Bayram Ali KAVALCI
Köşe Yazarı
Bayram Ali KAVALCI
 

ÇAYIN RİZE’YE GELİŞ SERÜVENİ

Toplumların yaşam tarzları, tüketim alışkanlıkları, yemek kültürleri, kullandıkları materyaller ve hatta içecekleri bile, genellikle bulundukları bölgenin coğrafi koşulları, iklim yapısı, toplumsal ekonomik işleyişleri ve toplumun yaşamdan beklentileri ile paraleldir.    Arap, Afrika ve Güney Amerika coğrafyasına mal edilmiş bir kahve, Kafkas coğrafyasına mal olmuş, bir kefir içeceği ve Asya coğrafyasına mal olmuş bir kımız bunun en basit örnekleri olarak verilebilir.    Yüce dinimizde kesin haram olan alkollü içecekler sınıfında da coğrafi koşulların ve eldeki ekonomik verimliliklerin etkisi bariz bir şekilde izlenmektedir. Üzümün bol yetiştiği Akdeniz coğrafyasında üretilen şarap, mısır yetişen Amerika bölgelerinde üretilen viski, agave ve kaktüsün bol bulunduğu Meksika bölgesinde üretilen tekila gibi örnekler bu teorinin destekçileridir.    Toplumlar birlikteliğin ve ortak değerlerin temsilcileridirler. Her toplumun sahip olduğu değerlere bağlı olmakla övünür ve onlara yüceltmekten keyif duyar, bu insan psikolojisinde kuvvetli bir etken olan aidiyet hissinin bir parçasıdır. Bu hissiyat zaman zaman uç noktalara ulaşabilmekte ve hatta karşımıza fanatizm ve taraftarlık boyutu ile çıkabilmektedir. Birçok yiyecek ve içecekte olduğu gibi hemen her kültür çayı kendine mal etmeye çalışsa da çayın anavatanı çeşitli kaynaklarda Çin olarak kabul edilmektedir. Kimi kaynaklar işe çayın ilk olarak Hindistan’da keşfedildiğini söyler. Fakat bana göre de çayın anavatanı da, baba vatanı da Doğu Karadeniz bölgesidir. Rize başta olmak üzere, Trabzon, Artvin ve Giresun illeridir. Bu durum, araştırmacıların doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırabilmektedir.     Çayın tarihi konusunda yerli ve yabancı kaynakların 20. yüzyıla kadar çayla çok haşır neşir olmayan Türkler, 1900'lü yıllarda Karadeniz'in özellikle Rize ilimizde çayda önüne geçilemez bir büyüme gözlemlemiş. 1924 yılında devlet tarafından Rize'de çay yetiştirilmesi konusunda bir yasa çıkarılmış. 1930'lara gelindiğinde Gürcistan'dan alınan 70 ton siyah çay tohumu ekilmiş ve Rize'nin bir çay yıldızı olması sağlanmış. Ülkemizde bugün baktığımızda çayımız geniş anlamda sosyal ve ekonomik amaçlara yönelik olarak devlet tarafından yürürlüğe konulan her türlü anayasal, yasal ve kurumsal düzenlemeleri ve diğer her türlü kamusal politikaları ve yapılan uygulamaları ifade etmektedir. Buna rağmen, dünyada en yüklü miktarda çay üretimi gerçekleştiren ilk 5 ülke arasındaki yerimizi almışız.   
Ekleme Tarihi: 23 Temmuz 2019 - Salı

ÇAYIN RİZE’YE GELİŞ SERÜVENİ

Toplumların yaşam tarzları, tüketim alışkanlıkları, yemek kültürleri, kullandıkları materyaller ve hatta içecekleri bile, genellikle bulundukları bölgenin coğrafi koşulları, iklim yapısı, toplumsal ekonomik işleyişleri ve toplumun yaşamdan beklentileri ile paraleldir. 

 

Arap, Afrika ve Güney Amerika coğrafyasına mal edilmiş bir kahve, Kafkas coğrafyasına mal olmuş, bir kefir içeceği ve Asya coğrafyasına mal olmuş bir kımız bunun en basit örnekleri olarak verilebilir. 

 

Yüce dinimizde kesin haram olan alkollü içecekler sınıfında da coğrafi koşulların ve eldeki ekonomik verimliliklerin etkisi bariz bir şekilde izlenmektedir. Üzümün bol yetiştiği Akdeniz coğrafyasında üretilen şarap, mısır yetişen Amerika bölgelerinde üretilen viski, agave ve kaktüsün bol bulunduğu Meksika bölgesinde üretilen tekila gibi örnekler bu teorinin destekçileridir. 

 

Toplumlar birlikteliğin ve ortak değerlerin temsilcileridirler. Her toplumun sahip olduğu değerlere bağlı olmakla övünür ve onlara yüceltmekten keyif duyar, bu insan psikolojisinde kuvvetli bir etken olan aidiyet hissinin bir parçasıdır. Bu hissiyat zaman zaman uç noktalara ulaşabilmekte ve hatta karşımıza fanatizm ve taraftarlık boyutu ile çıkabilmektedir. Birçok yiyecek ve içecekte olduğu gibi hemen her kültür çayı kendine mal etmeye çalışsa da çayın anavatanı çeşitli kaynaklarda Çin olarak kabul edilmektedir. Kimi kaynaklar işe çayın ilk olarak Hindistan’da keşfedildiğini söyler. Fakat bana göre de çayın anavatanı da, baba vatanı da Doğu Karadeniz bölgesidir. Rize başta olmak üzere, Trabzon, Artvin ve Giresun illeridir. Bu durum, araştırmacıların doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştırabilmektedir.  

 

Çayın tarihi konusunda yerli ve yabancı kaynakların 20. yüzyıla kadar çayla çok haşır neşir olmayan Türkler, 1900'lü yıllarda Karadeniz'in özellikle Rize ilimizde çayda önüne geçilemez bir büyüme gözlemlemiş. 1924 yılında devlet tarafından Rize'de çay yetiştirilmesi konusunda bir yasa çıkarılmış. 1930'lara gelindiğinde Gürcistan'dan alınan 70 ton siyah çay tohumu ekilmiş ve Rize'nin bir çay yıldızı olması sağlanmış. Ülkemizde bugün baktığımızda çayımız geniş anlamda sosyal ve ekonomik amaçlara yönelik olarak devlet tarafından yürürlüğe konulan her türlü anayasal, yasal ve kurumsal düzenlemeleri ve diğer her türlü kamusal politikaları ve yapılan uygulamaları ifade etmektedir. Buna rağmen, dünyada en yüklü miktarda çay üretimi gerçekleştiren ilk 5 ülke arasındaki yerimizi almışız. 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi