları, her yönüyle pastadan daha fazla pay almaktır. Bu Siyaset-STK işbirliğine genelde yandaş sendikalarda tanık olurduk. Ayrıca bu amaç doğrultusunda iktidarın eliyle kurdurulan vakıf ve dernekler de oldukça yaygındır. Siyasî etkilerinin yanında ekonomik olarak oldukça güçlüdürler. Maalesef son zamanlarda yerel STK'lar da bu yolda hızlıca ilerliyor. Hatta günümüzde sırf bu amaçla kurulan Sivil Toplum Örgütleri dahi var. Yönetici atamalarında oldukça etkililer. Resmî kurumlarda söz sahibi olma gayreti içindeler. İsimleri ön planda tutulmaya çalışılan, şişirilmiş, cilalanmış topluluklar… Oysa sivil toplum örgütü, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, vatandaşların ortak bir amaç uğruna bir araya geldiği, buna bağlı olarak daha iyi yaşam şartları için gerekli faaliyetlerin kolektif ve bağımsız bir biçimde yürütüldüğü topluluk olarak ifade edilir. Bu ifadelere göre ne yazık ki ilimizde faaliyet gösteren STK sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu yönüyle biz, Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği olarak amacına uygun, evrensel ilkelere bağlı bir sivil toplum örgütü olarak hareket etmeye çalışıyoruz. Çağımızın en büyük sorunu küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye yerel bazda önemli katkılar sağlamaya çalıştık. Amacımız doğrultusunda üyelerimizle beraber yaptığımız bu etkinlikler ve çevre mücadelesi oldukça değerlidir diye düşünüyorum. 2008 yılında kurulan derneğimiz başta kültür, çevre ve spor alanlarında çeşitli faaliyetlerde bulundu. Yaptığımız faaliyetlerin bazıları kısaca şu başlıklardan oluşmaktadır: Düzenli olarak doğa alanlarına yürüyüşler düzenlendi, çeşitli kültürel aktiviteler yapıldı. Çevrenin korunması, çevre bilincinin arttırılması amacıyla broşür ve afişler basıldı. Güneysu’da, köyler, mahalleler ve resmi kurumların da katıldığı “Güneysu Halı Saha Futbol Turnuvası” düzenlendi. Milli Eğitim Bakanlığının, Gönül Köprüsü projesi kapsamında ilimizi ziyaret eden Iğdırlı öğrencilerle, “Rize-Iğdır Hatıra Ormanı” oluşturuldu. Iğdırlı öğrencilerle çeşitli kültürel faaliyetler yapıldı. Çeşitli okullardan öğrenciler ve üyelerimizin katılımıyla Handüzü Yaylasında 3 bin fidan dikildi. Handüzü Yaylası Şenliklerini düzenleyen komitede yer alan derneğimiz, kültür ve çevre konulu etkinlikler düzenlendi. Katılımcılara kültür ve çevre konulu sunumlar yapıldı. Ertesi yıl Handüzü Yaylası Şenliklerini derneğimiz düzenledi. Bu şenlikte yöresel ürünler ve yayla kültürünün tanıtımı konusunda önemli etkinlikler yapıldı. Tepe HES ve Alicik HES Çed Raporlarının iptali için açılan davalar kazanıldı. Bu amaçla 5000 imza toplandı. Güneysu ve köylerinde çevrenin korunması konusunda farkındalık oluşturuldu. Heslerin iptal edilmesiyle Güneysu Belediyesi tarafından planlanan içme suyu projesi hayata geçirildi. Gürgen Köyü deresinin suyu HES yerine Güneysu’nun hizmetine sunuldu. Ayrıca bu projeye gelen 600 bin TL Gürgen Köyünün yolu için harcandı. Gürgen ve Başköy dereleri HES belasından kurtarıldı. Gürgen ve Başköy Köylerinde kurulmaya çalışılan taş ocaklarının engellenmesine yönelik çalışmalar yapıldı. Kültür ve Tabiat Varlıklarının korunmasıyla ilgili birçok toplantı yapıldı. TEMA gibi çeşitli çevre kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapıldı. “Yayla Kültürünün Yaşatılması” konulu projemiz GEF’e sunulan projeler arasında son üç proje arasına girdi ancak finalde elendi. Biz kendi imkânlarımızla bu projeyi hayata geçirmeye çalıştık. İçişleri Bakanlığının desteklediği “ Kaybolan Değerlerimiz” konulu projemiz Dernekler Müdürlüğüne sunuldu. Yerel ve ulusal basında çevre ve kültür konulu birçok haber, köşe yazısı ve basın açıklaması yayınlandı. Bu amaçla ilimizde ve çevre illerde düzenlenen birçok etkinlik, konferans ve toplantıya katılım sağlayarak, fikir sunarak destek verildi. 2020 Yılında Alicik HES tekrar hayata geçirilmek istendi. Köy halkının büyük bir çoğunluğunun katılımıyla çok önemli bir direniş ortaya konuldu. Bütün baskı ve engellemelere rağmen buradaki direniş yerel ve ulusal basının ilgi odağı oldu, Eylemler sırasında köy halkı bütün tahriklere rağmen adeta bir demokrasi dersi verdi. Her yönüyle önemli bir mücadele verildi. Alicik HES Çed Raporunun iptali için Rize İdare Mahkemesinde dava açıldı. Çed Raporunun iptali için yaklaşık 20 bin imza toplanarak ilgili kurumlara iletildi.  Bu direnişle vatandaşlar hayvancılığa, çayına, deresine ve tüm yaşam alanlarına sahip çıktı. Bu yolda yaklaşık 12 yıldır bizimle birlikte olan bütün üyelerimize, gönüllü arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürler. Bu etkinliklerimiz popülist değil kalıcıdır. Bireysel değil toplumsaldır. Siyasî değil halkçıdır. Yereldir, aynı zamanda evrenseldir. Hâlâ yapacak çok işimiz var. Her insanın doğal bir çevrede sağlıklı bir yaşam sürme hakkı vardır. İnsan hayatı, belli bir zümrenin rant hesapları yüzünden heba edilemez. Bu aynı zamanda anayasal bir haktır.
Ekleme Tarihi: 07 Ocak 2021 - Perşembe

