Çok değil birkaç ay önce 65 yaş üstü sokağa çıkma yasağı başlamış, ilk yasak 21 Mart 2020 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan duyuruyla duyurulmuştu. O günlerde her ne kadar gidişat belli olsa da ölümlerin sayısı yüksek değildi. O nedenle yasağa takılan birçok kişi” nereden çıktı bu yasak” diyerek yasağa tepki gösteriyordu. Bu kişilere destek verenler de onlarla birlikte yasağı eleştiriyordu.
Kısıtlama sürdükçe bir müddet sonra bu eleştiriler isyana dönüştü. İktidarı canla başla savunan birçok tanıdığımın dahi bu yöndeki sitayişlerine alışır hale gelmiştik. Daha sonra yasaklar gevşetildi, yaşlılar azad oldu ancak bu sürede de virüs hızla yayıldı. Sayılar, ikiye üçe katlandı. Her gün birkaç tanıdık genç, ihtiyar demeden bu illet nedeniyle hayatını kaybedince durumun vahim olduğu kavranmaya başlandı.
Öyle bir hale gelindi ki, dışarı çıkarılmadıkları için isyan edenler de evlerde kalma, dışarıya çıkmama çağrısı yaptılar. Her yanı saran ölümler herkese bir ders oldu. Artık kimse sokağa çıkmama kısıtlılığından şikayetçi olmadığı gibi, önemli bir işi olmadan sokağa çıkanlara da tepki gösterilmekte.
Bakıyorum, şimdi de aynı tablo aşının gündeme gelmesiyle yaşanıyor. Çeşitli çevrelerden aşı aleyhine sesler yükseliyor, bu yönde çeşitli paylaşımlar yapılıyor. Komplo teorisyenleri de sık sık sahaya aşı karşıtlığına uygun malzemeler sunuyor!
Peki durum nasıl seyredecek sizce?
Merak etmeyin bu insanlar da tıpkı başlangıçta sokağa çıkma kısıtlamasına isyan edip sonra herkesi eve girmeye davet edenler gibi herkesi aşı vurmaya çağıracaktır. Çünkü ölümler her gün artmaktadır. Henüz kış vurgunu yemiş değiliz. Hele kar, kış yüzünü tam manasıyla bir göstersin, evlerde bile yakamızı bırakmayan bu virüsün nelere mal olacağını tahmin edebiliyor musunuz?
Böylesi felaket karşısında kurum ve kuruluşlar da alacağı tedbirler çerçevesinde tedbir açısından aşıyı zorlayacaklardır.
Bakınız aşının bulunduğu ,ancak henüz piyasaya sürülmediği ülkelerde dahi aşının çıkması beklenmeden genel kapatmalar yapılıyor. Durum şimdiden bu derece vahim.
Ölümler (Allah korusun) hızla çevremizi kuşattığında kim aşıya direnebilir? Böyle bir direnç hangi mantıkla izah edilebilir?
Kim aşıya karşı, ölümü tercih edebilir?
O nedenle bu tartışmalar gereksiz tartışmalar..
Ardında hangi gizli eller olursa olsun, ölüm insanları bir şeye yöneltmek için en önemli nedendir.
O nedenle atalarımız bu gibi hallere “ölümü gösterip, sıtmaya razı etmek “derler..
Bu sözle aşının sıtmaya razı olmak anlamına gelmeyeceğini de belirtmeli. Geçmişte aşılar hangi görevi üstlenmişse bu aşılar da aynı görevi üstleniyor.
Üstelik Türkiye’nin temin ettiği Çin aşısı tıpkı geçmiş aşıların devamı olan klasik aşı türlerinden.
Üçüncü faz sonuçlarını gördükten sonra kesin kararımızı vereceğiz. Umarım bu sonuçlarda da beklenen başarı elde edilir, gönül rahatlığıyla aşımızı oluruz.
Ayrıca tek alternatif Çin aşısı değil. Başka aşılar da kullanılabilecek. Türk aşıları da 2. faza gelmiş durumda. Umarım onlar da olumlu sonuç elde ederler.
Sağlıcakla Kalınız..