Dünya zor bir imtihandan geçiyor.
Dünyayı kavuran salgın hastalıktan Türkiye ayrı tutulmuyor elbette.
Türkiye’de yer yer bulaşan Koronavirüs her gün insan ölümlerine sebep olduğu da bir gerçek.
Sağlıklı yaşamak, mikrobu kapmamak için genelde Sağlık Bakanlığının bulunduğumuz yerde Sağlıkçıların öneri ve tavsiyelerine kesinlikle uymalıyız.
Bu süreçte İkizdere’deyim. Apartman yaşantısını fazla sevmem. Bundan dolayı Mart ayı başında İlçeye doğduğum mahalleme geldim. Bahçe işleriyle mümkün olduğunca uğraşıp kalabalık ortamlarda bulunmamaya çalıştım ve çalışıyorum.
Bir işim vesile oldu. Bir akşam kalmak için Rize’ye gittim.
İftar öncesi ve sonrasında Rize Caddelerinde sanki Korona virüs tehlikesi hiç yokmuş, Sağlıkçılar uyarmıyormuş gibi vurdumduymaz tavırlar doğruyu söylemek gerekirse beni hiç memnun etmedi.
Sağlıkçıların bunca uyarısını niye dikkate almıyoruz.
Bizlerin sağlığı için bütün imkânlarını seferber eden Sağlık ordusunun uyarılarına uymamız gerekir. Bu kendi sağlığımızdan önce bir insanlık görevidir.
Sağlıkçılar aralıksız mücadele ediyor Gezici diye adlandırdığım işi gücü olmayan insanlarımız sokaklarda volta atıyor. Beyler volta atmanın zamanı değil. Volta atmaya daha çok var.
Kimsenin hayatını tehlike atmaya mecbur değilsiniz. Devlet diyor ki evde kalın. Sizler niye umursamaz davranıyorsunuz.
Rize’de hayatını kaybeden sayısı 10’u bulmuş galiba, yazık günah değil mi, giden geri gelmiyor.
Hastanelerimiz dolu.
Herkes can derdine düşmüşken umursamaz tavırlar hoş değil.
Hemen her gün sosyal medyada Prof.Dr. Hasan Türüt hocamız sokağa çıkmayın diye haykırıyor. Bu duyarlı insanlarımızın çağrısına lütfen uyalım.