SİVİL TOPLUM...

Özellikle son zamanlarda ortaya çıkan, gücünü üyelerinden değil de siyasetten alan, ekonomik olarak sırtını belli kişilere dayayan Sivil Toplum Örgütleri oldukça çoğaldı.


Bunların ismi Sivil Toplum Örgütü olsa da asıl amaçları, siyasetle paralel çalışarak kendilerine devletin üst kademelerinde yer edinmek ve devletin imkânlarından daha etkin bir şekilde yararlanmaktır. Yani kısaca amaçları, her yönüyle pastadan daha fazla pay almaktır.


Bu Siyaset-STK işbirliğine genelde yandaş sendikalarda tanık olurduk. Ayrıca bu amaç doğrultusunda iktidarın eliyle kurdurulan vakıf ve dernekler de oldukça yaygındır. Siyasî etkilerinin yanında ekonomik olarak oldukça güçlüdürler.


Maalesef son zamanlarda yerel STK'lar da bu yolda hızlıca ilerliyor. Hatta günümüzde sırf bu amaçla kurulan Sivil Toplum Örgütleri dahi var. Yönetici atamalarında oldukça etkililer. Resmî kurumlarda söz sahibi olma gayreti içindeler. İsimleri ön planda tutulmaya çalışılan, şişirilmiş, cilalanmış topluluklar…


Oysa sivil toplum örgütü, resmî kurumların dışında kalan ve bunlardan bağımsız olarak çalışan, vatandaşların ortak bir amaç uğruna bir araya geldiği, buna bağlı olarak daha iyi yaşam şartları için gerekli faaliyetlerin kolektif ve bağımsız bir biçimde yürütüldüğü topluluk olarak ifade edilir.


Bu ifadelere göre ne yazık ki ilimizde faaliyet gösteren STK sayısı bir elin parmaklarını geçmez.


Bu yönüyle biz, Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği olarak amacına uygun, evrensel ilkelere bağlı bir sivil toplum örgütü olarak hareket etmeye çalışıyoruz. Çağımızın en büyük sorunu küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadeleye yerel bazda önemli katkılar sağlamaya çalıştık. Amacımız doğrultusunda üyelerimizle beraber yaptığımız bu etkinlikler ve çevre mücadelesi oldukça değerlidir diye düşünüyorum.


2008 yılında kurulan derneğimiz başta kültür, çevre ve spor alanlarında çeşitli faaliyetlerde bulundu. Yaptığımız faaliyetlerin bazıları kısaca şu başlıklardan oluşmaktadır:


Düzenli olarak doğa alanlarına yürüyüşler düzenlendi, çeşitli kültürel aktiviteler yapıldı.


