Adnan ONAY
Köşe Yazarı
Adnan ONAY
 

İSRAİL SORUNU

İsrail, ırka dayalı bir din devleti.  Yahudiler, kendilerini Tanrı’nın yeryüzündeki en üst temsilcileri, üst insan olarak görüyorlar. O nedenle, inançlarına göre diğer insanlar dahil bütün varlıklar Tanrı tarafından onların hizmetine verilmiş olup, onlar üzerinde her tür tasarruf hakkına sahipler. Bu inanca göre Yahudiler kendi gelecekleri adına zararlı gördükleri her şeyi yok etmeyi Tanrı adına kendilerine hak görürler. . Bu derece saçma şeylere inanan bir  toplumun akıl sağlığının yerinde olduğu söylenemez. Onları normal insanlar olarak görmek ve onlardan insani davranış beklemek yahudiyi tanımamak demektir.! . Yahudiler, Kur’an’a göre Musa Peygambere isyan ettikleri, Tevrat’ı değiştirdikleri, çeşitli insanlık dışı şeyler yaptıkları için Allah’ın lanetine uğramış, yaşadıkları topraklardan çıkarılmışlardır. Sürgün edildikleri bu topraklar, inançlarına göre Tanrı’nın kendilerine bağışladığı, dünya krallığı için sunduğu kutsal topraklardı. . İşte Yahudiler, tekrar vaktiyle sürgün edilmiş oldukları bu toprakları ele geçirerek Tanrı adına dünyaya hükmedeceklerine, dünyayı kendilerinin hakimiyetinde cennet yapacaklarına, eğer bunu gerçekleştiremezlerse Tanrı’nın kendilerine lanetinin süreceğine ve yok olup gideceklerine inanmaktalar. . Denilebilir ki, büyün Yahudiler bu görüşte mi? Elbette değil.. Bazı ultra-ortodoks dindar Yahudiler Mesih’in gelişini ertelediği için İsrail Devleti’nin varlığına karşı çıkarlar ve siyonizmi Tanrı’nın planlarına aykırı bir plan olarak görürler. Filistinde İsrail’in yaptığı zulümlerden Tanrı’nın hoşnut kalmayacağına inanırlar.  Ayrıca; bazı solcu, liberal Yahudiler de siyonizme karşıdırlar. Ancak, bu grupların İsrail devleti ve Yahudi diasporası üzerinde bir ağırlığı yoktur. İsrail Devletinde yönetimi elinde tutanlar ve halkın çoğunluğu yeniden  ‘vaat edilmiş topraklar’ın ele geçirilmesini hedef edinen siyonizme inanırlar. İsrail de Filistin toprakları üzerinde siyonizme hizmet için kuruldu. Hitler’in Yahudi katliamları da bu ideolojinin hayata geçirilmesini kolaylaştırıldı. . Siyonizme göre; Tanrı, İbrahim'in soyuna Mısır Nehri (Nil) ile Fırat Nehri arasındaki geniş coğrafyayı vereceğini belirtmiştir. Bu coğrafya, günümüzde İsrail, Filistin, Ürdün, Suriye, Irak ve Türkiye'nin bir kısmını içerir. Siyonistler, bu ideali gerçekleştirmeyi dini bir görev bilirler. . İsrail, “vadedilmiş topraklar’ı (arz-ı mevud) yeniden ele geçirme amacı güden din/ırk temelli siyonizmin hedeflerinin merkezine oturtulmuş bir devlettir.  Bu toprakların bulunduğu ülkelerin hepsi İsrail’in hedefindedir. Onun için İsrail bu devletleri yıkmak, parçalamak için her türlü yönteme başvurmaktadır ve hedefine varıncaya kadar her yolu deneyecektir. ABD, Yahudilerin büyük devletidir ve İsrail’in uydusudur. İsrail’in çıkarlarıyla, ABD’nin çıkarları örtüşerek yol alır. . İsrail, kurulduğu toprakları savaşla işgal edip, genişletmiş olup, adım adım işgal alanlarını büyütmektedir. ABD’de İsrail’e kolay yem olsun diye  hedef devletleri parçalamaktadır. . Gazze halkını çoluk, çocuk demeden katleden ve 50 bine yaklaşan Filistinliyi şehit eden 150 bin kişiyi yaralayan, evlerinden, yurtlarından eden İsrail’e ne yazık ki ülkemiz halkından yeterli tepki gelmemektedir.  Mevcut İktidarın karşısında olanların büyük çoğunluğu (sol-sağ farketmiyor) olup bitenleri hala Hamas-İsrail çatışması olarak görüyor ve “bu savaştan bize ne” modundalar. Oysa; İsrail için iktidarda kimlerin olduğu önemsizdir. İktidarları sadece kendilerine engel oldukları takdirde hedef alırlar. Kendi amaçlarına hizmet edenlerle ise kolkola yürürler.  Bugün İsrail’de Filistinlilerle çatışan paralı askerler arasında Türkiye düşmanı Kürtler olduğu gibi, kimi Azeriler de vardır. İsrail’in Kürtlerle dostlukları bölge ülkelerini Kürtler üzerinden parçalamakla ilgilidir. Azerbaycan ile dostlukları da İran’ı parçalama hedefi içindir. . Özetle: İsrail’in hedefindeki bir ülke olduğumuzun farkında olmak zorundayız. Hedefte şu veya bu yok arz-ı mevud’un içerisinde ülkemizde var! İsrail’in Filistin’deki soykırımını, sağı solu bombalamasını, suikastlerini mevcut şekliyle değerlendirmemeli ve susmamalıyız. Hedef, diğer bölge ülkeleri gibi vatanımızdır. İktidarı sevmek, sevmemekle olaylara yaklaşmak gaflettir, delalettir…
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2024 - Cuma

