Sonunda merakla beklenen emekli zammı belli oldu. Ortaya atılan rakamlara bakılırsa, ülkemiz işi yolunda olanlar, zenginler ve memurlar/bürokratlar için yaşanacak bir ülke haline geldi.
TÜİK'in açıkladığı Aralık ayı enflasyon verileri ile emekli ve memurun zammı da ortaya çıkmış oldu. Açıklanan enflasyon verilerine göre (eğer yeni bir düzenleme yapılmazsa) SSK ve Bağ-Kur emeklisi yüzde 37,56; memur ve emeklisi de yüzde 49,3 zam alacak.
Emekliyi bile birbirinden ayıran, toplumda çıkarılan sese göre maaş artırımının yapıldığı, maliyetlerin hızla arttığı, market zamlarının günübirlik hale geldiği, kiraların ödenemez hale geldiği, ev sahibi olmanın imkansız hale geld…
[19:41, 03.01.2024] Adnan Onay: TÜRKÇE KUR’AN
Ziya Gökalp’ın o şiirinden bu yana Kur’an’ın veya namazın/duaların Türkçe okunması halinde her şeyin çok daha iyi olacağı söylenir. Yani, Kur’an’ın kendi dilimizle anlaşılır hale gelmesiyle her şeyin güllük gülistanlık olacağı sanılır.
.
Türkçü denilen kesimin ortaya attığı bu iddia şimdilerde Kur’an üzerine farklı okumalar yapan, ayetleri yeni bir yaklaşımla açıklayan ilahiyatçılar tarafından sıkça seslendiriliyor. Onlar da tıpkı Türkçüler gibi halkın okuduğunu anlayamadığı yani Kur’an cahili olduğu, dinini bilmediği, anlayamadığı için din adına yanlış şeylerin topluma yerleştiğini öne sürüyorlar. Böylece kendilerini de bir üst konuma yerleştirmiş oluyorlar.
.
Oysa, Kur’an Arapça anlaşılıp, bilinerek okunda veya Türkçe’ye çevrilip, namazlar, dualar Türkçe okunsa inanın ki ihtilaflar, dine yönelen eleştiriler daha da artar. !
.
O halde sorun nedir?
Sorun; dinlerin, günümüz dünyasına katkı sunabilecek bir pozisyondan uzaklaşması, ilme, bilime uygun şekilde ayıklanmaması, uyarlanmamasıyla ilgilidir. Bu durum dini anlamsız ve gereksiz hale getiriyor.
.
Kur’an’da 25 Peygamberin adı geçiyor. Hadislerde ise 124 bin, hatta 224 bin gibi rakamlar geçmekte. Bu bilgilerden hangisini ölçü alırsak alalım, demek ki, birçok Peygamber öncekinin inancını(şeriatını) güncellemiş, güne uyarlamış, değişen şartlar nedeniyle özelliğini kaybedip, dinler nedeniyle bozulan toplumlara dinin öne çıkardığı ilkeleri yeniden hatırlatmış ve onların yeniden topluma hakim olmasıyla görevlendirilmiş.
İlahi kitapları olmayan Peygamberlerin de vahiyle yönlendirildiği yani hikmetle donatıldığı dikkate alınırsa görevlerinin önceki dinleri güncellemek olduğu anlaşılır.
.
Her ne kadar Tevrat’ın Hz.Musa tarafından yazıldığı öne sürülse de ona eklenen diğer dini metinler ve sözlü Tevrat’la Hz.Musa’nın dini de günün şartlarına göre güncellenmek istenmiştir.
Hz.İsa da Tevrat’ı güncellemiştir. Hz.İsa’ya atfedilen günümüz İncil’leri Hz.İsa’dan 150-200 yıl sonra yazılmıştır.
.
Kur’an da tıpkı öncekiler gibi Hz.İbrahim’den başlayarak dinin Peygamberimiz tarafından vahiy yoluyla güncellenmesiyle oluşmuş ve Peygamberimiz sonrasında kitap haline getirilmiştir.
.
Özetle; güncellenmeyen, günün ilim ve bilimi çerçevesinde, zamanın ruhuna uygun hale gelmeyen dinlerin topluma yarar sağlaması mümkün değildir ve bu durum dinin varlık nedenine de karşıdır..
Konuya şuradan yaklaşmak gerek; Peygamberimiz bugünkü toplumu irşad için gönderilmiş olsaydı nelerle muhatap olunurdu, hangi ilahi sözlerle bizlere yol gösterirdi?
Herhalde asırlar öncesinin konuları, o günün sorunları bugüne taşınmaz, bugün var olan, yaşanılan sorunlara eğilir, onları Allah’ın rızasına uygun bir hale getirme görevinde olurdu..