İki tür siyasetçi vardır: mensubu olduğu siyasi partinin güçlenmesini, yücelmesini önceleyenler;
Kendisinin güçlenmesini, mensubu olduğu siyasi partinin güçlenmesinin önüne geçirenler!
Bu ikinci tür siyasiler, mensubu oldukları siyasi partinin görüşlerini tam olarak benimsemezler, o siyasi partiyi önlerinin açılması, makam ve mevki içi bir araç olarak görürler.
Siyasi tarihimiz bu gibilerin nice örnekleriyle doludur. Bunlara “bukalemun tipli siyasiler” denir. Bunlar kolayca bulundukları yerin rengini aldıkları için onların aslını bilmeyen, özünü tanımayanlar kendilerinden sanırlar ve o nedenle ona ilgi gösterirler.
Ancak, onların ne oldukları, gerçek zihniyetleri bağlı göründükleri siyasi partilerin sicilinde kayıtlıdır! Ve o kayıt, o kişinin gerçek yüzüdür ve o kişiler aslında bulundukları siyasi partinin safrasıdırlar. En küçük bir sallantıda safralarını kusarlar!
Sağlam zeminde ilerlemek isteyen siyasi partiler, ilk fırsatta bu tipleri kendilerinden uzaklaştırmazsa, gelecekte daha ciddi zorluk yaşarlar. Siyaset, her şeyden önce ilkelere bağlılığı, onları gönülden kabulü önemli görür. Çünkü bilinir ki, bu kişiler tarafından oluşturulan siyasal zemin, kendi partisinden ziyade başka partilere kapağı aralar, onlara köprü olur. Böylece, o kişi, bir başka siyasi partinin o zemine oturmasını kolaylaştırır.