İSRAİL SORUNU

İsrail, ırka dayalı bir din devleti. 

Yahudiler, kendilerini Tanrı’nın yeryüzündeki en üst temsilcileri, üst insan olarak görüyorlar. O nedenle, inançlarına göre diğer insanlar dahil bütün varlıklar Tanrı tarafından onların hizmetine verilmiş olup, onlar üzerinde her tür tasarruf hakkına sahipler. Bu inanca göre Yahudiler kendi gelecekleri adına zararlı gördükleri her şeyi yok etmeyi Tanrı adına kendilerine hak görürler.
.
Bu derece saçma şeylere inanan bir  toplumun akıl sağlığının yerinde olduğu söylenemez. Onları normal insanlar olarak görmek ve onlardan insani davranış beklemek yahudiyi tanımamak demektir.!
.
Yahudiler, Kur’an’a göre Musa Peygambere isyan ettikleri, Tevrat’ı değiştirdikleri, çeşitli insanlık dışı şeyler yaptıkları için Allah’ın lanetine uğramış, yaşadıkları topraklardan çıkarılmışlardır. Sürgün edildikleri bu topraklar, inançlarına göre Tanrı’nın kendilerine bağışladığı, dünya krallığı için sunduğu kutsal topraklardı.
.
İşte Yahudiler, tekrar vaktiyle sürgün edilmiş oldukları bu toprakları ele geçirerek Tanrı adına dünyaya hükmedeceklerine, dünyayı kendilerinin hakimiyetinde cennet yapacaklarına, eğer bunu gerçekleştiremezlerse Tanrı’nın kendilerine lanetinin süreceğine ve yok olup gideceklerine inanmaktalar.
.
Denilebilir ki, büyün Yahudiler bu görüşte mi? Elbette değil.. Bazı ultra-ortodoks dindar Yahudiler Mesih’in gelişini ertelediği için İsrail Devleti’nin varlığına karşı çıkarlar ve siyonizmi Tanrı’nın planlarına aykırı bir plan olarak görürler. Filistinde İsrail’in yaptığı zulümlerden Tanrı’nın hoşnut kalmayacağına inanırlar. 
Ayrıca; bazı solcu, liberal Yahudiler de siyonizme karşıdırlar. Ancak, bu grupların İsrail devleti ve Yahudi diasporası üzerinde bir ağırlığı yoktur. İsrail Devletinde yönetimi elinde tutanlar ve halkın çoğunluğu yeniden  ‘vaat edilmiş topraklar’ın ele geçirilmesini hedef edinen siyonizme inanırlar. İsrail de Filistin toprakları üzerinde siyonizme hizmet için kuruldu. Hitler’in Yahudi katliamları da bu ideolojinin hayata geçirilmesini kolaylaştırıldı.
.

Siyonizme göre; Tanrı, İbrahim'in soyuna Mısır Nehri (Nil) ile Fırat Nehri arasındaki geniş coğrafyayı vereceğini belirtmiştir. Bu coğrafya, günümüzde İsrail, Filistin, Ürdün, Suriye, Irak ve Türkiye'nin bir kısmını içerir. Siyonistler, bu ideali gerçekleştirmeyi dini bir görev bilirler.
.
İsrail, “vadedilmiş topraklar’ı (arz-ı mevud) yeniden ele geçirme amacı güden din/ırk temelli siyonizmin hedeflerinin merkezine oturtulmuş bir devlettir.  Bu toprakların bulunduğu ülkelerin hepsi İsrail’in hedefindedir. Onun için İsrail bu devletleri yıkmak, parçalamak için her türlü yönteme başvurmaktadır ve hedefine varıncaya kadar her yolu deneyecektir. ABD, Yahudilerin büyük devletidir ve İsrail’in uydusudur. İsrail’in çıkarlarıyla, ABD’nin çıkarları örtüşerek yol alır.
.
İsrail, kurulduğu toprakları savaşla işgal edip, genişletmiş olup, adım adım işgal alanlarını büyütmektedir. ABD’de İsrail’e kolay yem olsun diye  hedef devletleri parçalamaktadır.
.
Gazze halkını çoluk, çocuk demeden katleden ve 50 bine yaklaşan Filistinliyi şehit eden 150 bin kişiyi yaralayan, evlerinden, yurtlarından eden İsrail’e ne yazık ki ülkemiz halkından yeterli tepki gelmemektedir. 
Mevcut İktidarın karşısında olanların büyük çoğunluğu (sol-sağ farketmiyor) olup bitenleri hala Hamas-İsrail çatışması olarak görüyor ve “bu savaştan bize ne” modundalar.

Oysa; İsrail için iktidarda kimlerin olduğu önemsizdir. İktidarları sadece kendilerine engel oldukları takdirde hedef alırlar. Kendi amaçlarına hizmet edenlerle ise kolkola yürürler. 
Bugün İsrail’de Filistinlilerle çatışan paralı askerler arasında Türkiye düşmanı Kürtler olduğu gibi, kimi Azeriler de vardır. İsrail’in Kürtlerle dostlukları bölge ülkelerini Kürtler üzerinden parçalamakla ilgilidir. Azerbaycan ile dostlukları da İran’ı parçalama hedefi içindir.
.
Özetle: İsrail’in hedefindeki bir ülke olduğumuzun farkında olmak zorundayız. Hedefte şu veya bu yok arz-ı mevud’un içerisinde ülkemizde var! İsrail’in Filistin’deki soykırımını, sağı solu bombalamasını, suikastlerini mevcut şekliyle değerlendirmemeli ve susmamalıyız. Hedef, diğer bölge ülkeleri gibi vatanımızdır. İktidarı sevmek, sevmemekle olaylara yaklaşmak gaflettir, delalettir…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve rizeninsesi.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
timbir - birlik haber ajansi