FETÖ’nun medyadaki beyin takımının bir çoğu yurt dışına kaçtı/kaçırıldı. Bunlar bulundukları yerlerde Sosyal Medya üzerinden tıpkı geçmişte yaptıkları gibi hedeflerine koyduklarını yalan, dolanla, manipülasyonlarla itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.   Bu isimlerin en başta gelenlerinden biri Cevher Güven denilen bir profesyonel dezenformasyon ustası..İşi gücü şuradan buradan kırpıp, oluşturduğu kurgularla, yalanlarla  iktidara ve hedefine koyduğu birilerine saldırmak. Bu şahıs bunu öyle ustaca yapıyor ki, iktidara veryansın ettiği videoların bazılarında aslında asıl hedef sanılsa da asıl hedef iktidar değil, bazı kişiler. Bu durum hissedilmesin diye işi iktidar karşıtlığı üzerinden boza ediyor. Bu tip videolarına dikkat ettiğinizde satır aralarından birilerini koruyup, birilerini batırmak istediğini anlıyorsunuz. Gıyapta 22,5 yıl hapis cezası alan Nokta dergisinin sahibi tescilli FETÖ’cu Cevheri Güven’in bu kez hedefinde ÇAYKUR Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim var. Sektörün, ÇAYKUR’un, bugünlere gelişindeki aktörlere hiç değinmeden, hatta birilerini alttan alta överken şimdiki Genel Müdürü topun ağzına koymasından anlaşılan, yalanlarla dolu bu kurgusuna çeşitli kesimlerden birileri yardımcı olmuş! Ancak, Cevheri’nin ÇAYKUR Genel Müdürü Y.Ziya Alim’le ilgili iddialarından yola çıkıldığında bu kişinin ne derece manipülatif bir gazeteci, ne derece yalancı/ kurgucu olduğuna kanaat getiriyorsunuz. Yani bu video açıkça bir yalancıyı ele veriyor! Daha önceki  birçok sansasyonel haber/videosu nedeniyle yalancılıkla, komploculukla suçlanan Cevheri, önceki videosunda da Sedat Peker hakkında zihin okuması yapmış, Peker tarafından yalancılıkla suçlanmıştı. Tabi bu tiplerin görevi bu olduğu için bunlar kendileri hakkında söylenenlere itibar etmeden yalanlarını sürdürmeye devam ederler. ÇAYKUR’la ilgili kurgusal, yalanlarla örülü videosuna gelince; Anlattıklarının özeti şu: “Çaykur Genel Müdürü üreticinin çayını almayarak üreticiyi özel sektöre sevkediyor, böylece az çay alan ÇAYKUR’un üretim maliyetleri artıyor, üretim maliyeti arttığı için ÇAYKUR zarar ediyor. Bu şekil zararlar arttığı için sonunda ÇAYKUR satışa çıkacak ve çay piyasasını Lipton eline geçirecek.!” Neresinden bakarsan Cevheri’nin iddialarının tek bir doğru yanı ve dayanağı yok. İnsan bu derece bariz yalan söylerse, çıkar birisi sana rakamları hatırlatır ve aksine Genel Müdür’den en çok, üreticiden çay almakta zorlanan özel sektörün şikayetçi olduğunu ispatlar. Bir kere; Çaykur Genel Müdürü Yusuf Ziya Alim, İmdat Sütlüoğlu’ndan görevi devraldığında ÇAYKUR’un sezonda satın aldığı yaş çay miktarı 525 bin tondu. Alim, bir sonraki yıl bunu 733 bin tona çıkardı, sonraki yıl  ise bu rakam 750 bin ton oldu. ÇAYKUR Sütlüoğlu zamanında yani 2017 yılında 525 bin ton yaş çay satın alırken, özel sektörün aldığı çay miktarı ise o yıl 747 bin ton idi. Peki sonraki tablo nasıl?  2019 yılında ÇAYKUR 750 bin ton yaş çay alırken, daha fazla kapasiteye sahip olan özel sektörün aldığı çay 647 bin ton oldu. Geçen yıl ise ÇAYKUR 752 bin ton yaş çay alırken, özel sektörün satın aldığı çay 655 bin ton da kaldı. Bu yıl ise ÇAYKUR 1. ve 2. Sürgünde aldığı yaş çay miktarında rekor kırmış durumda. ÇAYKUR bu yıl üreticiden ilk sürgünde 314 bin ton ikinci sürgün de ise 296 bin ton yaş çay alarak 2 sürgünde toplamda 610 bin ton çay almış oldu. Şimdi bu rakamlar ortadayken nasıl oluyor da Genel Müdür Y.Ziya Alim, yaş çay alımlarını azaltarak ÇAYKUR’u bu yolla satışa sürüklüyormuş? Bu yalancıya birileri bu rakamları hatırlatmadı mı? Bu yalancının Lipton’un Türkiye çay sektöründen çıkmak istediğini, geçtiğimiz aylarda satış için görüşmeler yaptığından da zerre haberi yok! Videoda Hikmet Ayar’dan da Milletvekili olarak bahsediyor, yani onun eski milletvekili olduğundan habersiz. Özetle; baştan aşağıya yalan, düzmece, kurgu, dezenformasyon..! Peki ya bu tip tescilli FETÖ’cuların yalanlarıyla avunan, bunlar üzerinden politika üretenlere ne demeli? Her zaman söylüyorum, yine tekrar ediyorum; Çayı, sektörü bu hale Akparti değil, ANAP getirdi. Çay sektörünü özele de açarak hem ÇAYKUR’a zarar verdiler, hem bölgedeki birikmiş sermayeyi, çay gelirini yok ettiler, hem çay kalitesinin bozulmasına yol açtılar, hem de sektörü bir sorunlar yumağına dönüştürdüler. Şimdi mevcut tablo bir kangren ve işin içinden çıkılmıyor.. Üreticinin reel geliri düşüyor ve üretici perişan..  ÇAYKUR borç sarmalında.. Tüketici fiyattan ve kaliteden şikayetçi.. Yabancı çaylar sürekli pazar büyütüyor. Çaylık alanlar bakımsız, verimsiz, ürünün kalitesi düşmüş ve yeni çaylıklar da kaliteli fide yok.. Vs. Vs.. Onlarca sorun önümüzde. Bu durumda hepimiz yeni bir çay kanunu çıksın ve sihirli bir şekilde her şey yoluna girsin istiyoruz.. Keşke her şey bu derece kolayca çözüme kavuşsa! Sorunlar ağır ve en öncelikli sorun ise özel sektörün üreticiyi istismar ederek açıklanan fiyatın yarısına yaklaşan rakamları üreticiye dayatması..!