Bircan  ŞAKİR ÇELİK
Köşe Yazarı
Bircan ŞAKİR ÇELİK
 

MESLEK LİSESİ MEMLEKET MESELESİ

Tarihi seyrine bakılacak olursa mesleki eğitimin yeryüzündeki toplumların, genellikle usta-çırak ilişkisi içerisinde tatbik ettikleri, formel kurallara bağlı kalmadan özellikle iş hayatındaki ihtiyaçlara cevap verir nitelikte olduğunu görmekteyiz.   İŞLEYEN ÇARKLAR   Ekonomik hayatta, tüm Müslüman toplumlarda görülen Ahilik teşkilatının, Abbasi Halifesi Nasrilidinillah çağında ilk teşkilatlanmasına rastlanmış olmakla birlikte, işlevsel tepe noktasını Osmanlı Devleti’nde görmüştür denebilir.   Ahi kelimesi, Arapça ‘’Kardeş’’ manasına gelmektedir. Ancak Divanı Lügat-it Türk’te ‘’Ahi’’ kelimesinin eli açık, cömert manasında “Akı”dan geldiği kaydedilmektedir. Ahiliğin Türk coğrafyasındaki teşkilatlanmasında Ahi Evran ismiyle anılan Şeyh Nasırüddin Mahmut önemli rol oynamıştır.   Geç dönemlerde gelişen ve ihtivası itibarıyla Ahilikle bağdaşan Lonca teşkilatı da usta-çırak ilişkisinde ilerleyen mesleki gruplarının eğitiminde, devrinin ekonomik hayatında belirleyici rol oynamakla birlikte toplumun kültürel hayatını da doğrudan etkilemiştir. Bu teşkilatlar piyasanın düzenini sağlamakla birlikte eğitim fonksiyonunu da uzun yıllar sürdürmüş ve mesleki eğitim sayesinde Türk ticaret iklimini doğrudan etkilemiştir.   YENİDEN ŞEKİLLENEN MESLEKİ EĞİTİM       19. yüzyılla birlikte Batı’da endüstri sahasında meydana gelen devrim niteliğindeki değişiklikler ve Avrupa’da ucuza mal edilen sanayi ürünlerinin Osmanlı pazarına girmesi ile birlikte, Osmanlı’da küçük işletmeler önemini yitirmiştir. Ekonomik çöküşle birlikte Cumhuriyet’i ilan eden Osmanlı kadroları bu manada mesleki eğitimde, okula dayalı yeni bir yapıyı ele almışlardır.   1920’li yıllarda gerçekleştirilen atılımlarla “Kız ve Erkek Sanat Okulları’nın yanı sıra Ticaret Okulu adı altında mesleki okullar, mesleki eğitimi programlı bir şekilde yürütmeyi hedefe koymuştur. Başarıyla uygulanan I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda bu okulların meyvelerini vermeye başladıklarını görmekteyiz.   Gelgelelim Cumhuriyet’in ilerleyen yıllarında adı geçen bu okullar Marksist felsefenin etkisi altında kalarak birer Politeknik Eğitim Merkezleri’ne dönüştürülmeye çalışılmıştır. Köy Enstitüleri zamanla işlevini kaybetmiş, Sanat Okulları devam eden Kalkınma Planları’nda revize edilmeye çalışılmışsa da ekonomik hayata doğrudan müdahale edebilecek donanımı sağlamaktan uzak kalmıştır.   Yakın tarihte, toplumun bir kesimini hedef alan çağ dışı uygulamalar sonucunda, meslek okulları tamamen önemini yitirmiştir. Din eğitimi veren meslek okullarını, politik bazı çıkarlarına alet eden bir yapının karşısında, bu yapıyı tehlikeli olarak adlandıran karşıt bir tezin uygulamaya koyduğu akıl almaz uygulamalar neticesinde tüm meslek okulları bu fırtınada hasar görmüş ve ülkenin işleyen çarkını oluşturacak olan önemli bir eğitimli insan gücü kaybına yol açılmıştır.   Meslek Okulları tüketici toplumların düşmanıdır. Sermayenin tekelleştirildiği dünya düzeninde, tüketici toplum olmak zorunda bırakılmış dünya ülkelerinin mesleki eğitimde oldukça düşük seviyede olduğunu görmek bu iddiayı doğrulamaktadır.   Umut edelim ki son yıllarda meslek eğitiminde yaşanan olumlu gelişmeler süreklilik arz etsin.   Üretime dayalı ekonomiye geçmenin elzemliğini kimsenin tartışamayacağı Türk yurdunda, üretimin ana çarklarını oluşturacak meslek liselilere “ara eleman” muamelesi yapıp arada bırakmadan; akademik ve mesleki anlamda tam donanımlı, aydın insan gücünü yetiştirme görevi tekrar meslek okullarına iade edilsin.   Lise giriş sınavlarında 10 dilimindeki çocuklarımızın sadece din öğretiminde değil tüm mesleki gruplarda bu liseleri severek isteyerek tercih ettiği, birinci ağızlardan teşvik edildiği bir meslek lisesi hayali kurmadan bu gerçekleşmeyecektir!
Ekleme Tarihi: 19 Ocak 2021 - Salı

MESLEK LİSESİ MEMLEKET MESELESİ

Tarihi seyrine bakılacak olursa mesleki eğitimin yeryüzündeki toplumların, genellikle usta-çırak ilişkisi içerisinde tatbik ettikleri, formel kurallara bağlı kalmadan özellikle iş hayatındaki ihtiyaçlara cevap verir nitelikte olduğunu görmekteyiz.

 

İŞLEYEN ÇARKLAR

 

Ekonomik hayatta, tüm Müslüman toplumlarda görülen Ahilik teşkilatının, Abbasi Halifesi Nasrilidinillah çağında ilk teşkilatlanmasına rastlanmış olmakla birlikte, işlevsel tepe noktasını Osmanlı Devleti’nde görmüştür denebilir.

 

Ahi kelimesi, Arapça ‘’Kardeş’’ manasına gelmektedir. Ancak Divanı Lügat-it Türk’te ‘’Ahi’’ kelimesinin eli açık, cömert manasında “Akı”dan geldiği kaydedilmektedir. Ahiliğin Türk coğrafyasındaki teşkilatlanmasında Ahi Evran ismiyle anılan Şeyh Nasırüddin Mahmut önemli rol oynamıştır.

 

Geç dönemlerde gelişen ve ihtivası itibarıyla Ahilikle bağdaşan Lonca teşkilatı da usta-çırak ilişkisinde ilerleyen mesleki gruplarının eğitiminde, devrinin ekonomik hayatında belirleyici rol oynamakla birlikte toplumun kültürel hayatını da doğrudan etkilemiştir. Bu teşkilatlar piyasanın düzenini sağlamakla birlikte eğitim fonksiyonunu da uzun yıllar sürdürmüş ve mesleki eğitim sayesinde Türk ticaret iklimini doğrudan etkilemiştir.

 

YENİDEN ŞEKİLLENEN MESLEKİ EĞİTİM    

 

19. yüzyılla birlikte Batı’da endüstri sahasında meydana gelen devrim niteliğindeki değişiklikler ve Avrupa’da ucuza mal edilen sanayi ürünlerinin Osmanlı pazarına girmesi ile birlikte, Osmanlı’da küçük işletmeler önemini yitirmiştir. Ekonomik çöküşle birlikte Cumhuriyet’i ilan eden Osmanlı kadroları bu manada mesleki eğitimde, okula dayalı yeni bir yapıyı ele almışlardır.

 

1920’li yıllarda gerçekleştirilen atılımlarla “Kız ve Erkek Sanat Okulları’nın yanı sıra Ticaret Okulu adı altında mesleki okullar, mesleki eğitimi programlı bir şekilde yürütmeyi hedefe koymuştur. Başarıyla uygulanan I. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda bu okulların meyvelerini vermeye başladıklarını görmekteyiz.

 

Gelgelelim Cumhuriyet’in ilerleyen yıllarında adı geçen bu okullar Marksist felsefenin etkisi altında kalarak birer Politeknik Eğitim Merkezleri’ne dönüştürülmeye çalışılmıştır. Köy Enstitüleri zamanla işlevini kaybetmiş, Sanat Okulları devam eden Kalkınma Planları’nda revize edilmeye çalışılmışsa da ekonomik hayata doğrudan müdahale edebilecek donanımı sağlamaktan uzak kalmıştır.

 

Yakın tarihte, toplumun bir kesimini hedef alan çağ dışı uygulamalar sonucunda, meslek okulları tamamen önemini yitirmiştir. Din eğitimi veren meslek okullarını, politik bazı çıkarlarına alet eden bir yapının karşısında, bu yapıyı tehlikeli olarak adlandıran karşıt bir tezin uygulamaya koyduğu akıl almaz uygulamalar neticesinde tüm meslek okulları bu fırtınada hasar görmüş ve ülkenin işleyen çarkını oluşturacak olan önemli bir eğitimli insan gücü kaybına yol açılmıştır.

 

Meslek Okulları tüketici toplumların düşmanıdır. Sermayenin tekelleştirildiği dünya düzeninde, tüketici toplum olmak zorunda bırakılmış dünya ülkelerinin mesleki eğitimde oldukça düşük seviyede olduğunu görmek bu iddiayı doğrulamaktadır.

 

Umut edelim ki son yıllarda meslek eğitiminde yaşanan olumlu gelişmeler süreklilik arz etsin.

 

Üretime dayalı ekonomiye geçmenin elzemliğini kimsenin tartışamayacağı Türk yurdunda, üretimin ana çarklarını oluşturacak meslek liselilere “ara eleman” muamelesi yapıp arada bırakmadan; akademik ve mesleki anlamda tam donanımlı, aydın insan gücünü yetiştirme görevi tekrar meslek okullarına iade edilsin.

 

Lise giriş sınavlarında 10 dilimindeki çocuklarımızın sadece din öğretiminde değil tüm mesleki gruplarda bu liseleri severek isteyerek tercih ettiği, birinci ağızlardan teşvik edildiği bir meslek lisesi hayali kurmadan bu gerçekleşmeyecektir!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi