Çaykur, ilk sürgünde 600 kg. kota uyguladı ve bu sürgünde geçen yıl birinci sürgünde aldığı çayın altına düştü. İkinci sürgünde de kotayı 450 kg ile sınırlandırınca üreticilerin tepkisine yol açtı. Bu tepkinin nedenlerinden biri de uyguladığı sıkı kontenjanla “az çay almak istiyor” algısına yol açması.
Öteden beri Çayda özel sektör işletmelerinin devreye sokulmasının çay üreticilerine ve bölge halkına zarar verdiğini belirtenlerdenim.
Eğer, bugün sektörde yalnız Çaykur olsaydı, çayda kalite ve fiyat çok daha iyi noktada olurdu.
İşin doğrusu Çaykur’un fabrika sayısını artırması, rekabet unsuru sorunları yaşamadan organik çaya yönelecek şekilde yol almasıydı.
Artık, geri dönüş imkanı yok. Bu noktada yapılacak tek önemli icraat sektörü tümüyle düzenleyen ve çayın geleceğini güvence altına alacak olan bir çay yasasının çıkmasıdır.
Eğer, sektör çayın geleceğini teminat altına alacak ve üreticinin mağduriyetine yol açmayacak bir çay yasasına kavuşursa Çaykur üzerindeki üreticinin baskısı azalır. Üretici dilediği işletmeye gönül rahatlığıyla çayını verir.
Bu durumda Çaykur’da alım planlamasını içinde bulunduğu şartlara göre ayarlar.
Çeşitli nedenlerle pazarlama sorunları yaşanıp, stokları artarken Çaykur’u fazla çay almaya zorlamak işletme mantığına ters, zarar etmeye yol açan, stok çayı eritmek için tartışmalı formüllere başvurmayı zorunlu hale getiren bir durum.
Oysa, her işletme pazardaki hakimiyetine göre üretim yapar. Pazardaki gücü arttıkça üretimini artırır, azaldıkça azaltır. Bu ekonomik bir kuraldır.
Bugün, eğer üreticiler çayını Çaykur’a vermek istiyorsa, nedeni; açıklanan fiyattan kısa sürede sattığı çayın bedelini alacağını bilmesindendir.
Onun için sektörün tümünü düzenleyen ve üreticinin mağdur olmasını engelleyecek bir Çay yasası çıkması Çaykur’un da elini rahatlatacaktır. Böylece Çaykur daha çok çayın yapısal sorunlarıyla, kaliteli çay üretmeye, organik çaya yönelebilecektir.
Teferruatlı bir yasal düzenlemenin zaman alacağını düşünerek başlangıçta iki maddenin yasalaşması halinde yaşanan birçok sorun aşılır.
Bunun için CHP’nin Meclise sunduğu, sadece taban fiyatın altına düşülmemesini öngören tek maddelik değişiklik yeterli değildir. Buna ödeme takvimi ve ödeme garantisi de eklenmelidir..