Ülkemizde siyaset çok etkin ve oldum olası iktidarlar bürokrasi üzerinden siyasi güçlerini devam ettirmeyi hedef edindiler. Durum böyle olunca halk bürokraside, devlet kurumlarında karşılaştığı sorunların faturasını iktidarlara kesmekte. Bu bir doğal sonuç..
O nedenle; iktidarların bürokraside, devlet kurumlarında kendileriyle uyum içerisinde çalışanları tercih etmesi ve buna ayak uyduramayanları değiştirmesi anlaşılır bir şey.
Halkın, iktidar siyasetinin tercih ettiği veya değiştirdiği kişiler üzerinde olumlamalarda veya eleştirilerde bulunması önemsenmez, bunun sonuçları ise(iyi-kötü) ancak sandıkta ortaya çıkar. Siyaset de zaten tepkilerin yükselmesiyle kan kaybeder ve böylece iktidarlar değişir.
Basın ise her iki cepheden farklı olarak olup biteni kendi gözünden tahlil ederek topluma sunar. O nedenle basın olaylara olumlayıcılıktan ziyade eleştirel bir gözle bakar. Bu onun doğası gereğidir.
Demokrasilerde basının son derece önemli olması bu gerçekliğe dayanır. Güçlü demokrasilerde basın özgürlüğü son derece geniştir ve iktidar veya muhalefet siyaseti basının eleştirel yaklaşımına saygı duyar, yazılanları olgunlukla karşılar.
Ancak, şu bir gerçek ki basının tarafsız, objektif olmaması halinde toplumu krize sokabilecek sonuçlar doğabilir.
Böylesi sonuçlarla karşılaşılmaması için basının ekonomik olarak kendi kendine yeterli hale gelmesi/ getirilmesi şarttır.
Aksi halde basının kirli hale gelmesi kaçınılmaz olur.