Milyon dolarların döndüğü futbol klüplerinin tepeye oynayanları isim ve para hesabı yapanlar için bulunmaz nimet. O nedenle buralarda yönetim yarışı hiç bitmez. Arkada yüzbinlerce taraftar, medya desteği, popülarite klüp başkanının bir anda her konuda önünü açar. O nedenle siyaset ve güç devrişenler için bu klüpler hep ilgi odağıdır. Herkes kendi hesabına uygun olanlar bu klüplerin başına geçsin ister. Bu klüplerin başkanları kimi zaman bu klüplere yüklü bağışta yapıyor görünse de elde ettikleri imtiyaz nedeniyle hayatın akışı içinde ödediklerinden kat be kat daha kazançlı çıkarlar. Sonuçta ise bu sözde yardımlara rağmen yine de klüplerin borçları arşa dayanır. Onlar da iktidarların kapısını çalıp, borçlarını sildirmeye kalkarlar.  Siyaset her daim bu güçten yararlanmak için bu talepleri mutlaka dikkate alır. Süper ligde şampiyonluğa oynayan bu takımların yanı sıra bir de şehir futbol klüpleri vardır.. Bunların iddialı olanları çok azdır. Zira futbol tarihi içinde bu takımlardan şampiyonluğa oynayanları, şampiyon olanları parmak sayıları kadar azdır.  Ancak, bunlar şehirleri için son derece önemlidir.  Taraftarlar siyaset için topluma kolay ulaşan potansiyel kitlelerdir. Buradan günübirlik çıkar sağlamak isteyen siyaset, klüp başında kendi siyasetini güden birinin olmasını ve siyasetin güdümünde kendi yönetimini oluşturmasını ister. Başkanlıkla görevlendirilenler yerelde birkaç etkisiz isimle yönetim oluştururlar.  Oluşturulan yönetim bir dolgudur adeta.  Klübün başına gelenler genellikle siyasetin görevlendirdiği, siyasetten nemalanan kişilerden oluşur.  Bunların arasında taraftarlık dahil, ömrü boyunca hiç futbolla ilgisi olmamış kişilerin de olması mümkündür.  Zira, o siyasete borçlu olduğu için bu görevi zorunluluk sonucu  üstlenir ve hesabı cebinden olabildiğince az para çıkmasıdır.  O nedenle, bu gibi klüplerin başkanlığını üstlenenler için klübün şampiyonluğa oynaması değil, ligde kalması ana hedef olur. Bu tip yapılanmaların o şehre zerre yararı olmaz.  Futbolun şehri birbiriyle kenetlemesi için o şehrin iç dinamiklerine dönük olması, futbolcusu, teknik kadrosu ve yöneticisiyle şehirle bütünleşir halde olması gerektir. Bu tür bir yapılanma aynı zamanda şehir halkına futbolu sevdirir ve şehir kendi futbolcusunu, teknik adamını, yönetici kadrosunu oluşturur. Her şeyin tadı kaçtı.  Futbolda da özlemimiz geçmişe uzanıyor artık.  “Nerede o toprak semt, mahalle sahalarımızdaki hararetli müsabakalar, oralardan yetişip zirvelere tırmananlardan duyduğumuz heyecan..”diyenlerin sayısı hızla artıyor.. Farkında mısınız?