Öşür Arapça bir kelime olup lügatte onda bir (1/10) demektir. Istılahta ise, öşür arazisinden çıkan mahsulün zekatıdır. Onda bir (1/10) olarak verildiğinde öşür denilmiştir.
Öşrün farz olduğu Kuran-ı Kerim, hadis-i şerif ve icma-ı ümmetle sabittir.
Ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur.
‘’Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve yerden sizin için çıkardıklarımızın temiz(helal) lerinden infak edin( zekât ve öşür verin). Gözünüzü yummadan(sıkılmadan) alıcısı olmadığınız şeylerin yaramazını vermeye yeltenmeyin. Ve bilin ki Allah Gani’dir(sadakalarınız sizin menfaatiniz içindir) ve Hamid’dir(herkes Allah’a hamt ve şükür borçludur.)’’
Diğer bir ayet-i kerimede de ‘’…Her biri mahsul verdiği zaman mahsulünden yiyin. Hasat günü hakkını(öşrünü) da verin ve israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.’’
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de şöyle buyurmuştur: ‘’ Yağmurun, nehir ve ırmak(gibi akarsular)la veya (tarla içindeki) kaynağın sulandığı(araziden çıkan) şeylerde(1/10) öşür, (dolaba koşulan) hayvanlar ile sulanan (yerden elde edinen) şeylerde ise, yarım(1/20) öşür vardır.’’
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz.Muaz’ı (r.a.) Yemen’e vali olarak gönderirken yağmurla ve tarladaki kaynaklarla sulanan topraklardan tam öşür(1/10), dolap ile sulanandan ise yarım öşür(1/20; zekât) alınmasını emretmiştir. Kaynak: Bakara Suresi, ayet 267/En’am Suresi, ayet 141/Zeylai, Nasbu’r-Raye/Zeylai,Nasbu’r-Raye…