Çevrenin korunması, çevre bilincinin arttırılması amacıyla broşür ve afişler basıldı.


Güneysu’da, köyler, mahalleler ve resmi kurumların da katıldığı “Güneysu Halı Saha Futbol Turnuvası” düzenlendi.


Milli Eğitim Bakanlığının, Gönül Köprüsü projesi kapsamında ilimizi ziyaret eden Iğdırlı öğrencilerle, “Rize-Iğdır Hatıra Ormanı” oluşturuldu. Iğdırlı öğrencilerle çeşitli kültürel faaliyetler yapıldı.


Çeşitli okullardan öğrenciler ve üyelerimizin katılımıyla Handüzü Yaylasında 3 bin fidan dikildi.


Handüzü Yaylası Şenliklerini düzenleyen komitede yer alan derneğimiz, kültür ve çevre konulu etkinlikler düzenlendi. Katılımcılara kültür ve çevre konulu sunumlar yapıldı.


Ertesi yıl Handüzü Yaylası Şenliklerini derneğimiz düzenledi. Bu şenlikte yöresel ürünler ve yayla kültürünün tanıtımı konusunda önemli etkinlikler yapıldı.


Tepe HES ve Alicik HES Çed Raporlarının iptali için açılan davalar kazanıldı. Bu amaçla 5000 imza toplandı. Güneysu ve köylerinde çevrenin korunması konusunda farkındalık oluşturuldu.


Heslerin iptal edilmesiyle Güneysu Belediyesi tarafından planlanan içme suyu projesi hayata geçirildi. Gürgen Köyü deresinin suyu HES yerine Güneysu’nun hizmetine sunuldu. Ayrıca bu projeye gelen 600 bin TL Gürgen Köyünün yolu için harcandı.


Gürgen ve Başköy dereleri HES belasından kurtarıldı.


Gürgen ve Başköy Köylerinde kurulmaya çalışılan taş ocaklarının engellenmesine yönelik çalışmalar yapıldı.


Kültür ve Tabiat Varlıklarının korunmasıyla ilgili birçok toplantı yapıldı.


TEMA gibi çeşitli çevre kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapıldı.


“Yayla Kültürünün Yaşatılması” konulu projemiz GEF’e sunulan projeler arasında son üç proje arasına girdi ancak finalde elendi. Biz kendi imkânlarımızla bu projeyi hayata geçirmeye çalıştık.


İçişleri Bakanlığının desteklediği “ Kaybolan Değerlerimiz” konulu projemiz Dernekler Müdürlüğüne sunuldu.


Yerel ve ulusal basında çevre ve kültür konulu birçok haber, köşe yazısı ve basın açıklaması yayınlandı.


Bu amaçla ilimizde ve çevre illerde düzenlenen birçok etkinlik, konferans ve toplantıya katılım sağlayarak, fikir sunarak destek verildi.


2020 Yılında Alicik HES tekrar hayata geçirilmek istendi. Köy halkının büyük bir çoğunluğunun katılımıyla çok önemli bir direniş ortaya konuldu. Bütün baskı ve engellemelere rağmen buradaki direniş yerel ve ulusal basının ilgi odağı oldu,


Eylemler sırasında köy halkı bütün tahriklere rağmen adeta bir demokrasi dersi verdi.


Her yönüyle önemli bir mücadele verildi. Alicik HES Çed Raporunun iptali için Rize İdare Mahkemesinde dava açıldı. Çed Raporunun iptali için yaklaşık 20 bin imza toplanarak ilgili kurumlara iletildi.  Bu direnişle vatandaşlar hayvancılığa, çayına, deresine ve tüm yaşam alanlarına sahip çıktı.


Bu yolda yaklaşık 12 yıldır bizimle birlikte olan bütün üyelerimize, gönüllü arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürler.


Bu etkinliklerimiz popülist değil kalıcıdır. Bireysel değil toplumsaldır. Siyasî değil halkçıdır. Yereldir, aynı zamanda evrenseldir.


Hâlâ yapacak çok işimiz var.


Her insanın doğal bir çevrede sağlıklı bir yaşam sürme hakkı vardır. İnsan hayatı, belli bir zümrenin rant hesapları yüzünden heba edilemez. Bu aynı zamanda anayasal bir haktır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi