Bir Şii/Caferi Devleti olan İran, 1979 Devriminin ardından dış politikasını ABD ve İsrail karşıtlığı üzerinden şekillendirme yoluna girdi. Iran’a göre ABD büyük şeytan , İSRAİL ise yılanın başı idi.
O gün, bugün İran’ın söylemi değişmedi hatta zaman zaman daha da sertleşti. ABD ile savaşmak, İsrail’i ise haritadan silmek gibi tehditler savurarak bugünlere gelindi.
Görüldü ki İran sadece boş boş esip gürlemekte. ABD, Kasım Süleymani’yi öldürdü, yer yer Suriye’de İran birliklerine saldırdı ama yine İran ciddi bir tepki vermedi.
İran, birçok kez İsrail’le dalaşmasına rağmen İsrail’in her hareketini sinesine çekti.
Bu arada, İran ile ABD arasında kavga görüntüsü hakimken, ABD, Obama döneminde islam dünyasını mezhepler üzerinden ayrıştırma faaliyetleri çerçevesinde İran’ın önünü açarak Şiiliğin bölgede yayılmasına fırsat tanıdı.
Böylece İran, Sünni İslam Dünyasına karşı bir denge unsuru haline geldi. ABD’de bu arada İran korkusu üzerinden Körfez ülkelerini iyice avucuna aldı.
İran, rejim değişikliğinin ardından Irak’ta ağırlığını arttırdığı gibi Suriye iç savaşıyla birlikte de Suriye’ye yerleşti .
İran, sorunlu olduğu islam ülkelerindeki ayrılıkçı örgütlere, silahlı Şii yapılanmalarına destek verdiği gibi İsrail karşıtlığı içinde olan Sünni silahlı örgütlere de destek verdi.
Lübnan’daki silahlı Şii örgüt HİZBULLAH’a her yönden destek olan İran, ayrıca Filistinde’ki Sünni silahlı örgütler olan HAMAS ve İSLAMİ CİHAT’a da yardımcı olmakta..
GAZZE DİRENİŞİ VE İRAN
Dünya kamuoyu, HAMAS’ın 7 Ekim’de İsrail’e girerek birçok İsrail’liyi öldürüp, 300 civarında İsrailliyi rehin alması üzerine HAMAS’ın bunu nasıl başardığını anlamakta güçlük çekiyor. Onca sıkı ablukaya rağmen HAMAS nasıl bu kadar füze üretebildi, nasıl oldu da yerin 75- 100 metre altında 500 km. uzunluğunda tüneller yaptı ve dünyanın en güçlü istihbarat ağına sahip olduğu iddia edilen İsrail istihbaratını atlatarak İsrail içine girerek bu eylemi yapabildi?
İşte bu soruya cevap arayanlar HAMAS’a destek veren ülkelerin başında İran’a dikkat çekmekte. Kimi iddialara göre HAMAS, İran’ın uzun süreliği desteğiyle bu eylemi başardı..
Bu iddialar üzerine siyasi çevreler İsrail ile İran arasında savaş çıkacağını, bunun öncesinde de GAZZE’yi yakıp yıkan ve bir soykırım uygulayan İsrail’e karşı öncelikli olarak 2006 yılında İsrail’e kök söktüren Lübnan’daki İran destekli Şii milis gücü HİZBULLAH’ın devreye gireceğini öne sürdüler. Ancak, görüldü ki ne HİZBULLAH ‘tan ne de İran’dan beklenen tepki gelmedi.
İRAN BAZI ARAP ÜLKELERİ GİBİ SÜNNİ HAMAS’IN BELİNİN KIRILMASINA GÖZ MÜ YUMUYOR?
İsrail’in HAMAS’ı yok etme adına GAZZE’de soykırım yapmasına göz yuman bazı Arap ülkeleri liderlerinin hedefinde de tıpkı İsrail gibi HAMAS var. Zira, HAMAS, Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü’nün bir uzantısı. Yani, MISIR’ın darbeci Devlet Başkanı Sisi ve Suud’un, BAE’nin terörist kabul ettikleri örgütlerden biri. O nedenle; GAZZE’de yaşananlara karşılık Sisi’nin gaz almaya yönelik açıklamalarının bir önemi yok. Sisi de diğerleri gibi HAMAS’ın yok edilmesi pahasına GAZZE’yi gözden çıkaranlardan..!
Öte yandan bir müddet Suriye’de barınmalarına rağmen Suriye iç savaşında Esad muhaliflerine destek veren ve Katar’ın koruması altına giren Sünni HAMAS’a karşı Suriye BAAS yönetiminden de tepki var. HAMAS’ın yok edilmek istenmesine dayalı soykırıma Esad’ın sessiz kalması buna bağlanmakta.
Suriye’nin en önemli destekçisi olan İran da her ne kadar HAMAS’a yardım etse de SURİYE politikası nedeniyle HAMAS’a içten içe tepkili.
Bütün bunları gözönüne alanlar İran’ın HAMAS’ı tuzağa düşürdüğünü iddia ediyorlar.
Bunun gerekçesi ise Şİİ İran’ın Bölgede Sünni silahlı bir gücün varlığına karşı olduğu yönünde.
Eğer, bu iddialar doğruysa; Ne İran, ne HİZBULLAH bu savaşa dahil olmaz ve GAZZE, HAMAS kaderiyle Başbakan kalır….