Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın şehir hastanelerinin artık Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modeli yerine “genel bütçe kaynaklarıyla” yapılacağını belirtmesinin ardından şehir hastanelerine yönelik eleştiriler son bulacak mı bilemiyoruz. Zira şehir hastanelerine yöneltilen eleştiriler sadece bununla sınırlı değil..    Şehir hastanelerinin yapılacağı bazı illerde kamuoyu da neredeyse ikiye bölünmüş durumda. Bu illerden birisi de Rize..    Siyasiler, bu büyük yatırımı ilimize kazandırmak için çaba sarfederken kimi çevrelerin tepkisel tutum takınmalarının nedeni ne?    Bu sorunun cevabını vermek için konunun öncesine gitmek gerekiyor….    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği üzerine İstanbul Sağlık Bilimleri Fakültesi'ndeki Rektör Yardımcılığı görevinden ayrılarak RTEÜ Tıp Fakültesi Dekanlığı görevine getirilen Türkiye'nin önemli göz cerrahlarından Prof. Dr. Şaban Şimşek, göreve gelmesinin ardından yenilikleriyle öne çıkmak istemiş, R.T.ERDOĞAN Üniversitesi Eğitim ve Araştırma hastanesinin fiziki yetersizliğini dikkate alarak yıkılmış olan Paketleme fabrikasının alanını da kapsayan bir projeyi gündeme getirmiş, bunu kamuoyuna sunmuş, ardından bu doğrultudaki maketi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunarak desteğini almak istemişti..    Vurgulamakta yarar var; Prof. Şimşek, bu süreçte Dekanlığında bazı idari sorunlarla karşılaşmış, bu nedenle rektörlükle çelişkiye düşmüştü.  Rektörlüğün insiyatifini dikkate almadığı, ortak karar yerine kendi başına kararlar aldığı suçlamalarıyla karşılaşan Prof. Şimşek’in , şehir hastanelerinin gündemde olduğu bir sırada sınırlı bir yapı projesini tek alternatif olarak dayatması ve rektörlüğün hizmetlerin önünü kestiği imalarında bulunması üzerine görevinden alınması hastane tartışmalarını sonlandırmadı..  Gördüğümüz kadarıyla şehir hastanesine karşı tepki  koyan bazı kişiler bu etki altında kalarak taraf olmaktalar.    Öncelikte şunu belirtmeli; Prof. Şaban Şimşek’in üzerinde çalıştığı proje bir rektörlük projesine dönüşerek öne çıksaydı ve yapılabilseydi gayet güzel olurdu. Ancak, bu proje asla şehir hastanesinin yerini tutmazdı.  Şehir Hastanesine karşılık böylesi sınırlı bir projeyi savunmanın tek gerekçesi ekonomik gerekçeler olabilirdi.   Eğer, böylesi bir proje bütçe kaynaklarıyla yapılmayacak olsaydı üzerinde birçok şey söylenebilirdi. Ancak bu sorun aşıldıktan sonra bizlere düşen bir an evvel bu projenin yapılmasının gündeme gelmesi için gayret sarfetmek olmalı..    Projenin deniz dolgu üzerine yapılmasına tepki göstermenin ise hiçbir mantığı yok. Hastalar için her zaman dağ ve deniz havası önerilirken denizin kıyısında bir hastane neden yanlış olabilir?  Zaten şu an ki hastanelerimizin bazıları vaktiyle doldurulmuş yerlerde değil mi?    Yapılan, yapılmakta olan bazı Şehir Hastanelerine yöneltilen en önemli tepki bu hastanelerin şehrin uzak bölümlerinde yapılmış olması. O nedenle yapılacak olan  hastane öncelikle şehrin en yakın bölgesinde, çok rahat ulaşılan bir alanda olmalı.   Bilindiği gibi (şehrin içinde olmasına rağmen )kısacık yokuş nedeniyle kar yağdığında araçların zincirsiz araştırma hastanesine çıkmaları neredeyse mümkün değil.  O nedenle şehir hastanesi düz ve şehir merkezine yakın bir yerde yapılmalı. Eğer deniz dolgusu dışında böyle uygun bir yer bulunabiliyorsa elbet bu yer tercih edilebilir.    Sonuç olarak: artık gereksiz tartışmaları bir yana bırakarak bundan sonra yapılacak şehir hastanelerinin arasına Rize Şehir Hastanesinin yer alması için uğraşmalıyız.  Eğer, siyasi irade Rize’ye Şehir Hastanesi yapmayı düşünmüyorsa o zaman  paketlemenin bulunduğu alanın olabildiğince geniş tutularak iyi bir projeyle Araştırma Hastanesiyle bütünleştirilmesi yeniden düşünülmelidir.    Zira; burada önemli olan zamandır ve her geçen zaman Rize’nin aleyhinedir…